Medya: alaz alaz
...
Ah benim yüreğimin çiçeği.
Ah benim güzel gözlerine sevdalandığım..
...
İnsanlar yaptıkları hatalarının bedelini ödemek zorunda kaldıklarını bilmeden yaşarlardı bu dünyada.
tıpkı Boran bey gibi o da şimdi karşısında ona silah doğrultan büyüttüğü çocuğa bakıyordu.
Korhan öz ailesine bir şans verdikten sonra ona bunları çektiren adamın yerini bulmuş şimdi ona silah doğrultuyordu.
boğazındaki yumruğu geçirmek için üst üste yutkunup;
"bunu sana kimse öğretmemiş olabilir ama, senin bunu kendin öğrenmen gerekiyordu Bir kadın hayır diyorsa hayırdır naz yapmıyor veya kendini sana sunmuyor"
Dediğinde Boran bey öleceğini anlamıştım ama bunu umursamadan alayla kahkaha atıp;
"Senin annen olacak o kadını çok sevdim parmağındaki yüzüğünü de görmüştüm evli olduğunu da biliyordum ama bu hiçbir zaman umurumda olmadı ben ne istersem alırım almazsam da haram ederim"
Korhan duyduğu sözlerle yapacağı şeyin gerçekten hak ettiğini biliyordu.
Kafasını aşağı yukarı sallayıp;
"Biliyor musun sizin evdeyken her zaman oğlunu senden korudum, hayır o senin oğlun değil o benim kardeşim ve o senin yaptığın tüm kötülükleri biliyor. şimdi seni öldüreceğim ve kız kardeşimi, diğer iki erkek kardeşimi senden koruyacağım Beyza annem sensiz daha mutlu olacak"
Dediğinde peki bir saniye bile düşünmeden silahla ateşlemiş onu olmayan kalbinden vurmuştu.
Aradan bir iki saniye geçmeden tekrar bir kurşun daha sıkmıştı.
bir kurşun daha.
bir tane daha ve bir tane daha...
Boran Bey orada o saniye san verirken deponun kapısı hışımla açılmış içeriye Agah Vurgun Dağıstanlı girmişti.
Yerde ölmüş olan adamı gördüğünde içi rahatlamıştı Korhan bunu yapmasaydı o bizzat kendisi yapacaktı hatta daha acısını yaşatarak.
Korhan yanına yaklaşan agahı gördüğünde derin bir nefes alıp elini ona doğru uzattı.
"Tekrar tanışalım ortak ben Erva Güneş'in abisi Korhan Kaya"
Agah vurgunun üst dudağı yukarıya doğru kıvrılmıştı kafasını aşağı yukarı sallayıp;
"Ben de Erva Güneş'in kocası ve çocuğunun babası Agah Vurgun Dağıstanlı"
...
Üç ay sonra
Agah Vurgun çok seviyordu ervasını ve karnında taşıdığı oğlunu çok seviyordu. Eline aldı bir kase erik ile mutfaktan çıkmış salona girmişti.
Ervası koltukta uzanmış karşısındaki televizyonu izleyerek ağlıyordu.
Ne izlediğini görmek için televizyona baktığında derin bir iç çekerek kafasını sağa sola sallamıştı.
Ervası yine Delibal izliyordu. Önce filmin başlarında yüzünde inanılmaz güzel bir tebessüm bulunsa da sonlarında doğru deli gibi ağlıyordu.
Erva Güneş hıçkıra hıçkıra ağlarken, kendisine sorulan beden ile ona doğru sokulmuş ve kokusunu Derince içine çekmişti.
Hıçkırıklarının arasında zor da olsa konuşmaya çalışarak;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Güneşi
Narrativa generaleAcımasız mafya liderinin aşkı... Aşk hiç bu kadar tehlikeli olmamıştı...