"Bar bugün çok yoğun geç döneceğim sanırım" telefonda Gökçeyle konuşurken, barda oturan müşterinin içkisini yeniliyordum.Okul dışında bir de cafe&bar da çalışıyordum.
İçkiyi doldurduğum bardağı Demir'e uzattım, o da müşteriye uzattı. Demir de benim gibi barmenlik yapıyordu. Benden 2 yaş büyüktü.
"Gelin isterseniz, gece beraber gideriz eve" dedim Gökçe'ye.
"Olabilir aslında, Denizle konuşayım bakayım"
"Tamam bebek. Öptüm." Dedikten sonra telefonu çantama attım ve işime geri döndüm.
Yaklaşık bir saat sonra müziğin sesi hafifçe çalarken dışardan bağırış sesleri duydum. Demir'de duymuştu. Müşteriler birbirleriyle muhabbet ettikleri için duymamış olacaklardı ki kimse dışarıya çıkmamıştı.
Demir'e dönüp "dur, bakayım bir ben" diyip dışarıya çıktım.
Bir baktım Deniz motorunun yanında durmuş, yanında da Gökçe vardı ve biriyle tartışıyordu.
"Ne oluyor ya?" Dediğimde deniz ve gökçe gözlerini bana çevirdiler.
Deniz sinirle "Şu züppe arabasıyla motoruma çarptı da ifadesini alıyordum" dedi çocuğa bakarken.
Kavga ettiği çocuğa baktım.
"Ah yine mi sen ya?" Dedim dün partide olan çocuğa bakarak. Deniz şaşırmışcasına bana bakıp"Tanıyor musun" dedi tek kaşını kaldırırken.
"Yo hayır" dedim. Çocuk bana ve denize meydan okurcasına "Evet tanıyor bir problem mi var" dedi.
Çocuğun yanında da bir arkadaşı vardı.
Deniz çocuğun üzerine yürürken gökçe ve ben denizi tuttuk.
"Kızların arkasına mı saklanıyorsun" dedi ezercesine bir gülüşle bakarken.
Deniz daha da sinirlendi ama kendine hakim olmak istiyordu ki kendini sakinleştirmeye çalışırken
Gökçe bir hışımla
"Onu tutmasak bu bara giremeden direk hastaneye gidersin gerizekalı." Dedikten sonra hemen arkasından ben "ha eğer hastaneye gitmek istiyorum diyorsan sen bilirsin" dedimÇocuğun yanındaki arkadaşı "hadi gel uğraşma şunlarla" diyerek çekti.
Deniz "Ya uğraşsın bir lütfen" dedi bağırarak çocuğa.
Çocuk önce deniz'e baktı ve sonra bana bakarak arabasına binip gitti.
Tam Deniz'i sakinleştirmek için dönmüştüm arkamı ki araba dikkatimi çekmişti. Bu o arabaydı. Siyah porsche, hatta plakayı da hatırladığıma göre o arabaydı.
'İnanmıyorum, o öküz bu muymuş' dedim kendi kendime, sonra Gökçe'nin dürtmesiyle bizimkilerin yanına döndüm.
Deniz yere çökmüş motoruna bakıyordu. Motorda büyük bir hasar olmadığına kanaat getirdikten sonra içeri geçtik.
Bizimkiler bir masaya oturdular, onlara iki bira verdikten sonra işime döndüm.
Hala şaşkındım. O öküz demek ki bu züppeymiş.
'Ah ne olacak züppe işte' dedim kendi kendime sinirlenerek.
•••••
Sabah gözlerimi açtığımda içeriye vuran güneş ışığı gözümü kamaştırmıştı.
Gece bardan geç saatte dönmüştük. Eve geldiğimizde de birkaç saat oturup sohbet etmiştik bizimkilerle.Saate baktığımda saat 9a 10 vardı. Homurdanarak yerimden kalktığım gibi banyoya girdim. Sıcak su tenime temas edince resmen rahatlamıştım.
Güzel bir duştan sonra giyinip çantamı hazırladıktan sonra mutfağa geçtim. Bizimkilerin uyuduğunu düşünüyordum. Odalarına girdiğimde ikisi de yoktu. Şaşırarak telefonumu elime aldım ve Gökçe'yi aradım. İki kez çaldıktan sonra telefon açıldı.
Gökçe telefonun diğer ucundan
"Günaydın güzellik" dedi, sesi neşeli geliyordu."Günaydın yavrum, ne o? Çok neşeliyiz bakıyorum?"
"Ah sorma ya Denizle kahvaltılık birşeyler almak için çıktıkta marketten kovdular bizi" derken arkadan Denizin kahkaha sesi geliyordu.
"Ne yaptınız yine?" Dedim bende gülerek.
"Aslında birşey yapmadık, yani birkaç çikolata yiyip çöplerini raflara sıkıştırırken görevli yakaladı" dedi bu sefer gülme krizine girmişti.
"Yine harikasınız" dedim gülerken ve devam ettim. "Herneyse benim dersim var okula gidiyorum ordan da kafe'ye geçerim"
"Tamam canım benim, öpüyoruz senii" dedikten sonra arkadan denizle birlikte öpücük sesleri yolladılar bana ve telefonu kapattılar. Bu hareketlerine gülümserken telefonu cebime koyup evden çıktım.
Okula vardığımda içeri girmek için otoparktan geçerken telefonumdan Demir'e mesaj atıyordum. Arabaların yanından yürüyordum ve karşıdan gelen araç, birden hemen yan tarafımdaki boş yere hızla girip arabayı park etti. Hızla geldiği için bir an çarpacak sanmıştım ve iki adım gerilemiştim.
Araba durduğunda "Yavaş be yavaş" dedim bağırarak.
Birkaç saniye sonra arabanın içinden gözlüklü hafif kirli bir sakalı olan biri çıktı. Ah işte bu o öküzdü. Tekrar onu görünce kan beynime sıçramıştı.
Hızla çocuğun yanına gidip elimi göğüsüne koyup iterken "Sen ne çeşit bir öküzsün ya? Derdin ne senin eziyordun beni az daha. İki oldu bu." Dedim sinirle gözlerimi açarak.
Çocuk onu ittirmemden hiç etkilenmemişti hatta yerinden bile oynamamıştı. Hafifçe yandan bir gülüşle baktı bana ve yanımdan geçip gidiyordu ki kolundan tutup çekiştirdim.
"Dilin yok mu senin ya?" Dedim yine bağırarak.
"Var da boş insanlarla konuşarak nefesimi harcamak istemiyorum" dedi.
Sesi çok seksi ve etkileyiciydi. Gözlerimin içine bakıyordu. Sinirden ne diyeceğimi bilemiyordum en sonunda "Sen ne sanıyorsun be kendini, kral falan mısın? Ne bu havalar?" Dedim.
Yine dalga geçer gibi bir gülüşle karşılık verdi ve gözlerini bana çevirerek "Bir dahaki sefere daha dikkatli ol güzellik" dedi ve o seksi bakışıyla göz kırparak yanımdan geçip gitti.
Okul kantinine girdiğimde burnumdan soluyordum. İçimden o çocuğa etmediğim küfür kalmamıştı. Kantinde Duru'yu gördüm ve yanına gidip oturdum.
"Hayvan ya. Kesinlikle on numara öküz. Hatta bu konuda mastır yapmış. Ya bir insan hem bu kadar yakışıklı hem bu kadar öküz olur mu? Ya sen yakışıklısın kibar olman gerekmiyor mu?" Derken bütün nefretimi kusmuştum Duru'nun yanındayken.Duru içtiği kahveyi elinden bırakmadan şaşkın şaşkın bana bakıyordu.
Konuşmam bitince "Sana da selam,kim sinirlendirdi seni bu kadar" dedi gülümseyerek.
"O gün yolda tam bana çarpacak olan araba vardı ya. Onun içindeki öküz. Az önce otoparkta gördüm. Yine çarpacaktı neredeyse, hayır yani amacı ne anlamadım ki!" Derken sinirden elim ayağım titriyordu.
Sonra Duru'nun konuşmasına izin vermeden devam ettim.
"Neyse canım, benim dersim başlayacak öpüyorum seni" dedim ve kalkıp sınıfıma doğru gitmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakışıklı Öküz
JugendliteraturKulağımı tırmalayan bir fren sesiyle yerimden sıçrayıp sol tarafımda az daha ezilmeme sebep olan siyah bir porsche durdu. Arabayla aramda en fazla 20 santimetre mesafe vardı. Olayın şokunu atlatabilmem birkaç saniyemi almıştı ve kendime geldiğimde a...