10.BÖLÜM: GÜLÜMSETEN HÜZÜN

707 36 13
                                    

HERKESE MERHABA

ARKADAŞLAR ÜSTÜMDE AŞIRI HEYECAN VAR. YILDIZIMIZI PARLATIP YORUM YAPMAYI LÜTFEN ATLAMAYALIM.

EMİN OLUN YORUM YAPMANIZ, BENİ DAHA ÇOK HEVESLENDİRİYOR.

İYİ OKUMALAR..

🥂

Odaya girince kızı yatağa bıraktım. Kıyafet bakmak için kalkmak istedim ama kız elimi bırakmadı. "Gitme" diyince saçlarını okşadım. "Buradayım, sadece kıyafet bakacağım, korkma." Diyerek aldığım yeni bir eşofman takımı ve iç çamaşırlarını alıp, banyoya indirdim. Küvet için suyuda açtım. Kızın yanına tekrar gidip kaldırdım.

Banyoya götürüp "üstünü çıkartabilir miyim?" Sesimi fazlası ile yumuşak tutmaya çalışıyordum. Hala üstünden şoku atamamıştı ve duş alıp dinlenmesi lazımdı. Kız sadece başını salladı. Rahatsız hissettiğini anladığım için iç çamaşırlarını indirmedim. Küvetin içine yavaşça kızı koyup yıkamaya başladım. Elime aldığım şampuan ile kızın siyah saçlarını güzelce yıkayıp taradım. Kullanılmamış life duş jelini döküp bedeninde gezdirdim. "Arkadaşlarım beni çok merak eder." Diyince akan göz yaşlarını sildim. "Haber veririz, bunun için endişelenme." Diyerek saçlarını tekrar taradım. En sonunda sıcak su ile son kez durulayıp duştan çıkardım. Üstünü havlu ile kurulayıp, iç çamaşırlarından kızı kurtardım.

Yeni iç çamaşırlarını giydirip eşofman takımında giydirdim. Odaya dönünce koltukta oturan Aktan'ı gördüm. Bir şey demedim, o da sormadı sadece yumuşak bir ses ile, "Efran'ı almaya gelmiştim ama görmeden gitmek istemedim. Rahatsız olursanız çıkabilirim." Utanmış gibiydi. Elini ensesinde ki saçlara atıp karıştırdı. Şuana kadar ilk kez utandığına şahit oluyordum. Ayrıca ince düşüncesi yüzümde bir gülümseme oluşturmuştu.

Yanımdaki kıza baktım. Kısa boyluydu. Sarı saçları, koyu kahverengi gözleri vardı. Başını eğmiş sadece ayaklarına bakıyordu. Kulağına eğilip "onları istersen balkondan atabiliriz." Diyince başını kaldırdı. O şaşkın ifadesi yüzünden, kahkaha atmamak icin kendimi zor tutum.

"Yapmayalım öyle." Kısık sesi ile başımı salladım. Onu yatağa oturtup, "geliyorum." Diyerek banyoya girdim. Banyodan saç kurutma makinesini ve tarağı alıp geri döndüm. Başını öne eğmiş yine ayaklarına bakıyordu.

"Bu güzel kız, bize adını söyler mi?" Aktan'ın yumuşak sesi ile kız başını kaldırıp bana baktı. "Evet, bende çok merak ettim." Heycanlı sesim ile kız kısık bir sesle "Feride" diyince aslında ne kadar ismine yakıştığını düşündüm. İsmi sanki onu yansıtıyordu.

"Kendi başına hareket etmeyi severler. Tek, eşi benzeri olmayan kişilere denir." Aktan'ın söyledikleri ile Feride başını kaldırıp ona baktı. Ardından gülümsedi. "Arkadaşlarımın sözünü dinleseydim," diyince sustu. Bu gece üstüne gitmek doğru değildi. Konuyu dağıtmak için "saçlarını kurutalım mı?" Diyerek makineyi prize taktım.

Feride'nin itirazlarına kulağımı kapatıp saçlarını kurutmaya başladım. Kurutma bitince, saçlarınıda tarayıp yatağa uzanmasına yardımcı oldum.

Aktan bu süre zarfında sadece bizi izlemişti. Beni desem daha doğru olurdu. O da ayağa kalkıp yatağa yaklaşınca, Feride olduğu yerden toparlanıp bana yaklaştı. "Korkmanı istemedim." Diyerek yine eski yerine geçti. "Kaç yaşında olduğunu söyler misin?" Diyince Feride'ye baktım. "Bugün on dokuz." Diyince Aktan'da bende sustuk.

"Ben arkadaşlarım ile geldim. Doğum günümü kutlamak istemiştik." Anlatmaya başlaması ile ikimizde ona baktık. Aktan "şuan zorunda değilsin." Diyince Feride cesaretini topladığı için olsa gerek devam etti. "Tek yaşıyorum, kasabadan arkadaşlarım ile plan yapmıştık. Bende istedim genelde çıkmam ama farklılık istedim." Keşke istemeseydim der gibi çıkan sesi ile kaşlarım çatıldı. Bunu istemekten daha doğal ne olabilirdi ki? bölmek istemediğim için konuşmadım.

MOKİTA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin