Ay Işığı

Ceza

Selamlarr! Nasılsınız hanımlar beyler? İyisinizdir umarım. Size bir açıklama yapmam gerekiyor. Sınavlar başladığı için az hikaye gelicek. Mesela haftada 1 kez falan. Beni anladığınızı umuyorum.

Yazar sizi seviyorr❤️❤️

Yazar gözünden

Türkiye hala olanlara inanamamıştı. Onca şey bunun için miydi? Amerika onu sömürmek için mi sevmişti? Veya sevmemişti... Türkiye'nin kötü hissetmesinin nedeni Amerika'nın kendisini sevdiğini düşünmesiydi. Ama tam tersi ondan nefret ediyordu. Bundan sonra Türkiye de ondan nefret etmeye başadı. Türkiye ağlamaya başlamıştı. Bunca şey ona acı veriyordu. Türkiye bir sesle irkildi

Türkiye'nin gözünden

Arkamdan bir bana seslendi. Kim olduğu sesinden tanımıştım. Artık ona ne cevap verecektim ne de konuşacaktım. Ayak sesleri yaklaşıyordu. O yaklaştıkça ben hızlıca koştum. Onun yüzünü bile görmek istemiyorum artık. En sonunda elimi tuttu

Ame: Türkiye iyi misin?

Elimi ondan kurtardım ve gitmek için arkamı döndüm. Ama o gitmeme izin vermedi. Bu sefer iki elimi tuttu ve yüzüme baktı

Ame: Türkiye lütfen konuş benimle

Bir tane elimi kurtardım ve yüzüne bir tane Osmanlı tokadı attım. Kendine birkaç dakika gelemedi. Keşke bayılıp kafasını çarpıp geberseydi. Kendine geldiğinde bana anlamaz gözlerle baktı. Ben aptal değildim, o aptaldı! Onca şeyden sonra neden benim peşimden geldi? Çünkü insanları aptal zannediyor.

T: Beni rahat bırak ABD

Ame: Ne yapmışım sana Türkiye?

T: Mala yatma Amerika! O odada ne konuşulduğunu biliyorum.

Ame: Açıklayabilirim! Her şey anlaşılmasın diye yaptım

T: Beni söverek mi Amerika? Sevmiyorsan sevmiyeceksin. Birde beni sömürecekmişsin! Burada tek aptal var o da sensin Amerika Birleşik Devletleri.

Ame: Açıklayayım lütfen

T: AÇIKLA DEDİM Mİ SANA?

Sinirden mi, acıdan mı bilmiyorum ama gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Sonra da hıçkırıklı ağlamalar. Amerika hala bana bakıyordu. Göz yaşlarımı silecekken kafamı çektim.

T:Lütfen bana artık dokunma Amerika.

Ame: Neden Türkiye?

T: Git buradan artık

Ame:Peki sen nasıl istersen Türkiye'm

Umarım o "m" takısı sana girer Amerika. Oradan koşarak ayrıldım tam sınıfa girdikten sonra zil çaldı. Azerbaycan beni görer görmez yanıma geldi.

Aze: Seni kim ağlattı?

T: Kimse

Ö: Türkiye ablacığım iyi misin?

En sonunda hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Özbekistan bana sarıldıktan sonra saçlarımı okşadı. Bana bir şeyler fısıldıyor ama ben duymadım.

Ö: Ablacığım hadi bize de anlat. Belki biz yardımcı olabiliriz değil mi çocuklar?

Kazak: Biz ne güne duruyoruz? Tabii yardım edeceğiz

Azer: Eğer burada konuşmak istemezsen dışarıda konuşalım.

Kafamı "tamam" şeklinde salladım. Dışarı çıktığımızda bir banka oturduk. Kardeşlerim benim konuşmamı bekliyorlardı. Ama ben olayları hatırlayınca daha fazla ağlıyordum.