Sensei ve takım çok sıkı çalıştılar. Aradan 2 hafta geçti. Her gün erkenden kalkıp spor salonuna gitmek artık monotonlaşmıştı. Bu süre zarfında Eizō hayâl bile edemeyeceğimiz kadar güzel basketbol oynamaya başlamıştı. Kyōji ile Norio da çok iyi anlaşıyordu. Sensei ise... Hâlâ benim yanımdayken tuhaftı. Ama Sensei'yi Sensei olarak gördüğüm pek söylenemez. Genç olduğu için daha çok bize ve diğer öğrencilere "kanka" gibi yaklaşıyor. Tüm öğrenciler onu çok seviyor ve kızlar hâlâ Sensei'ye şirin gülücükler yolluyorlar. Kısacası her şey monotonlaşmıştı. Taa ki aldığım o e-postaya kadar. E-posta "Shinten Lisesi Basketbol Kulübü" nün menajerindendi. "Aa! O da kızmış." İsmi Fujio Saeko'ydu. E-posta şöyleydi:
Sevgili Hanai Yukina-san,
Okulumuz Shinten Lisesi sizinle antrenman maçı yapmak istiyor. İki lise içinde bu antrenman maçının faydalı olacağına inanıyoruz. Maç ~~~ tarihinde Shinten Lisesi spor salonunda yapılacaktır.
Lise'nin adresi: Tabemono caddesi/ 26. Sokak/ Tokyo
Saygılar
Fujio Saeko
Shinten Lisesi Basketbol Kulübü MenajeriE-posta burada bitiyordu. Yani bu demek oluyordu ki Tokyo'ya gidecektik! Ama bu güçlü bir okula benziyordu. Neden bizimle maç yapmak istiyorlardı? Yarın bunu takımla paylaşmalı, sonrada cevap yazmalıydım. Norio'nun beni tekrar eklediği gruba girdim. 200 tane mesajı okumadan geçtim. Zaten ya Norio ya da Kyōji konuşmuştu. Eizō da arada bir iki şey yazmıştı.
Grup Konuşmaları
Yukina: Size bir haberim var!
Norio: Dai Daiteshi'nin yeni sezonu mu çıktı?!
Kyōji: Oha ciddi misin?
Yukina: Ne? Ne alâka şimdi? Bir beklesenize.
Eizō: Anlat Yukina.
Yukina: Önümüzdeki hafta maçımız var!
Kyōji: WOOOOOOOO!!!!
Norio: OHA! OHA! OHA!
Eizō: Bence zamanı gelmişti. Hangi okul?
Yukina: Sonunda mantıklı bir tepki... Shinten Lisesi.
Kyōji: Ne? Sen şaka mısın?
Norio: Ne oldu ki?
Yukina: Sorun ne?
Kyōji: Ben o okuldan geldim. ;P
Norio: SEN TOKYO'DAN MI GELDİN?! ( ゚д゚)
Kyōji: Hıhı. (^_-)
Eizō: Eski arkadaşlarını görürsün işte. Ne güzel. :|
Kyōji: Ben o takımın menajerini seviyordum. Ama o kimseyi sevmiyordu. (︶^︶)
Yukina: Kimseyi sevmiyordu da ne demek?(=_=)
Eizō: Seni sevmek zorunda değil ki. (ー_ー;)
Yukina: Aynen. (-.-)
Norio: Çok üzüldüm dostum...(T_T)/~~~
Kyōji: Biliyorum dostum...(ToT)/~~~
Eizō: Biz gidelim mi?(゜-゜)
Yukina: (°ー°〃)
Kyōji: Ben onu bir daha görmeye hazır değilim.(TдT)
Yukina: :-|Telefonu kapatıp yatağa uzandım. Menajer olarak pek bir yardımım dokunuyor muydu acaba? Takıma destek olacak daha fazla şey yapmalıyım gibi hissediyordum. Ama ne yapabilirdim ki? Ponpon kızlar gibi giyinip dans mı etmeliydim? Tüm erkekler eminim bayılırdı ama asla böyle bir şey yapamam. Böyle saçma sapan düşüncelerle öylece uyuyakaldım ve sabah ilk defa Norio beni uyandırdı. "Yukina daha ne kadar uyumayı düşünüyorsun?" Gözlerimi kırpıştırarak Norio'nun yüzüne baktım. Gözlerim yüzünden saçına doğru kaydı. "Saçını gene horoz gibi yapmışşın.." Norio sinirlendi. Yüzü saçma sapan bir şey oldu. "HAAAAAA?! Ne alaka şimdi horoz?! Saçıma karışacağına yataktan kalk. Senin yüzünden geç kalacağım." Son dediğine gülerken garip bir ses çıkardım. "Ya ya çok da umrundaydı geç kalmak." Norio'nun odadan çıkma sesini duydum. Bende o çıkmışken hemen giyindim ve dolaba saklandım. Biraz sonra elinde bir bardak suyla içeri girdi. Ne yani beni su dökerek mi uyandıracaktı? Etrafı birkaç saniye süzdü sonra da suyu içti. Ben dolapta sessiz bir şekilde büzüşmüş bekliyordum. Norio'nun bakış alanımdan çıktığını geç farkettim. Yavaşça dolaptan çıktım. Çıkmamla kafama yağmur yağması bir oldu. Ben daha ne olduğunu anlamadan biri kapıdan ışık hızıyla fırladı. "NORİO BEN SENİN ***** S*KİM!" Her yerim ıslanmıştı. Bulursam kesinlikle hortumu bir yerlerine ... Neyse. Sinirle dışarı çıktım. Beklememiş ve gitmişti. Ona küfrederek bisikletimin kilidini çıkardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shinki-shō (Hastalık Hastası)
Novela JuvenilTemizlik hastası Eizō, hayatı dalga olan Norio, garip hareketleriyle Sensei.. Yukina'nın bildiğini sandığı gerçekler ne kadar gerçek? Geçmiş gerçekten de geçmiş mi? OKUmasanız da olur öylesine koydum. (eski bir yapımdır, hatalarla doludur ama seviyo...