"Ne demek oluyor da o seni bıraktı?" Diye sordu james potter oğluna. Zira duyduklarına inanamıyordu. "Bildiğin beni bıraktı baba. Yaralarımı falan kontrol etti- hatta yemek bile getirdi." Diye yanıtladı sabahtan beri sorulardan bezmiş harry.
"Pekala yeter. Oğlumu yormayın bu kadar zaten yorgun." Diye söylendi lily.
Sirius ise onu aldırmışa benzemiyordu. Öeraklı bakışlarını Harry'e çevirdi ve sordu. "Kaç yaşındaymış? İsmi ne?"
Harry ise sirius'a inanamazcasına baktı ve onu cevapladı. "Ordan bakımca karanlık leydi ile sohbet etmiş gibi mi duruyorum? Tamam biraz konuşmuş olabiliriz ama- konu bu değil. İsmini falan söylemedi. Yaşıtmışız öyle dedi."
"Peki ya nasıldı? Yani yüz-" "yüzünde maske vardı sirius. Şimdi izninizle uyumak istiyorum." Diyerek direkt olarak odasına çıktı harry.
Yatağına uzandı, bugün olanları düşündü. Gerçek miydi bunlar şimdi? Tavana bakmaya devam etti. Bakmasını bilene tavanlar çok şey anlatırdı. Bir süre sonra da uyuyakaldı zaten.
~Lestrange malikanesi~
"Sen şimdi bana gelmiş, Potter'ı serbest mi bıraktım diyorsun yani?" Draco, Jemisha'nın odasında volta atarken konuştu. Jemisha ise umursamaz bir tavırla yüzüne krem sürmekle meşguldü.
Ve evet. Jemisha'nın yüzünü görebilen tek kişi -annesi, babası ve karanlık lord dışında-
draco'ydu."Bir bildiğim var ki serbest bıraktım draco. Sen de artık sussan mı? Gerçekten canımı sıkmaya başladın." Jemisha aynanın karşısından çekilirken konuştu.
"Saçmalığa bak. İnsan bana da haber gönderir. O potter'ın acı çekişini görmek isterdim. Keyifli olurdu açıkcası.." jemisha, draco'nun bu sözlerine derin bir iç çekmek ile yetindi. Ve konuştu.
"Yarın bir saldırı daha yapılacak. Ben de orda olacağım. Lord benden bir şey almamı istedi. Görev dönüşü akşam yemeğini birlikte yiyelim mi?"
Draco jemisha'ya döndü ve "Elbette. Uzun süredir birlikte bir şeyler yapmıyorduk." Jemisha ise onaylarcasına kafasını salladı.
Ertesi gün olduğunda ise jemisha odasına gelen kahvaltısını yaptı ve bugünkü saldırı için plan yapmaya başladı.
Potter'ların evinde ise huzurlu, her şeyden habersiz bir kahvaltı yapılıyordu. Sirius, elindeki süt reçelini james'e uzatırken konuştu "hala aklım almıyor dün olanları. Ama içimden bir ses nedense bir şeyler olacak gibi söylüyor."
"Patiayak artık şu şom ağzını kapatır mısın? Huzurlu bir kahvaltı yapmak istiyorum. Lütfen." James iç çekerek onu cevapladı.
"James, üzgünüm ama benimde içimde kötü bir his var. Sanki her şey daha kötüleşecek gibi. Harry'i öylece bırakamazlar değil mi?" Lily, kocasına hitaben yatıştırıcı bir ses ile konuştu.
"Anne, baba, sirius. Yeter. Kahvaltımı yapmak istiyorum sadece." Harry kimseye fırsat vermeden masadakileri susturmuştu.
Aniden cama, küçük bir uçak şeklini almış parşömen parçası geldi. James yavaşça kalkıp parşömen parçasını aldı ve camı geri kapatıp yerine döndü ve oturdu.
"Kimden Çatalak?" Diye sordu sirius. James cevap vermeden açtı ve okudu. Gözleri hızla büyüyen james ile masadaki meraklı bakışlar da büyüdü.
"Dumbledore çağırıyor. Gizlediğimiz evi bulmuş ölüm yiyenler. Gitmemiz lazım sirius."
Sirius, arkadaşı cümlesini bitirmeden ayağa kalktı. O eve girmeyi başarırlarsa voldemort kazanırdı. O eve girmeyi başarırlarsa herkes ve her şey yok olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın içinden| Harry James Potter
FanfictionHarry Potter ve Jemisha Lestrange. Ya da gerçekten lestrange mı? 𝐉𝐞𝐦𝐢𝐬𝐡𝐚 𝐥𝐞𝐬𝐭𝐫𝐚𝐧𝐠𝐞, 𝐤𝐚𝐫𝐚𝐧𝐥ı𝐠̆ı𝐧 𝐲𝐮̈𝐤𝐬𝐞𝐥𝐝𝐢𝐠̆𝐢 𝐝𝐨̈𝐧𝐞𝐦𝐝𝐞 𝐯𝐨𝐥𝐝𝐞𝐦𝐨𝐫𝐭𝐮𝐧 𝐲𝐚𝐧ı𝐧𝐝𝐚 𝐝𝐢𝐠̆𝐞𝐫 𝐨̈𝐥𝐮̈𝐦 𝐲𝐢𝐲𝐞𝐧𝐥𝐞𝐫𝐞 𝐨̈𝐧𝐝𝐞...