Sadi duştan sonra odaya Songül'ün yanına geldi. Songül yatak başlığına yaslanmış oturuyordu. Sadi'nin odaya girmesiyle Songül bakışlarını adama çevirdi. "Sıhhatler olsun." Sadi kadına baktı "Teşekkür ederim karıcığım." Yatağa baktı "Ben de yatakta mı yatıyorum?" Songül başını salladı "Aman bir de yer yatağı yapmayalım şimdi, yatarsın köşede. Hem bir kere daha yatmıştık hatırlarsan." Sadi yatağa oturdu. Gülerek Songül'e döndü. "Unutmam mümkün değil kara mamba, belim hala ağrıyor." Songül adamı yataktan attığı anı hatırlayıp güldü "Tamam be, atmayacağım bu sefer korkma" Sadi de Songül gibi başlığa yaslandı. "Zor muydu askerlik?" diye aniden sordu Songül. Sadi parmaklarıyla oynadı "Bir gecede 10 arkadaşını kaybetmek ne kadar kolay olabilir ki?" Songül bakışlarını adama çevirdi. "O geceyi unutamıyorum biliyor musun, zifiri karanlığı sadece silahların namlusundan çıkan ışık aydınlatıyordu .Neyse ki Yaver vardı, birbirimizi teselli ettik onunla. " Sadi bakışlarını parmaklarından çekmeden konuşuyordu. "O gece sana Yaver'i getirmiş en azından." Sadi kadına bakıp gülümsedi "Başka şeylerde getirdi ama neyse ya, yoruldun yatalım hadi." Songül başını salladı. Arkasına dönerken " iyi geceler." Dedi. Sadi de arkasını döndü "İyi geceler."Songül sabah erken uyandı yorgunluğuna rağmen. Gözlerini açtığında Sadi'nin ensesini gördü. Bir kolunu Sadi'nin beline atmıştı. Yavaşça kolunu geri çekti "Allah'tan önce uyandım, bir de dalga geçerdi benimle. kara mamba gibi sarılmışsın diye" Doğrulup ayağa kalktı. Banyoya gidip işlerini halletti. Aşağı indiğinde Yaver'i hala uyurken gördü, Sultan da etrafta olmadığı için onu da uyuyor diye düşündü. Mutfağa gitti, herkesten önce kalktığı için kahvaltıyı hazırlamaya başlayacaktı. Dün ki masayı düşündü Songül. İlk defa aile gibi hissetmişti orada. Şimdi de ilk aile kahvaltılarını yapacaklardı. Bu yüzden normalden fazla şeyler hazırlamak istedi. Ne yapsam diye düşünürken pişi yapmaya karar verdi. Buzdolabından yumurtayı, sütü çıkardı. Unu almak için mutfak dolabına baktığında kavanozun boş olduğunu gördü. Yapmasam mı diye düşünürken Sadi'yi markete göndermeye karar verdi. Yukarı çıkıp Sadi'nin olduğu tarafta diz çöktü. "Sadii". Sadi'den en ufak belirti görmeyince aklına gelenle güldü. Saçından bir tutam alıp Sadi'nin burnuna sürttü. Sadi elini burnuna götürüp kaşıdı. "Sadii, uyan hadi". Sadi yine cevap vermedi. "Bu böyle olmaz" diyerek saçını tekrar adamın burnunda, yanağında gezdirdi. Sadi artık iyice huylanıp yerinde döndü. Sırt üstü yatıyordu şimdi. Songül adamın tepkilerine gülüyordu. "Sadi" dedi biraz sesini yükselterek. Sadi artık biraz uyanmıştı "Hımm" dedi sadece. "Sadi kalk hadi markete git. Sadi Songül'ün sesini duyunca gözünün birini açıp saate baktı. Saat 11' e geliyordu. "Songül ne yapacaksın marketi bu saatte, bırak yatayım 5 dakika daha" Songül oflayarak " Kahvaltı hazırlayacağım, kalksana"
" Yaver'i kaldır, o gitsin." Songül adamın kolundan çekiştirdi. "Yaver uyuyor hala, hem misafir o niye o gitsin?" Sadi diğer tarafa döndü bu seferde Songül'ün yastığını alıp sarıldı "Bende uyuyorum beni niye kaldırıyorsun." Songül Sadi'nin döndüğü tarafa gitti, yastığı çekiştirmeye başladı. "Sadi hemen kalkıyorsun, markete gidiyorsun gelince de bana yardım ediyorsun"
"Etmeyeceğim ben kahvaltı falan, boş ver kahvaltıyı gel yat sende." Songül pes ederek "Biraz daha kalkmazsan su dökeceğim haberin olsun." dedi. "Dök valla terledim zaten iyi gelir." Songül adamın umursamazlığı karşısında sinirlendi ama şuan bunu belli etmeden Sadi'yi markete göndermeliydi. Sadi'nin baş ucuna oturdu. Yine bir tutam saçı alıp adamın yüzüne sürecekken Sadi kadının elini ısırdı hafifçe. "Ne yapıyorsun Sadi ya, niye ısırıyosun?" Sadi iki gözünü açmıştı artık "Kara mambalar hızlı olurdu tehlikeye karşı ama sen daha yavru mambasın galiba."
"Gözlerini açtığına göre kalkıyorsun hemen." Sadi üzerindeki yorganı ayaklarına doğru attı. "Ya Songül Allah'ını seversen ya ne eksik bu evde de ben bu saatte markete gidiyorum" Songül yataktan kalkıp gözlerini devirdi. "Un yok Sadiciğim,un yok"Sadi oturur hale geçti "Ne yapacaksın unu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Bulduğum Şehir | Sadgül
FanfictionBir Sadgül hikayesidir • Tevâfuk, birbirine denk gelme, latîfâne (hoş, zarif) bir şekilde uyum içinde olma anlamına gelmektedir. Tesadüf ise; raslantı demektir. Onların hikayesinde tesadüfe yer yoktu her şey uyum içinde denk gelmeyle başladı. #Sad...