Herşeyin her gün aynı, o kusursuz dengede kalması için çabalamak sizi de çok yormuyor mu? Çok emek istiyor bana kalırsa üstelik bu emeği de hiçbir şekilde hakketmiyor. Birisi gelip bir anda tek bir olayda bir anlık öfkesiyle veya bir anlık eğlencesiyle tek bir sözüyle sizin oluşturmak için saatlerce üstüne düşünüp benimsemeye karar verdiğiniz düşünceyi tek bir cümlesiyle yok edebilir. Ve üstelik size verdiği zararın hiçbir zaman farkında olmaz. Çünkü o insan bununla büyümüştür, öğrendiği davranış biçimi budur. Ve siz tam bu yüzden onu hiç bir zaman yargılayamazsınız ve en kötüsü de yargılamaya hakkınız olmadığının farkındasınızdır. Ama bir yandan bunu görmezden gelmek istersiniz, mantığınızı bir kenara bırakmak olacakların sonucunda bir şey getirmeyeceğini bilmek değil de sadece o şeyi yapmak istersiniz. Bazılarımız bu ikilemden özgürlüğüne kavuşarak kurtulur, bazılarımız ise mantığıyla başbaşa kalır. Çünkü mantığı ön planda olan her insan bilir ki ne hayat ne de insanlar, ne mantığı ne de mantıklı davranışları sevmezler. Çünkü mantıklı olmak her zaman daha zordur. Normal hayatta mantıklı olmak veya olmamak kişinin hayata bakış açısının doğaracağı sonuçlardan biridir. Peki mantık ve aşk arasında kalmak kişinin hayatıyla mı yoksa kendisiyle mi ilgilidir? Asıl bu sorunun cevabını bize kim verebilir?
YOU ARE READING
.
Teen Fictionİnsan gerçekten güvenmeye değer bir varlık mıdır? Seven insanın her şeyini ona adamasını hakeden bi varlık mıdır insan? Ya da seven kişiyi kullanma hakkını kendinde görebilecek kadar yüzsüz veya kibirli midir? Sahiden her gün her şeyin en güzelini...