Kadın televizyonun karşısında çayını yudumlayan kocasına "Bey sana bir şey söylemem gerek" diyerek huzursuz gözlerle baktı.
"Hayırdır inşallah!"
Nasıl söyleyeceğini bilemez bir halde yutkundu önce. Fakat bunu kocasının bilmesi gerektiğini düşünüyordu.
"Çınar'ın halini son günlerde hiç iyi görmüyorum" diyerek giriş yaptı söze.
"Neyi varmış bizim oğlanın?"
"Son günlerde çok içine kapandı. Eski neşeli Çınar'dan eser kalmadı. Hiç konuşmuyor. Eskiden arkadaşlarıyla gezmeyi seven çocuk şimdi odasından bile çıkmıyor. Onunla bir konuşup ne derdi var bir öğrensen diyorum. Belki sana anlatır."
Düşünceli gözlerle eşine bakan adam çayını çay tabağına bıraktıktan sonra ayağa kalktı. Oğlunun odasının kapısını çalıp içeriye girdi. Yatağında uzanmış telefona bakan oğlu, babasını görünce hemen yattığı yerden doğrulup telefonu elinden bıraktı.
"Çınar niye burada tek başına oturuyorsun? Gelsene salona televizyon seyretmeye" dedi.
"Biraz yorgunum baba. Hemen yatacağım."
"Derslerle ilgili bir sorun mu var. Yoksa sınavların mı kötü geçti?" diyerek baktı oğluna.
"Sınavlar iyi. Taktir almayı garantiledim sayılır. Derslerle ilgili bir sorunum yok. Niye sordun?"
Adam gülümseyerek "Annen son günlerde canının sıkkın olduğunu söyledi. Başka bir şey mi var canını sıkan?" dedi bu defa.
"Yo ne olabilir ki?"
"Belki gönül işi ha!.. Sevdiğin kıza mı açılamıyorsun? Ya da açıldın da cevap mı vermedi?" diyerek baktı oğlunun saçlarını karıştırarak.
"Ne kızı? Kız falan yok. Ben iyiyim. Hiçbir sıkıntım yok. Anneme öyle gelmiş olmalı"
"İyi o zaman. Canını sıkan bir şey varsa bana söylemen yeter biliyorsun. Sana iyi geceler."
Tekrar salona dönen adam koltuğuna oturup çay bardağını eline alırken eşi "Ne diyor Çınar. Konuştu mu seninle?" diye sordu merakla.
"Bir şey söylemedi. Korkma yoktur bir şey. Ergenlik dönemlerinde olur öyle."
Kadın derin bir iç çekerek bir şey daha söylemek için tedirgin gözlerle baktı kocasına.
"Söyle söyle çekinme. Başka ne var aklında?" diye sordu gülerek.
"Bunları buldum odasında temizlik yaparken bugün."
Adam uzattığı kağıtlara baktı. "Yaşamak istemiyorum. Allah beni kahretsin. Ölsem de kurtulsam. Nefret ediyorum hayattan!" yazan notlara baktıktan sonra eşiyle göz göze geldi.
"Bir derdi var bu çocuğun bey! Bir doktora falan mı danışalım dersin!" dedi kadın telaşla.
"Durum düşündüğümden de ciddi sanırım. Tamam randevu alıp bir doktora gidelim o zaman."
......
Aradan bir kaç hafta geçmişti. Adam mahalle kahvesinde düşünceli bir şekilde otururken sandalyeyi yanına çekip oturan arkadaşını farketmemişti bile.
"Yavuz hayırdır bilader. Karadeniz'de gemilerin mi battı? Ne düşünüyorsun bu kadar?" diye sorunca başını kaldırıp baktı ona.
"Ne olsun işte. Bizim oğlanla başımız dertte biraz."
Arkadaşı merakla "Çınar'la mı? Ne derdin olabilir ki onunla. Maaşallah akıllı, efendi, uslu, sessiz sakin bir çocuk. Benim bildiğim kimseye karışmaz etmez kendi halinde Çınar" diyerek güldü.
"Derdimiz de o zaten. Çok sessiz, çok içine kapanık oldu son zamanlarda. Bir derdi var ama ne derdi var kimseyle paylaşmıyor. Doktora bile gittik ama yok söylemiyor. Bir de ondan habersiz psikologla görüşmek için randevu aldık diye agrasif davranmaya başladı bize karşı. Çok asabi oldu. Her şeye sinirleniyor. Ne yapacağımızı bilmiyoruz onunla"
Arkadaşı bir süre düşündükten sonra kahvenin önünde motosikletle uğraşan gençlere seslendi.
"Görkem bir bakıverin çocuklar buraya!"
Görkem ve iki arkadaşı içeriye girip yanlarına geldiler. Adam şaşkın gözlerle arkadaşının aklından neler geçtiğini duymak için beklemeye başladı.
"Buyur Remzi abi!"
"Çınar'ı tanıyorsunuz değil mi? Bu abiniz onun babası" diyerek gençleri tanıştırdı. Ardından aklından geçenleri gençlere ve adama bir bir anlatmaya başladı.
Görkem "Merak etme Yavuz abi. Çınar'ın altından girip üstünden çıkar ne derdi varmış öğreniriz" diyerek güldü adamın verdiği parayı cebine koyarken.
Adam "Aman diyeyim çocuklar. Çınar, benimle konuştuğunuzu sakın öğrenmesin. Son günlerde zaten doktor meselesine çok bozuk. İyice aramız açılmasın onunla" dedi.
Görkem'in arkadaşı "Merak etme Yavuz abi. O iş bizde. Çınar'ı iki günde kabak çiçeği gibi açarız" diyerek güldü.
Gençler yanlarından ayrıldıktan sonra "Remzi bu işe yarar mı sence?" diye sordu.
"Bence onun derdi belli. Leyla'yla tanışınca normale döner merak etme" diyerek gülmeye başladı. Keyfi yerine gelen adam "Bize iki çay!" diye seslendi kahveciye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇINARIN GÖLGESİ //BxB//Final Yaptı
Teen FictionÇınar'ın son günlerde içine kapanması ve kimseyle konuşmaması ailesini tedirgin eder. Babası, arkadaşının tavsiyesiyle mahallenin gençlerinden yardım ister. Görkem ve arkadaşları bu teklifi kabul eder ve Çınar'ın ne gibi bir sıkıntısı olduğunu öğren...