Son sözleri genç adamın titremesine sebep oldu. Adımları gerilerken gözleri başka yöne dönmüş içine derin bir nefes çekmişti.
Bu his... Bu his onu yok ediyordu.
"Sen hiç kimse değilsin"
Süveyda'nın yüzüne bir tebessüm oturdu. Alay ediyordu onunla sanki. İkisi de herşeyin farkındaydı. O bu evde olmaması gereken hiç kimseydi.
"Seni de yormuyor mu"
Ferzan'ın gözleri tekrar o koca gözlere döndü. Baktığı an eridiği. Yüreğinde ki ateşi alevlendiren gözlere.
"Ne"
"Bu evlilik..."
"seni de yormuyor mu"
"Yorulmak"
Genç kız kurumuş dudaklarını ıslatırken genç adamın gözleri o dudaklara kaydı.
"Ben.." demişti ki Ferzan sözünü kesip
"Toplantım var" diyerek çıktı odadan. İşte onun yenilgisi bu kadar basit ve anlıktı. Duymak istemiyordu. Bu gerçekler yeterince onu yormuşken birde onun ağzından duymak istemiyordu. Belki böyle yaşaması daha kolay olurdu. Babasının yokluğu bir köşede sızlıyordu ama bu yaranın ne sızısı nede akan kanını durdura biliyordu.
Meğerse Aşk... Ne kadar da arsızmış.
Merdivenleri inerken gözleri mutfaktan çıkan Zişan'a takıldı genç adamın. Uzun süredir onu odasından çıkmış görmemişti. Üzerinde ki kasvet ve üzüntü kız kardeşini görmesiyle azda olsa kanatlanmış hafiflemişti.
"Zişan"
Elinde ki fincanı saran genç kızın gözleri gelen sese dönerken yüzüne hafif bir tebessüm oturmuş naif sesiyle
"Abi" demişti. Sesinde ki yorgunluk yüzünde ki üzüntü yutkunmasına sebep olmuştu adamın.
Usul adımlarla kardeşinin yanına varırken yaklaştığı kız kardeşinin yanaklarını sarmış
"Çıkmışsın odandan daha iyi misin"
Zişan başını salladı. Yüzüne yalancı bir gülümseme eklemişti. Bunu kim görse anlardı.
"Biraz hava almak istedim abi"
Kollarını genç kıza sardı. Bu evde kıyamadığı gözünden sakındığıydı.
"Sen... Sen nasılsın abi"
Kötüyüm. Bazen aldığım nefes bile can yakıyor.
"İyiyim"
"O... O nasıl"
Ferzan'ın kaşları çatıldı bir kaç saniye kim olduğunu sorgularken sardığı kızı geriye doğru çekmiş gözlerinin içine bakmıştı.
"O kim"
"Sü.." diyemeden gelen ayak seslerine dönmüştü gözleri. Süveyda iki kardeşin bir birine olan merhametini görünce kalbinde bir boşluk burnunda tüten aile özlemini anımsamıştı.
Babası da her göz yaşında sarıp sarmalar herşeyin geçici olduğunu anlatıp göz yaşlarını dindirirdi. Şimdi ise en büyük kabusta tek başına çırpınıyordu.
Ellerini önünde bağlayıp iki kardeşin yanından geçti. Zişan'ı en son bu eve ilk geldiği gün görmüştü. Bu zamana kadar ondan kötü hiçbir söz duymamıştı. Doğrusu hiç görmemişti bile. Gözden kaybolmasıyla Zişan
"Onun suçsuz olduğunu biliyorsun dimi abi"
Gözleri abisiyle kesişti.
"Babamızın ölümü... kazaydı"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HUN
Narrativa generaleKan! kaç bedel ödetir. Babasını öldüren adamın kızı ile evlenmişti Ferzan. Yüreğini yakan sevda sızını baba acısı bastırmıştı. Süveydanın sırtına yüklendikleri omuzlarını bükmüştü de ses çıkarmamıştı.