-12.BÖLÜM-

411 27 22
                                    

Keyifli okumalar dilerimm!

&

İçimde bir boşluk hissi vardı, çünkü yaptığımız şey doğru değildi. O sevilmekten korkuyordu, ben sevmekten. Çok inkar etmiştim sevdiğimi, asıl korkak bu yüzden bendim. Korkak biri olanı o sanmıştım, yanılmıştım.

Derin bir nefes alarak Levent'in kollarının arasından çıktım. Peki, sevmekten vazgeçecek miydim? Geç kalmıştım, ben onu sevmiştim ve bunun geri dönüşü yoktu.

Sıkıntıyla yüzümü ellerimin arasına aldım. Arkamda hissettiğim hareketlilikle bedenimi o tarafa çevirdim.

Levent başparmağıyla çenemi yukarı doğru kaldırarak ona bakmamı sağladı. "Sorun ne?" Sertçe yutkundum. Bir sorun yoktu, olmasına izin vermeyecektim. "Yok bir şey," diyerek kollarımı onun beline sardım.

Dengesiz davrandığımı biliyordum fakat, kafamın içi tam anlamıyla doluydu. Ne ağlayıp içimi dökebiliyordum, ne de hissettiklerimi karşımdakine aktarabiliyordum.

Kollarımı beline dolamışken, elleri saçlarımda gezindi. Bir süre öylece bekledikten sonra kollarımı belinden ayırdım. Benim için huzur buydu, Levent'in ta kendisiydi.

Yüzümüzü aynı hizaya getirmek için dizlerini kırarak eğildi. "Söz veriyorum, geçecek. Yaşadıklarını unutmanı sağlayamam, ama acısını hafifletebilirim. Bundan sonra geçmişine dokunmam, geleceğin olurum."

Sanırım, Levent'e odun dediğim için kendimi asabilirdim. Dudaklarımda buruk bir tebessüm peydah oldu.

Alnıma öpücük kondurarak bedenlerimizi uzaklaştırdı. Buzdolabını açarak içinden ananas suyu çıkardı. "İster misin?" Kafamı iki yana sallayarak istemediğimi belli ettim.

Omuzlarını silkerek kutuyu kafasına diktiğinde gözlerimi devirerek koltuğa oturdum.

***

"Binmek istiyorum," diye mızmızlandım Levent'in serçe parmağını tutuyorken. Gözlerini kısarak beni anlamak istercesine baktığında, dudakları şeytani bir yavaşlıkla yukarı doğru kıvrıldı. "Salıncağa!" diye küçük bir açıklama yaptım bıktığımı belli eden bir tavırla.

Bileğimi uzun parmaklarıyla sararak salıncağa doğru ilerledi.

Evde çok sıkıldığım için parka gidelim diye tutturmuştum, beni kırmamıştı.

"Çocuklar, bir müsaade edin ablanıza," diyerek salıncaktaki çocukları resmen kovdu! Şimdi farkettim de, ne kadar memnuniyetsiz bir insandım öyle.

Yedi-sekiz yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim erkek çocuğu salıncaktan kalkarak diğer çocukların beklediği sıraya geçti. Levent arkama geçtiğinde beni sırtımdan ittirerek sallamaya başladı.

Yarım saat kadar salıncakta bıkmadan sallanmıştım, bu hissi özleyeceğimi hiç düşünmemiştim. Bana yer veren erkek çocuğu gözlerini kırpıştırarak tam önümde durdu.

Salıncak ona çarpmasın diye Levent belimden tutarak salıncağı durdurmuştu. Yere değen ayaklarıma kaydı gözlerim.

Çocuk bana doğru yaklaşarak konuşmaya başladı. "İsmin ne?" Gözlerimi yerden ayırarak küçük çocuğa çevirdim. "Vera. Seninki ne?"

"Benim ismim Mete. Burnun ne kadar güzelmiş," dediğinde küçük parmağıyla burnuma dokundu. Kıkırdayarak bende onun burnuna dokundum. "Seninde burnun çok güzelmiş," dedi ve dişlerini göstererek gülümsedi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 11, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BİR TEK SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin