Hoseok uyanır uyanmaz ellerini Yoongiden çekmişti. Bu ani soğuklukla gözlerini kırpıştırarak uyanmıştı Yoongi.
Hoseoku yanında uyanıp ona baktığını görünce kollarını çıplak bedenine daha da sardı. Hoseok yatakta doğrulurken sızlanmaya başlamıştı.
"Git duş al." Hoseok dolan gözlerini belli etmemek için kafasını sallayıp hızla yataktan çıktı ve tekli kanepenin üzerindeki bornozu alıp o odadan çıkıp Yoonginin banyosuna girmişti.
Yoonginin banyosuna girmişti çünkü bu şekilde dolaşmak istememişti. Sıcak su bedeninden aşağı süzülürken göz yaşları da onlarla birlikte aktı.
Derin nefes alıp bedeninde acıyan yerleri sıcak suyun altında ovuşturdu. Her taraf sıcaklaıktan dumanla kaplanırken birden kapı açıldı. Kafasını kabinden çıkarınca Yoongini görünce iyice kabine sığındı.
Yoongi de Hoseoku görünce önce şaşırsa da sonra sırıttı. "Hoseok? Burda mıydın sen?" Yoongi kabine girip Hoseokun belini tuarken dudaklarını birleştirdi.
Suyun altında dudaklarından çıkan ıslak ses dolduruyordu sıcak dumanla kaplı duş kabinini.
Belini okşamaya başlarken Hoseok ağlamayı kesmişti ve karşılık veriyordu. Yoongi öpüşürken kedi gibi mırıltılar çıkarıyordu.
Hoseok suyun altında iyice nefessiz kalınca Yoongini zorla ittirererk ayrılmıştı ve derin nefesler almaya başlamıştı.
Yoongi kaşlarını çatıp Hoseoka tekrar yaklaşmak istediyinde Hoseok geriledi ve bu sayede sırtı soğuk duvara deydi.
"Özür dilerim Bay Min n-nefes alamadım." Yoongi kafasını salladıktan sonra Hoseoku süzdü ve "Madem buradasın duş almama yardım et." deyip arkasını döndü.
Hoseok boğazını temizleyip kafasını salladı. Eline aldığı şapmuanı Yoonginin saçlarıyla karıştırıp masaj yaptı hafiften.
Köpüklerindirdiği saçları suyun altında tutup duruladı.
Eline aldığı duş jelini gri lifenin üzerine diküp köpürttü ve Yoonginin sırtına sürttü. Ordan kollarının bacaklarının arka tarafını köpürttü.
Ne kadar onu böyle görürken utansa da..
Önüne geçince kaslarına sürttü lifi. Tekrar kollarını ve bacaklarını lifledi. Gözü yanlış bir şeye takıldı ve gördüğü şeyle yutkundu, kıpkırmızı olmuştu.
Siktir, bu neden bu kadar büyük olmak zorunda ki?
Yoongi Hoseokun tepkilerine sırıtıp aniden kollarından tutup yüzü duvara gelecek şekilde duvara yapıştırdı. Arkadan bileklerini tek eline sıkıştırmıştı.
"Hoseok istersen ben sana yardım ede bilirim?" Yoongi kulağına fısıldadığında Hoseok titremişti. Diğer eliyle Hoseokun bel kenarını okşadı Yoongi.
"Bay Min lütfen yapmayın. E-en azından burda." Yoongi kıkırdayıp Hoseokun ensesine öpücükler bıraktı.
Hoseokun belinden tutup kalçasını kendine çekti. Suyun altında daha rahat bir şekilde içine girdi.
"Immh ah B-bay Mi..mm" Yoongi yavaş yavaş içine girip çıkarken Hoseok gözlerini kapatıp inliyordu.
Yoongi boynunu emmeye başladığında Hoseok yüzünü yana çevirdi. Yoongiyle göz göze geldikleri an Yoongi dudaklarına yapışmıştı.
Beliini okşamaya devam ederken daha da içine girdi. Hoseok dudaklarından ayrılıp çığlık atarak inledi.
"Yoongi lütfen y-yavaş ol canımı yakıyorsun." Yoongi kendince sırıtıp tekrar içine girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sei più bella delle rose - YOONSEOK
Teen FictionHikaye de kötü şeyler de vardır rahatsız olucaksanız en baştan okumayın!!! Hoseok annesinin amelyat parası için Yoonginin evinde çalışıp onun kurallarına uyuyordu. Ne kadar zor olsa da...