Berk arabayı sürüyor bende arkada mal mal oturuyordum. Birden araba durdu e burası benim evim değil bizim okul. Neden buradayız ki biz? Beynim bu soruyu Berk'e de sormam gerektiğini emretti ve "Neden buradayız?" dedim. "Normalde şu an okulda olman gerekiyor. Sen denize düştüğünde zaten hava iyice kararmış Aras seni kurtarmış ama sen uyanmayınca bütün gece başında beklemiş." Dedi 'seni köftehor' bakışları atarak. Gözlerimi devirdim. "Bu kıyafetle mi?" Omuz silkti e bir anda arabayı alıştırıp eve doğru sürdü.
Kapının önüne geldiğimizde "Ben senin özel şoförün olmadığıma göre çabuk üstünü giyin." Dedi somurtarak. "Sen beni bekleme Rasim amca beni bırakır." Dedim tersler bir şekilde."Emir büyük yerden.Eğer seni sağ salim okula bırakmazsam Aras beni öldürür.Beş dakika süren başladı benim de yetişmem gereken yerler var. Koş!!"
Hemen arabadan indim. Bu spor araba Berk'in miydi ya? Vallahi güzel araba ha. Aras benim neden sağ salim okulda olmamı istiyordu? Yetişmesi gereken yerler? O da okula gitmeyecek mi? Off!! Başladık yine. Neyse.
***
Melodi beni Berk'in arabasından inerken gördüğünden beri soru yağmuruna tuttu. Zaten Zehra Teyzeye dün gece nerede olduğumu sormuştu gerçi onu 'arkadaşım ısrar etti o yüzden onda kaldım telefonumun da şarjı bitti' diye geçiştirmiştim.
Melodi'ye her şeyi anlattığımda verdiği tepki "Ayyyy kızoooom bu Aras kesin seni sefiyoooo " oldu. Hayır arkadaşım en fazla (!) hayatımı kurtarmış yani. Bir anda kendini bağırmak zorunda hisseden o nöbetçi öğrenci "Müdür herkesin konferans salonuna inmesini istedi !!" diye bağırınca melodi anca sustu.Bu kız nasıl bu kadar konuşabiliyor? Ben hayatta konuşamam çenem ağrır.
Seminer salonuna geldiğimizde herkes oradaydı ve bize oturacak yer kalmamış gibi sadece Aras, Ayaz ve Berk'in yanı boştu "Bizdeki şansa bak." Diye homurdandığımda Melodi hem de ne şans diye ciyakladı. Hayır benim Ayaz ve Berk'le sorunum yok ama Aras cidden egoist. Neymiş efendim borcum olacakmış.
Melodi canına minnet bilerek Berk'in yanındaki boş koltuğa kendini attı.Bana da kala kala Aras'ın yanı kaldı.Beynime sakin ol emrini verip normal(miş gibi) yanına oturdum. Aras ağzını açıp konuşmaya yeltendiği sırada müdür cırtlak sesiyle onu böldü. "Şimdi beni dinleyin konuşanı dışarı atarım!" her zamanki tehditlerinden naçizane klasik bir parça savurarak.
"Dönem başında bahsettiğimiz Fethiye gezisi oldu. 1 hafta Fethiye gezisine gidiyoruz ya da gidiyorsunuz.Orada bir tatil köyünde kalacağız. Şimdi ayrıntıları anlatması için sözü Burak hocanıza bırakıyorum." Dedi. İnanamıyorum!! Müdür konuşmayı başka bir hocaya mı yaptırıyor. Kıyamet kopacak sanırım. Bu adam ölse susmaz.
Zaten bu aralar müdürde bi haller vardı yani. Hep o insanlardan ayrı takılan müdürümüz dün Mustafa hocanın giydiği takıma benzer ekoseli bir takım giymiş. Mustafa hocaya çok yakışan bu takım-dersi dinlemezsen hocaların takımlarının yakışıp yakışmadığı kritiği yaparsın- müdüre pijama giymiş havası vermiş.
Şu an burada ayrıntıları anlatan müdür olsa o cırtlak sesi kimse dinlemezdi. Ama Burak hocanın kadife gibi sesi insanda dinleme isteği oluşturuyor. Tek dinlemeyen Aras ve Ayaz.
Aralarında fısır fısır konuşuyorlar . Konsey mi? İzin mi? Ne saçmalıyor bunlar ya?İyice benim rüyalarıma döndü ha. Ay ne garip bilinçaltım var. Nereden uydurduysam basit bir kolyenin bunları yapabileceğini. Ha ha . Keşke bilinçaltımızı görebilseydik.
Ayaz'dan:
"Bu Fethiye gezisi hiç iyi olmadı. Ne olacak şimdi? İzin verir mi ki konsey?" Ben bunları tekrarlarken Aras birden ağzımı kapattı. Ne manyak bir kardeşim var benim yaa? "Bunları bir daha Beste'nin yanında söyleme o gün gördüklerini rüya sanmasını sağladım ve şüphelenebilir."
Haklıydı ve benim köşeli olan jetonum yeni düşmüştü.Bu söylediklerimi hem Melodi hem de Beste duyabilirdi.Aslında bunları ben Berk ve Aras konuşmalıydık ama Melodi ile konuşmaya kaptırmıştı kendini Berk Bey.
Yaklaşık 70 yıldır biz bu konseye bağlıydık ve daha yüzyıllar boyunca bu konseye bağlı kalacaktık belki de. Seçilmiş kişiyi duyduğumda içim acımıştı. Daha önce habersiz birkaç kişi ölmüştü ya da öldürülmüştü. Ama bu kadar masumu asla!
Buna tek içi acıyan ben değildim Berk'in de içi acımıştı. Aras'ınki ise... Sanırım ona söyleyecek bir söz yoktu. Onun içi parçalanmıştı, mahvolmuştu, yıkılmıştı. Nedenini sorduğumuzda 'sadece onun yerine kendimi koyuyorum.'olmuştu. Ama bu iş empatiden fazlasıydı bunu sezebiliyordum.
Tabi Aras istese benim ne sezdiğimi anlayabildiği için "Sakın düşünme ne düşündüğünü anlayabiliyorum. Bunu unutma." Dedi. "Ya abi bir rahat bırakta kendi kafamdan saçma sapan bir şey düşüneyim. Sen git Beste'nin ne düşündüğüne bak." Demem onun bakışlarını Beste'ye çevirmesine sebep oldu.
Benim Aras kadar üzülmem için aldığım her nefesin Beste olması gerekirdi-ama öyle değildi ve ben de benim nefesim olacak adaylar arıyorum bakalım kısmet-. Bence Beste Aras'ın nefesiydi.
VOTE VE YORUMLARINIZI ESİRGEMEYİN
SİZİ SEVİYORUZ
SİZCE SEÇİLMİŞ KİŞİ KİM? YORUMLARDA BULUNUN ÇÜNKÜ DÜŞÜNCELERİNİZİ ÖNEMSİYORUZ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZ
Mysterie / ThrillerYaşanmış olanlar kalır.Ya yaşayamadıklarımız? Her günü kopyalanmış gibi basit bir hayata sahip olan her zaman neşeli sadece arada bir ağlayıp susan mutlu bir kız. Kimin verdiği bilinmeyen kızın istediği zaman daha iyisine sahip olabileceği gümüş bir...