Defne

Giriş

(Yazarın anlatımıyla) 

Siyah uzun saçları, mini siyah eteği, kırmızı saten gömleği, siyah kabanı ve elinde her zaman ki iş çantası ile şirketinin kapısından girdi genç kadın. Denizli'nin en iyi reklam şirketlerinden biri olan Dolunay şirketinin sahibiydi bu genç kadın.

 Kapıdaki güvenlikler ve giriş katındaki görevliler ona her seferindeki gibi hayranlıkla bakarken genç kadın sadece işini düşünüyordu. O hiçbir zaman sadece bir patron olmamıştı. O patronluğuyla birlikte bir çalışandı da. İşini çalışanlarına bırakmayacak kadar titizdi. Her zaman işinin başında hırsıyla oturur ve en sonunda yine o kazanırdı. 

Rakipleri elbette vardı ama o rakiplerine izin vermezdi. İzin verseydi yenilgiye uğrardı. Ve yenilgiye uğramak Defne'nin işi değildi. O en yakınındakilerin bile kıskançlık duygularıyla savaşmış ve buna rağmen yıkılmamıştı. Rakipleri onu korkutmayı hele ki kaçırmayı asla başaramazdı. 

Fakat Defne'nin bilmediği daha doğrusu tanışmadığı bir his vardı. Adı aşktı.

 İşte bu hikaye Defne'nin aşkının ve aşkıyla birlikte daha çok alevlenen hırsının hikayesi.

Pes etmek mi? Kaçmak mı? Yenilgiyi kabul etmek mi? Bunların hiçbiri Defne'nin haznesinde yoktu ve olamazdı da...