Alkol hâlâ damarımda ama sen yoksun yanımda.

31 4 0
                                    

Bardan içeri adımımı attığımda başım dönüyordu. Fakat içkiden değildi, acının verdiği güçsüzlük beni sarsıyordu. Yanıma çalışanlar gelince sahte gülümsememi dudaklarım arasına yerleştirdim.

"Hoş geldiniz Hyunjin bey. Buyurun lütfen, iyi misiniz?"

"İyiyim sorun yok."

Barmenin tam karşısına oturdum. Striptizcilere bakıp içiyordum. O dikkat çekici güzelliğe sahip çocuktaydı gözlerim. Işıltılar saçıyordu resmen.

"Başka bir arzunuz var mı efendim?"

"Şu sarışının... Sarışın çocuğu istiyorum."

"Ama efendim.. o özel biri." Sinirle döndüm. Hararetli bir şekilde önümde ki masaya vurdum.

"Benden önemli mi Carla?"

"Haklısınız efendim."

"Gereken parayı vereceğimi ilet güzel çocuğa."

Keyifli bir gülüş saçıyordum. Onu böyle arzulamak beni delirtiyordu. Her zerresi muhteşemdi.

*Yazarın anlatımı*

Carla tedirgince Felix'e, yani sarışın çocuğa ilerledi.

"Felix bey.." Felix sahneden indi.

"Buyurun Carla hanım?"

"Şu masada ki beyefendi sizi istediğini söyledi, gerekli parayı verecekmiş."

"Carla saçmalam-"

O tarafa doğru döndüğünde kanı dondu. Elleri titriyordu, yıllardır âşık olduğu cocuk onu arzuluyordu. Tabii Hyunjin artık Felix'i hatırlamıyordu.

"Tamam Carla."

*Felix'in anlatımı*

Nasıl olurdu? Hyunjin yıllar önce hafızasını kaybetmişti. Yeni yeni unutmuşken böylece karşıma çıkması hiç âdil değildi. Carla Hyunjin'in yanına gidip bir şeyler söyledikten sonra Hyunjin bana doğru yaklaştı.

"Selam güzel çocuk."

"Selam, uzatmaya gerek yok."

Elinden tuttuğum gibi barın özel odalarından birine ilerledim. Barmen anahtarı uzatmıştı tabii herkeste bize bakıyordu. Ben sahne de ünlüyüm, yanımda elini tuttuğum adam ise Seul'un en büyük şirketlerinden birinin CEO'su.

Odaya girdiğmizde ben kapıyı kilitlerken beni kapıya doğru itti. Kapı ile arasına alıp alttaki anahtarı tutup kapıyı kilitledi. Kulağıma eğilip fısıldadı.

"Yorulma güzellik, ben seni yeterince yoracağım."

Yutkundum. Ona karşı savunmasızdım her daim.
Kulağıma hâlâ eğiliyken boynuma yaklaşıp kendine ait izlerini tenime işledi. Benim ağzımdan ise hoşuma gittiği belli olan iniltiler yayılıyordu odaya.

Belimden tek eli ile kavradığı gibi beni cüsseli vücuduyla kaldırmayı başarmıştı. Bacaklarımı beline sardım. Kapıya yaslı sırtım en sonunda yumuşak yatakla buluşunca, Hyunjin beni altına alıp üstünlüğü şimdiden kazanmıştı.

Dudaklarıma doğru yaklaşıyordu yavaşca ve o sırada yüzümü inceliyordu. Dudaklarımız birleşince yılların acısını çıkararak öpüyordum. O ise büyük tutku ve arzusuyla dudaklarımı parçalayacak sekilde eziyordu. Dudaklarımın aralığından fırsat bilip dilini göndermişti. Dillerimiz birbirleri arasında savaş verirken ezbere bildiğim o vücudunu ele geçirmiştim.

Belimde ki eliyle tişörtümün ucundan tutup tek hamlede çıkardı. Dudaklarımızın mührünü çözüp göğüsümr mühürledi kendini. Belim yavaşca yukarı doğru kıvrılırken yumuşak saçlarını okşadım. Göğüs ucumla ilgilenirken kalbim göğüs kafesimden fırlayacak gibiydi.

Vücuduma narin öpücüklerini sıralayarak kasıklarıma erişti. İşte o sırada benliğimi kaybetmiştim. İç çamaşırımla birlikte altımı çıkardı. Dizinin üstünde doğrulup kemerini çözerken hafifce doğrulup tişörtünü çıkardım. Kalbinin üzerine bir öpücük bıraktım. Yarasını öptüm. Tabii artık yarasının olduğundan bir haberdi.

Elimi saçlarıma attı. Yavaşca okşarken başımı öptü ve beni yeniden yatırıp altını çıkardı tamamen. Kemikli parmaklarını yüzümde gezdirdi. Parmağıyla dudağımı okşarken baş parmağı ile orta parmağını ağızıma gönderdi. Gözlerinin içine bakarken parmaklarını emip başımı hızla haraket ettiriyordum.

"Siktir.. bakma öyle."

Sırıttım. Sabrının tükendiğinin farkındaydım ve onu böyle görmek hoşuma gidiyordu. Dayanamayarak parmaklarını çekip deliğimde gezdirdi. Yavaşca parmaklarını içime gönderirken dudaklarını usulca yaladı. Minik iniltilerimi bahşediyordum. Gözlerim acılıp kapanırken parmaklarının haraketi iyice hızlanmıştı.

Bir süre sonra çıkaran parmaklarının yerinde deliğimin etrafında sertliğini hissedince benim de sabrım kalmamıştı. Beklemediğim bir anda içimi dolduran sertliğinin acısı ile odayı dolduran bir inilti bırakmıştım.

Yine, yeniden tüm benliğim ile ona ait olduğumu kanıtlıyordu. Üzerime doğru eğilip yatakla arasına aldı ve yavaşca içinde haraketlendi. Büyük iniltilerim dudaklarımdan kaçarken saçımı oksayıp zafer bakısı atıyordu sanki. Dudaklarından fısıltılar kaçsa da hiçbirini anlamıyordum.

Tüm hızı ile devam ederken hızına hız kattığında altında ağlayacak hale gelmiştim ki zevk noktama yaptığı sert darbe ile gözlerimden birer damla yaş süzüldü. Göz yaşlarımdan öpüp, yavaş ama sert vuruşlar yapıyordu. Lanet olası işini biliyordu.

Zevkin zirvesini yaşarken elini penisime doğru attı. Yavaşca çekiştiriyordu. Beni de zor durumda bırakmadan hızla çekmiştirmeye devam etti. Kısa bir süre de sıvılarımı karnına doğru bırakınca yarım ağız sırıttı.

Yavaş haraketine hız katıyordu. Durmadan inlerken içime dolduran sıvıyla kulağıma doğru eğildi. Fısıltıya konuştu.

"Yine bana aitsin Felix."

dead feelings, HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin