İdol Park Jimin, sıkıldığı şirketinden ve her bi saati planlı hayatından sıkılıp bir davette tanıştığı model Jeon Jungkook'a, ikisinin de hayatını değiştirecek bir teklif sunar.
Omegaverse (DeltaJk-SigmaJm)
Ficte çocukların güncel saçları koyu renk, özellikle belirtmeliyim ki Jungkook da ck çekimleri gibi mullet... Kullandığım fotikler farklı farklı olabiliyor kusura bakmayın <3
İyi okumalar <3
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Heyecanlı mısın?"
"Açıkçası şirket yüzünden heyecanlanamıyorum bile. Sadece gerginim."
"Deme öyle, bak hayranlarınla buluşacaksın."
"Tepkilerinden korkuyorum."
"Korkma, eminim bayılacaklar."
Derin bir nefes verip ellerimi yüzüme kapadım, gerçekten aşırı gerilmiştim.
"Jimin'im sakin ol, kötü bir şey olsa bile hallederiz."
Hoseok ile oturduğumuz odaya Jongin geldiğinde ellerimi yüzümden indirip ona baktım.
"Jimin, yayın vakti geldi."
"Hyung iyi değilim, bir saat daha verin bana."
Endişeyle yanıma gelip önümde dizlerinin üzerine çöktü, ellerini üst kollarıma tutundu.
"Ne oldu? Bir sorun mu var?"
"Çok gerildim, neden böyle oldu anlamadım ellerim titriyor."
Ellerini ellerime indirip sıkıca tuttu.
"Tamam, sen sakin ol. Bay Jang ile konuşacağım, yayını erteleyebiliriz eminim ki."
Ayağa kalkıp derin bir nefes verdi, bu şirkette Hoseok'umdan sonra bana gerçekten değer veren kişi Jongin'di. Şirkete karşı çıkamadığı için gerçekten büyük bir çaresizlikle yanımda oluyordu, bunun için onu asla suçlayamazdım.
"Biraz uzan istersen, Bay Jang ile konuşup geliyorum."
Odadan çıktığında gözlerimi yumdum. Çekindiğim şey yiyebileceğim linçler değildi, kimse beni sevmek zorunda değildi zaten. Ancak şirketin dediklerine göre hareket edip buna bağlı linç yediğim zaman şirket beni korumak yerine daha çok suçluyordu. Basına uzun uzun özür yazıları gönderiyor, canlı toplantılar yaptırıyordu. Tüm sanatçılarına böyleydi.
Buradan nefret ediyordum.
Jongin büyük bir sinirle odaya girdiğinde kaşlarım çatılmıştı.
"Jimin, çok üzgünüm. Gerçekten çok üzgünüm."
"Ne oldu?"
"Her zamanki gibi, yayını bir saat ertelemeye bile izin vermedi."
Bir şey demeden, sinirle ayağa kalktım. Artık sabrım taşmıştı.
"Jimin nereye?!"
"Yetti artık."
Hızla Bay Jang'ın odasına girip bağıracakken onun olmadığını gördüm.
