O gün sabah yine çalan alarmı umursamada uyumaya çalıştım. Yine başarısız oldum. Yataktan kalktım elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa doğru yöneldim.
-Günaydın anne.
-Günaydın kızım.
-Kahvaltıda ne yaptın bu sefer?
-Tost.
-Yine mi anne ya
-Istemiyorsan yemek zorunda değilsin. Al parayi git okulda yap kahvaltıyı.
-Sağol anneciğim ben çıkıyorum.
-Tamam kızım dikkat et kendine
Annemi öpüp çıktım ve karşı komşumuz ve en yakın arkadaşım ilayda ile birlikte yürümeye başladık
Yaklaşık 15 dakika sonra okula varmıştık. Ilk ders biyoloji ve bilin bakalım hoca ne yaptı. Doğru tahmin sözlü yaptı ve ben yine çaktım. Bu zaten moralini bozmuştu birde üstüne ikinci derste telefonla oynarken yakalanınca hoca beni müdürün odasına göndermişti. Çok şanslı olan ben müdürün odasına gittiğimde müdürün işinin olduğunu ve gelmediğini söyledi ama son ders geleceğini ve benimle o zaman ilgileneceğini söyledi.
Zil çaldığı gibi tuvalete gidip yüzüme baktım. Sarı düz saçlarım omzunda iniyor mavi gözlerim her zamanki güzelliğini koruyordu. Tuvaletten çıktım zaten ondan sonra zil çaldı yeniden sınıfa girdim. Sanki teneffüs kısa sürmüştü.
Gün böyle geçerken mudur olayi aklımdan uçup gitmişti. Son derse girince mudur yardımcısı gelip beni çağırdı. Bende birsey demeden peşinden gittim. Müdür odasında oturmuş televizyonda dün akşamki Başakşehir fenerbahçe maçının özetini izliyordu. Aniden
-Burda kartlık bir pozisyon yok niye kırmızı veriyorsun pic hakem.
Diye bağrınca zıpladım. Fener taraftarı işte ne beklersiniz. En büyük Cimbom
Müdür benim geldiğini görünce doğruldu ve parlayan köyü tonları kahverengi gözlerini bana çevirdi
-Evet yarın bu kaçıncı telefonla yakalanman?
-Özür dilerim hocam birdaha olmayacak. Demiş olsamda tekrar oynayacağımi herkes biliyor
-Iyi hadi bu seferde affettim ama bu son birdaha affetmez
-Sağolun hocam sizi cok seviyorum
-Tamam çıkabilirsin
Çıktım ve saate baktım. Kahretsin bizim ilayda gitmişti. Mecburen tek başıma yürüyecektim. Madem tek başıma yürüyecektim o zaman ara yollara girip hızlıca eve gidebilirim
Okuldan çıkıp apartmanlarin arasına girdim. Beynimi sikeyim. Girdikten sonra en fazla 5 dakika yürüdüm ve önüme 3-4 tane sapık çıktı. Sarhoş olmuşlardı en fazla 25 yaslarindaydilar. Ben ne yapacağımı düşünürken aralarından birisi çıkıp
-Ooo beyler yeni mal gelmiş. Dedi
Malmi? Bana mal dedi değilmi?
-Sen kime mal diyorsun lan yavsak. Diye bağırdım.
-Ooo beyler yeni mal biraz huysuz bence biraz ayarlarıyla oynayalım. Dedi ortadaki
-Evet. Dedi başkası
Işte o an başımın belaya girdiğini anladım. Tenha biyerdi. Etrafta kimse yoktu. O an hayatım gözlerimin önünden geçmeye başladı. Tam o sırada arkamdan bir ses geldi
-O kızı bırakın. Bunu bir kez daha söylemem. Dedi
Arkami dönünce kasları kollarından tasacak gibi duran. Kahverengi gözleri olan. Ve hayatında hiç gormedigim kadar güzel bir kahverengiye sahip olan. Saçları hafif sarı gibi duran bir çocuk vardı.
-Kimsin lan sen? Diye bağırdı sapıklardan birisi
-Sanirim göreceğin en son şey olacağım. Dedi çocukta
Bunun üzerine sapıklardan birisi çocuğa doğru atıldı çocuk sadece tek yumruklar herifin yere yapıştırdı. Içimden bir Oha dedikten sonra izlemeye devam ettim bütün sapıklardan ona doğru yönlenmişti şimdi. Çocuk hepsini yumruklar boğuyordu. Sanırım çocuk çok fazla film izlemiş ama ne olursa olsun hayatımı kurtarmışti. Isı bittikten sonra yanıma geldi
-Iyi misin? Diye sorunca sadece kafa salladım
-Gel seni evine bırakayım. Dedi
Köşeyi dönünce bir Porsche nin kapısını açınca ağzım açık kaldı
Arabaya bindim. Çok karizmatik bir çocuktu. Kesin sevgilisi vardır dedim ve umudumu kestim. Eve gelince arabadan indim.-Teşekkürler. Dedim
-Kendine dikkat et. Diyip göz kirpik sonra uzaklaştı
Acaba ismi neydi. Nereden gelmişti. Sevgilisi var mıydı. Çokmu zengindi. Nasıl bu kadar güçlüydü. Çok merak etmiştim
Selam millet yeni bir kitabın ilk bölümü idi bu. Kapak konusunda yardimci olacak varsa yada öneri sunmak isterseniz her zaman beklerim.
Bir sonraki bölümde görüşürüz