Merhaba ben; dün babasını kaybetmiş, yıllardır beraber yaşadığı insanlarla vedalaşmış, yaşadığı evi ateşe vermiş ve daha saatlerdir tanıyıp adını daha az önce öğrendiği Korkmaz Ali Atabey'in eşi Zümra Atabey. Film sahnesinden bir parça değil, kitabın giriş sayfası değil, sadece bir günümün özeti. Hiç tanımadığım bu insanla evlenmemin dışında hiç tanımadığım bir şehre de gelmiş, hatta tanımadığım kocamın tanımadığım ailesi ile tanışmaya gidiyordum. Bu durumu var mıydı arttıran?
Araç durunca dakikalardır incelediğimi sandığım ama sadece boş gözlerle baktığımı anladığım etrafı görmeye başladım. Bir apartmanın önünde durmuştuk.
"Hazır mısın?" diyerek bana baktı. Hazır mıyım? diye kendime sordum ve yine kendimden başka bir soru duydum. Neye hazır mıyım? "Gel hadi?" diyerek aşağıya indi. Derince nefes aldım gözümü kapattım ve 'hazırsın' diyerek kendime güven vermeye çalıştım. Ama sadece çalıştım çünkü hazır olduğumu asla düşünmüyordum.
Arabanın kapısının açılma sesiyle gözümü açtığımda, başını içeriye doğru uzatıp yüzlerimizi hizalayarak gözlerime baktı. "Sakın sıkıntı etme. Bu evde kimse sana kötü davranmaz. Tanıyınca çok daha iyi anlayacaksın. Ama biraz gürültülü bir evdir şimdiden geçmiş olsun." dedi gülümseyerek. Ben ise onun gözlerine bakıp ne renk olduğunu çözmeye çalışıyordum. Bu kahverengi değil, bambaşka bir tondu bu. "Gel hadi." diyerek emniyet kemerimi çıkardı ve geri çekildi. Bende tekrar derin bir nefes alarak araçtan indim. Bana eliyle ileriyi işaret ettiğinde yavaşça ilerlemeye başladım. O da arkamdan aracın kapısını kapattı ve hemen arkamdan gelerek beni yönlendirdi. Birinci kata çıktığımızda durdurdu beni. Kapıya baktım ve heyecandan ellerimi yumruk yaparak tekrar ve tekrar derin bir nefes aldım.Elime değen eli ile irkilerek elimize baktığımda yumruk olan elimi açmış ve elimi tutmuştu. "Evine hoş geldin Zümra Atabey." dedi ve zile bastı. Ben ise bir kapıya,bir elimize, bir de yüzüne bakıyor ve bu üçgende kayboluyordum.
"Ben bakarım." diye bir ses geldi içeriden ve kapı açıldı. Karşımda 17 yaşlarında genç, balık etli, kumral bir kız vardı. Önce sevinçle dayısına bakıp, sonra ellerimizi görüp gözlerini kocaman açıp en son bakışlarını bende sonlandırmıştı. "Dayı." dedi şaşkın sesle.
"Ali'm mi gelmiş?" diye içeriden bir ses daha duyuldu. Elimi tutmaya devam ederken kendi ayakkabılarını çıkaran Ali dönüp bana baktı. Sonrasında beni baştan aşağıya hızla süzünce beklemediğim bir anda önümde eğildi. Topuklu ayakkabılarımı çıkardı ve ayağa kalkarak tekrar elimi tutup içeriye doğru götürdü bizi. Salona girdiğimizde daha yeni ayağa kalkan altmışlı yaşlarındaki bir kadın bizi el ele, beni beyaz elbise ve yapılı saçlar, onu ise beyaz gömlek kumaş pantolon ile görünce yüzündeki gülümsemesini bir anda söndürüp kalkmak üzere olduğu koltuğa tekrar oturdu.
"Uiy oğlum sen ne ettin." dedi Karadeniz ağzıyla. O kadar sempatik bir şekilde söylemişti ki normalde olsa gülerdim.
"Sana gelinini getirdim." dedi dik duruşuyla elimi tutan adam. Kadın bir süre şaşkınlık içerisinde bize baktı. Özellikle bana o kadar çok baktı ki utancımdan kafamı kaldıramamıştım. Kötü bir şey söyleyecek, kızacak diye içim içimi yiyordu.
"Habı güzel kız benim gelinim mi haşimdi." dedi ve sonrasında gülerek "Allah'ım şükürler olsun." dediğinde ki hem şaşkınlığımı hemde mutluluğumu size anlatamam. "Ama sizin bu üstünüz ne?" diye sordu bize bakarak. Sanırım sıçtığımız kısım burasıydı.
"Anlatacağım anne ama Zümra yolda çok yoruldu. O yatsın biraz benimde şirkete uğramam gerekiyor. Akşama konuşuruz her şeyi." dedi net bir şekilde.
"Nasıl dayanayım akşama kadar uşağum." dedi ama sonra bana bakınca "iyi gelinim sen geç yat dinlen." dedi gülümseyerek. "Ama dur sana temiz çarşaflar sereyim."dediğinde "Hiç zahmet etmeyin, gerek yok." dedim utanarak ve biraz tebessüm ederek. "Oy gelinim, kızım benim zahmet olur mu hiç." dedi gülümseyerek. Bu kadını ısırabiliyor muyuz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TRABZON GÜLÜ
TeenfikceDikkat: Bu kitap tam bir aile sıcaklığı hissettirir. Gereksiz entrikalara ve +18 sahnelere ev sahipliği yapmaz. Bu güzel yolculukta bana destek olursanız sevinirim. ~~~~~~~~~~ Hani daha ne olabilir ki dediğimiz bir an vardır ya, işte ben o anı yaşa...