Eşleşme

1 1 5
                                    

"Hadi Ver! Senin yüzünden geç kalıyoruz." Belime bağladığım kemeri düzeltip kendime aynada son defa baktım. Omuzlarımın biraz aşağısında biten kumral saçlarımı ensemde küçük bir topuz yapmıştım.
Üzerime giydiğim kısa yeşil elbisem bütün vücudumu ikinci bir deri gibi sarıyordu.

"Ben hazırım Julia." Masanın üzerindeki küçük çantamı alıp aşağıya indim. Julia gelmiş annemlerle birlikte sohbet ediyorlardı. Beni merdivenin başında gördüklerinde konuşmayı kesmişlerdi.

"Bu akşam eşini bulamazsan eve gelme Ver!" Anneme döndüğümde kollarını kocaman açmış beni bekliyordu. Ona sarılıp kokusunu içime çektim. Bu akşam sadece iki ihtimal vardı. Ya eşimi bulup onunla beraber eve dönerdim ya da onsuz.

"Benim pek bir ümidim yok aslında anne. Eğer istersen dönmeyebilirim."
Şakayla karışık cevap verdiğimde gülümsemesi soldu. Belime sardığı kollarını yavaşça çözerek benden uzaklaştı. Dolmuş gözlerini gizleyebilmek için kirpiklerini birkaç defa kırpıp gülümsedi.

"Öyle demek istemedim birtanem. Sana kapım her zaman açık annecim. Ama sence de biraz geç kalmış sayılmaz mısın?" Annem doğru söylüyordu. Ariona'da herkesin yirmi yaşına geldiğinde eşleşmesi gerekirken ben yirmi üç yaşına geldiğim halde hala eşimi bulamamıştım. Julia'da benden pek eksik sayılmazdı ama o sadece yirmi bir yaşındaydı. Annem bu durumu dışarıda fazla vakit geçirmememize bağlıyordu.

"Bakarsın bu akşam ikimizde eşlerimiz ile geliriz Emily." Julia'nın neşeli sesi ortalığı doldurduğunda gülümseyip onayladım.

"Evet anne. Bakarsın iki yakışıklı prens le eşleşip geliriz." Annem prens lafını duyduğunda kıkırdadı.

"Siz eşleşin de prens olup olmaması umrumda değil." Prensleri bu duruma katmak bile hataydı zaten. İki milyon kişinin içerisinde bir prens ile eşleşebilmek şans işiydi. Ve o şans ne bende ne de Julia'da var dı.

"Hadi anne geç kalıyoruz." Yanağından öptükten sonra masanın üzerine bıraktığım eldivenlerimi ne olur ne olmaz diye çantama atmayı ihmal etmedim. Julia beni gördüğünde sadece kınayan bir bakış atıp dışarıya çıkmıştı. Peşinden koştuğumda merdivenlerden atlarken neredeyse ayakkabının topuğunu kırıyordum.

Yanına geldiğimde benden tarafa bakmadı bile. Üzerine giydiği mavi kabarık bir eteği olan elbisesinin üstüne aynı benim gibi bir ceket almamıştı. Havanın hafif serin olması yazın başladığının kanıtıydı. Yaz benim için pek bir şey ifade etmiyordu aslında. Diğerleri gibi yazın gelmesini sabırsızlıkla beklemiyordum. Benim eşimden hiç bir beklentim yoktu.

Ariona'da her yazın ilk gecesi yapılan eşleşme partisi bütün Ariona için önemliydi. Doğduğumuz anda giydirilen büyülü eldivenlerimizi sadece eşleşme partisi olduğu gece çıkarabiliyorduk.

Partiler önemliydi. Prens Sebastian eşini geçen yaz parti sayesinde bulmuştu. Altı senedir hiç bir partiyi aksatmamıştım. Ve eşimi hala bulamamam kimine göre benim beceriksizliğimden, kimine göre ise yıllar önce onu daha bulamadan kaybettiğim içindi. Ama bana sorsalar bunların hiçbirine inanmazdım çünkü eldivenimi çıkarmadan eşimi bulamayacağımı ben de biliyordum. Ve eldivenimi bir partide dahi çıkarmamıştım.

Benden daha uzun süre eşsiz olanlar dahi vardı. Prens Sebastian yirmi sekiz yaşına geldiğinde eşini bulmuştu mesela.

"Neden her sene bunu yapıyorsun?" Bakışlarımı daldığım dolunaydan alıp ona döndüğümde ormandan çıkmıştık bile. Evimiz şehrin biraz dışarısında kalıyordu. Parti meydanda olduğu için şehre gelmiştik.

"Nasıl yapıyormuşum?" Gözlerini devirdikten kısa süre sonra konuştu.

"Eldivenlerini bir partide dahi çıkarmadın. Bunu neden yapıyorsun Veronika?" Bakışlarım sanki daha önce anlaşmış gibi anında ellerimi buldu. Haklıydı. Evden çıktığımda ilk iş olarak eldivenlerimi takmıştım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 13, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sır Perdesi: Ariona Krallığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin