26.bölüm

9.3K 302 40
                                    

Yanlış olduğunu bile bile yürüdüğüm yolsun sen. Onunla kavga etmeyi, başkasıyla gülmeye değişmem. Yemin ederim intiharsın sen seve seve edilen.

.....

Agah vurgun oldu telefonla ne yapacağını şaşırmıştı.

eşini ve çocuğunu alan adam onu aramış gelip onları almasını söylemişti.

tabii ki buna inanmamıştı yanına çağırdı Murat'a;

"50'ye yakın adamı topla yanlarına silah almayı unutmasınlar"

dedi. Murat patronunun dinleyip hızla oradan uzaklaşırken Agah Vurgun ise yanına yaklaşan babasına dönüp;

"ervamı benden alan o adamı asla bırakmayacağım onu diri diri mezara koyacağım"

dedi. Vural bey ilk kez oğlunu böyle görüyordu.

Erva güneş ilk kaçırıldığında böyle olmamıştı ama şimdi hem Erva Güneş hem de daha doğmamış bebeği kaçırılmıştı ve onları kaçıran kişiye Agah Vurgun'un en hassas damarına basmıştı

Agah Vurgun toplanan adamlarla birlikte aldığı iki silahını da beline takarak arabaya bindi.

Son hız arabayı sürerken aklında sadece Erva Güneş ve oğlu vardı.

....

Öte yandan Erva Güneş ona verilen odada gözleri dolu dolu yeri izliyordu.

Vurulduğunu çok özlemişti ne yapacağını hiç bilmiyordu.

Karnına giren sancı ile inlemiş elinde karnına atarak okşamıştı. Yavaşça mırıldanıp; "

tamam anneciğim lütfen sakin ol canımı acıtıyorsun"

deyip karnını okşadı.

Adım seslerini duyduğunda korkuyla kapıya bakmıştı.

kapıyı yavaş açılmış babasına tıpatıp benzeyen o genç adam içeri girmişti.

kendisinden en fazla 2 yaş büyük olan bu adam ona ve Babasına çok benziyordu.

Korhan kendisine dikkatle bakan kıza yaklaşıp temkinli adımlarla yanına diz çöktü.

korkutmamaya Özen gösterip karnını okşadı derin bir nefes alarak;

"birazdan kocan burada olacak ve seni ona vereceğim ona bir şey yapmayacağım bana güvenebilirsin"

dediğinde Erva Güneş korkuyla;

"bize bir şey yapmayacaksın değil mi"

demişti. Korhan kızın titrenin sesi ile kalbine acı saplanmasına anlam verememişti.

yavaşça ayağa kalkarak kıza elini uzatıp;

"sana namusum ve şerefim üzerine yemin ediyorum ki size bir şey yapmayacağım"

demiş ve elini tutan kız ile yavaşça odadan çıkarak merdivenlerden inip salona gelmişlerdi.

mutfağa doğru bağırıp;

"Erva güneş'in meyve suyunu getirin"

demiş yavaşça Erva güneşi koltuğa oturtmuştu.

Gelen meyve suyunu önce kendisi tatmış daha sonra Erva güneş'e vermişti.

Erva Güneş rahatlıkla meyve suyunu içerken Bir yandan düşünüyordu. bu adam birdenbire neden intikamdan vazgeçmişti ki anlam verememişti.

Aradan geçen 10 dakikanın ardından bahçede peş peşe arabanın fren sesleri gelmeye başlamıştı.

Gece Güneşi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin