29

21 8 109
                                    

"Umut Alistair, karanlığı parçalayan en güçlü ışıktır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Umut Alistair, karanlığı parçalayan en güçlü ışıktır."

"Bunu," durdu ve bir başka acıya daha sessizce çığlık attı. "Daha acısız bir şekilde yapmanın bir yolu yok mu?" dedi. Sözleri biter bitmez yeniden dişlerini sıktı.

Nadia kaktüs iğnelerine ve söğüt ağacının yapraklarına tekrar baktı. Evet, bunun daha kolay bir yolu vardı ama Nadia bunu tercih etmemişti. "Öpedebilirdim ama bu yol daha güvenilir. Emin ol." diye başka bir iğneyi daha yaprağa sararak yaranın üzerine bastırdı.

"Benim acı çekmem," iğnenin batmasıyla gözlerini sıkıca yumdu. "Galiba sana zevk veriyor."

"Zevk verdiği falan yok Alistair, hatırlaman gerekecekse bir bağın içindeyiz."

Nadia yeşile boyanan ellerini çırptı ve Alistair'ın acı dolu yüzüne umutsuzca baktı. Terli, yorgun ve sinirliydi. Gözlerini Nadia'ya kaldırdı ve "Bir avcının bu kadar acı çektiği daha görülmemiştir." diyerek başını öne eğdi.

"Bu durumu normal buluyorum. Acı çeken bedenin değil çünkü."

Alistair yavaş bir şekilde başını kaldırdı ve Nadia'ya sorgular bir şekilde baktı. "Anlamadım?" diye bir soru yöneltti.

"Ruhun acı çekiyor Alistair, bu acılar ruhuna tek tek işleniyor. Burası Ölü Ruhlar Nehri." dedi ve umursamaz bir tavırla omuzlarını kaldırdı ve indirdi. Alistair başını dizlerine yasladı ve başka bir soru daha sormadı.

Nadia soru sormasını beklemişti, yeni açıklamalar yapmak için oldukça hazırdı. Ama Alistair yavaşça nefes alıp veriyor, onun dışında en ufak şekilde kıpırdamıyordu bile. Nadia istemsiz bir şekilde sohbet etmek istediğini, onunla belki de uzun uzadıya konuşmak istediğini fark etti.

Aslında bunun altında yatan ana sebep uzun bir zamandır kendini başka kimseye tamamen açmıyor olmasıydı. İçinde dertler birikmişti, birkaç haftadır yaşadıklarına inanmakta zorlanıyordu. Bir yeraltı dünyasına inmiş, kaçık bir ruhla tanışmış, ona ızdırap veren bitkilerin olduğu odada kalmış, devamında içine giren o çılgın ruhu öldürmek için nehre atlamıştı.

En önemlisi ise çok fazla yeni bilgi vardı. Ellerinin içinde karşısındaki adamla beraber bir gelecek taşıyorlardı. Nadia bunun ruhuna yaşatacağı acılara hazır değildi. Kendini, kendi savaşı dışında bir savaşın içinde bulmaya hazır değildi. Hiçbir zamanda başka bir savaşa hazır olmamıştı.

Bazı insanlar bazı konularda haklıydı. Kendisi bencildi, bazen de korkak. Bir çocuk gibi yalnız, çocukluğunda kalmış kadar başarısız.

SAKLI DÜNYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin