Hocanın bana incelemem için verdiği makale yığınını düşmemesi için iyice sıkı tuttum ve asansörün düğmesine bastım.Oldukça yoğun bir gündü ve çok yorulmuştum.
Saatler çabucak geçmeli ve Kerem ile vakit geçirdiğim zamanlara ışınlanmalıydık.
Asansörden inip eve girdiğimde, salonda ablamı görmemle makaleleri masaya bıraktım ve ablamın yanına ilerledim.
"Abla? Hayırdır? Sen bu saatte evde olmazsın?"
Hafta sonları bile genelde yoğun olan biriydi, ablam. Pazar günleri dışında her gün seansları oluyordu ve boş zamanlarında da online kongrelere katılıyordu. Fazlaca çalışkan biriydi.
"Hoş geldin, kuzum," dedi ablam ve kaşlarını çattı: "Üstünü falan çıkar, ben bize kahve yapayım, oturup biraz konuşalım seninle."
Ben de kaşlarımı çattım. "Abla bir şey mi oldu?"
"Konuşuruz," dedi ve ayaklanıp beni belimden hafifçe iteledi, odama gitmem için. Kendisi de mutfağa ilerlediğinde, endişeli bir ruh haliyle odama gittim ve üstümü değiştirip makyajımı çıkardım. Bunları oldukça kısa bir sürede ve hızlıca yapmıştım çünkü ablamın benimle konuşacağı konu, merak duygumun bir alarm gibi sürekli ötmesine sebep olmuştu.
Salona döndüğümde, ablam kahveleri yapmıştı ve öylece oturuyordu.
Masadan duran diğer kahveyi elime aldım ve ablamın yanına oturdum. Kahveden bir yudum aldığımda, bu çok iyi hissettirmişti.
"Ahsen," dedi ablam kahve kupasını masaya bırakırken. "Bugün bir psikolog arkadaşımla görüştüm..."
Merakla ablama baktım. Devam etti: "İşinde çok başarılı biridir. Çok da güvenirim kendisine."
"Ee abla? Çatlayacağım meraktan, n'oldu?"
"Benim birkaç şüphem vardı... Ne kadar düşünmemeye çalışsam da, yanlış anlamışımdır desem de, gözlemlediklerim şüphelerimin doğru olduğunu kanıtladı maalesef."
"Abla sadete gelir misin?" Ablamın ciddi yüz ifadesi ve söyledikleri endişelenmeme sebep olmuştu.
"Kerem'in seni gerçekten sevmediğini düşünüyorum. İçindeki duyguyu sevgi sanıyor bana kalırsa. Çünkü biliyorsun, önceki ilişkisi yarım kaldı ve çok beklenmedik bir şekilde oldu bu. Kalbinde açılan boşluğa seni koydu. Senin sen oluşun önemli değildi o boşluğu doldurman için. Ona sevgiyi veriyor olman önemliydi..."
Kaşlarım gözlerimle bütünleşmek istercesine çatıldı. Allah aşkına, ablam ne saçmalıyordu?
"Ahsen, bana kızma. Bana güveniyorsun, değil mi? Ben senin ablanım, asla kötülüğünü istemem. Keza Kerem'i de çok severim, benim için çok değerli ama... Bunu göz ardı edemem..." Derin bir nefes aldı. "Şüphelerimi arkadaşımla paylaştım bugün. Ve maalesef onun da yalnızca anlattıklarımla bile benimle aynı fikirde olduğunu söylemem gerekiyor."
"Abla..." Bir şey diyemedim. "Saçmalama lütfen."
"Ahsen, bebeğim... Bunun böyle olmaması için kendime sürekli, sen yanlış düşünüyorsun, diyip durdum. Bunu inkar ettim. Ama artık edemem. Bu kadar kısa sürede, seni bu denli sevmesi normal mi? Üstelik kaç yıllık sevgiliymişsiniz gibi davranıyor?"
Ablamın kelimeleri kocaman bir bıçaktı ve şu an tam kalbimin üstüne batıyordu.
"Sen onu seviyordun, ona yazmadan önce. Ama o? Seni tanımıyordu bile. Bu kadar kısa sürede bu denli yoğun duygular hissedemez."
"Abla... Gerçekten sence de saçmalamıyor musun?" Sesim titredi. Gözlerimin dolmaması için verdiğim çaba boşuna çıkınca, yanaklarımdan süzüldü yaşlarım.
"Abla, saçmalıyorsun, değil mi? Lütfen söyle."
"Ahsen..." dedi ablam. Yüzünde bunları söylediği için acı çektiğini açıkça belli eden bir ifade vardı. "Özür dilerim. Bunları dillendirdiğim için çok özür dilerim ama bunu fark edip senden gizleyemezdim."
Koltukta yanıma yaklaştı ve kollarını bana sardı. Başım boynuna gömüldüğünde, hiçbir şey diyemiyordum. Yaşlar yanaklarımdan sessiz sessiz süzülürken, ablamın söyledikleri kafamda dönüp duruyordu.
"Hem... Şu an seni böyle görüyor olabilir ama bu demek değil ki, içinde sana dair ufacık bile bir his yok. Yalnızca hisleri çok yoğun ve aceleci. Farkında olmadan yaptı bunu ve ikiniz için de, bunun böyle devam etmesini istemiyorum."
"Ne? Ne olacak peki?"
"Bugün buluştuğum arkadaşım, Kerem ile görüşmeyi kabul etti. Ben devam etmek isterdim ama bu pek objektif olmazdı. Kerem ile de konuşacağım ve en kısa zamanda arkadaşımla görüşmeye başlayacak. Gerçekleri fark ettiğinde ve kalbindeki boşluğun seninle kapanmayacağını anladığında, ilişkiniz şeffaflaşmış olur."
Saçlarımdan öptü. "Onun yara bandı olmana müsaade edemem."
"Ama..." dedim ve titrek bir nefes aldım. "Beni sevdiğini sanıyorsa ve içinde bana dair hiçbir şey yoksa, bu seanslardan sonra ne olacak?"
"Şşş," dedi ablam ve saçlarımı yüzümden çekerek okşadı. "Tamamen hissiz değil. Sadece sana, sen gibi bakmıyor. Bunu atlatması gerekiyor. Senden hoşlandığına eminim."
"Abla bu çok saçma."
"Öyle görünüyor evet ama insan psikolojisi... Saçma da olsa her şeye sığınabilir."
"Ona çok alıştım. Onu çok seviyorum. Eğer biterse... Nasıl olacak?"
Ablam bir kez daha öptü saçlarımı. "Mecburuz buna. Daha fazla acımaması için. Zaten senin için doğru kişi oysa, n'olursa olsun seninle olacaktır."
Kafamı boynundan çıkardı ablam. "Bana güveniyorsun, değil mi?"
"Güveniyorum," diye fısıldadım. Bunu söylerken, başımı da onaylar biçimde sallamıştım.
Cidden bunların olmasına gerek var mıydı? Yalnızca sevdiğim adam beni sevsin istemiştim.
Ne olacaktı böyle?
*
10 BİN OKUNMA İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERRİİM🥹🥹ÇOK MUTLUYUM👉🏻👈🏻
Nasıldı bölümm?
Kitap hakkında görüşleriniz lütfen??
Oylarınız için teşekkür ederim ama yorum yapmıyorsunuz, darılıyorum🥺
Görüşürüüz💖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
carpe portus|texting
Historia CortaKerem Aktürkoğlu* 0507**: CARPE PORTUS 0507**: CARPE PORTUS 0507**: E bu ışınlanma büyüsü çalışmıyor 0507**: Gelemedim yanına pü 0507**: Asayı mı değiştirmek lazım ki ya 22.03.23-12.04.23