Yakalanma

76 9 17
                                    

Her yer ışıklarla süslenmişti ve tam karşımda büyüleyici bir nehir vardı.Buraya hiç gelmemiştim ve burayı da hiç görmemiştim.Bu yüzden kendime kızdım.Nehire doğru adımladım ve suyun üstünde minik,oyuncak bir gemi olduğunu gördüm.İçinde ise bir kutu vardı.Eğildim ve kutuyu elime alıp kapağını açtım içinde bir not,başka minik bir kutu ve bir peluş ayı vardı.Fakat herhangi bir peluş ayı değildi,bu benim 9 yaşında kaybettiğim ve nerede olduğunu bilmediğim peluş ayımdı.Küçükken her gece bu ayıyla uyurdum.Ona sarılır ve her şeyimi onunla konuşurdum.Adını ne koyduğumu tam hatırlayamıyorum fakat her şeyimi bilen tek kişinin bu ayı olduğunu hatırlıyorum.Bunu kaybettiğim için çok üzülmüştüm.Babam bana farklı birçok oyuncak almayı teklif etmişti ancak istememiştim.Taşındığımızdan beri de o ayıyı bir daha asla bulamamıştım.Hızlıca telefonu açtım ve mesaj gönderdim.

Ada: Bunun sende ne işi var?? 20.41

Bilinmeyen numara: Bilmem. 20.41

Ada: Çok ciddiyim.Sen kimsin? 20.42

Bilinmeyen numara: Bilmem. 20.42

Ada: Çok sinir bozucusun. 20.43

Bilinmeyen numara:

Bilinmeyen numara:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


20.43

Çok da umursamadan telefonu geri koydum ve peluş ayıma sıkı sıkı sarıldım.Ardından diğer minik kutuyu açtım.Papatyalı bir kolye vardı.Papatyalı kolye..papatya..başıma bir ağrı girdi ve yere tutunma ihtiyacı hissettim.Gözümün önüne bir sahne geldi.

Kız daha 11 yaşındaydı yanındaki çocuk ise 15.Kız gülümseyerek yanındaki çocuğa döndü ve saçını arkaya atarak konuştu.
"Papatyalar çok güzel değil mi?"
Çocuk kıza baktı bir süre ve gözlerini ayırmadan cevap verdi.
"Çok güzel."
Kız,çocuğa değil yerdeki papatyalara bakıyordu.
"Çok saf ve masumlar."
"Sen de öylesin."
Kızın gülümsemesi soldu ama gözlerindeki ışıltı kaybolmadı.
"Bir gün kendi evim olursa,bahçesine papatyalar dikeceğim ve onlara çok iyi bakacağım.Solmalarına izin vermeyeceğim."
"Buna inanıyorum,öyle diyorsan yaparsın."
Kız gözlerini papatyalardan ayırdı ve kendinden uzun olan çocuğa bakmak için başını kaldırdı.
"Bu arada,senin adın ne?"
Çocuk kızın gözlerine baktı,belki saniyeler belki de dakikalar boyunca.Ama hiçbir şey söylemedi.Sadece gülümsedi ve ileride hiçbir şey hatırlamayacak o kıza baktı.Ardından bir elini kızın başına götürüp başını okşadı.Kız anlam veremese de bir şey demeden bakmayı sürdürdü.Ardından çocuk bir cevap vermeden oradan uzaklaştı.

Görüntü gitti ve kendimi yere çökmüş halde buldum.Gördüğüm silik anıda,papatya dolu bir bahçedeydim ve yanımda başka biri daha vardı.Bir erkek çocuğuydu.Kimdi o?Niye onun yüzünü ve sesini hatırlamıyordum?Başımı tutarak telefonu açtım.Ondan yine mesaj gelmişti.

Çilek Kız(Yarı texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin