Two Universe

-37-

Bölüm hiç içime sinmedi...

Umarım beğenirsiniz...

Kısa oldu biraz sona anket koyup o şekilde devam etmeliyim❤️❤️

İyi okumalar...

********

Yıl 1777

Jungkook, akşam yemeğine gelmeyen Taehyung için endişelense de elinden bir şey gelmemişti. Taehyung ortada yoktu. Büyük ihtimalle birkaç kurtla beraber Bogum'un cenaze işlemleriyle ilgileniyordu.

Yemeği yedikten sonra ona artık sürünün başında olduğu için yılışıklık ve yalakalık yapan kurtlardan uzak durmak için direkt odasına çıkmıştı Jungkook. Zaten mental olarak iyi değildi bir de samimiyetsiz ortamı kaldıramazdı. Bayan Kim de zaten yas tuttuğu için odasından çıkmıyordu. Jin ise Namjoon ile beraber kendi evlerine çoktan geçmişti.

Yatağa sırtüstü bir biçimde kendini attığında dudaklarını büzmüştü yavaşça. Taehyung'un kurdunu hissedemiyor olmak canını gerçekten çok sıkıyordu.

Elini karnına koydu yavaşça... Henüz bir gün olmuştu hamile kalalı ancak omegası bebeğinin kurdunu hissetmeye başlamıştı.

"Bebeğim... Alfamız nerede kaldı ki acaba?" İnce sesini daha incelterek sorduktan sonra ayağa kalkmış ve camdan dışarıyı süzmüştü. Herhangi bir hareketlilik yoktu Taehyung'un döndüğüne dair.

Dudaklarını büzmüş ve gaz lambalarını söndürmüştü odasının. Şöminede yanan cılız ateş loş bir hava verirken yavaşça yorganın altına girip uyumaya çalışmıştı.

Yatağa sinmiş alfa kokusunu almaya çalışırken kendi kokusu da burnuna çalınıyor, uyuyamıyordu. Alfa Jungkook'un feromonları kızgınlık, zamanında bütün odaya sinmişti. Taehyung'un feromonlarını bile bastırıyordu.

Jungkook Taehyung'un gelmesini öylece kapıya bakara beklemişti. Çok özlemişti onu. Alfa Jungkook'la yer değiştirdiklerinden beri Taehyung'la özlem giderememişti. En son dövüşe gitmeden önce ona sarılıp öpebilmişti. Bir daha yapmak, kokusunu her yerine işlemesini istiyordu.

Taehyung odaya girdiğinde onunle beraber feromon kokusu yayılmamıştı etrafa. Kurdu küsmüştü tabii... Feromon bekleyemezdi Jungkook.

"Bebeğim nerede kaldın?"

"Kusura bakma geç gelmek zorunda kaldım." Taehyung hemen üzerindekileri çıkarmış, yıkanması için çamaşır sepetine koymuştu.

"Şarap kokuyorsun..."

"Pirinç şarabı içtim biraz. Rahatsız olduysan yıkanabilirim."

Jungkook kafasını iki yana sallamıştı. Tek istediği onun yanında olup ona sarılmasıydı şu an...

Taehyung üzerine pijamalarını giydikten sonra yatağın diğer ucuna yatıp sırtını Jungkook'a dönmüştü. Jungkook ise bunun üzerine dudaklarını büzmüş, ona yaklaşıp arkadan sarılmıştı.

"Çok özledim seni... Kurdunu hissedemediğim için endişelendim. Hâlâ da endişeliyim."

Taehyung sessiz kalmıştı. Jungkook ona sarılan ellerini tutup tek tek parmaklarını öpmek istiyordu ama bunu kendine yakıştıramıyordu. Onu aldatmıştı ve kirli dudaklarla öpülmeye layık değildi Jungkook. Ya da Bogum'a sarıldığı kollarla saramazdı onu. Jungkook daha iyisine layıktı.

"Bugün neden dönünce bana öyle davrandın?"

Kendime sinirliydim diyemedi Taehyung. Susmaya devam etti Jungkook onun üzerine eğilip yanağını onun yanağına yaslarken...