Jungkook uyandığında yüzyıllardır uyumuş gibi hissediyordu, boğazı kurumuş saçları birbirine girmişti. Alarm kurduğu için kaçta uyanması gerektiğini biliyordu ama odanın aydınlık durumuna bakılırsa o saati aşmıştı. Gözlerini zar zor aralarken komodinin üzerindeki saate baktı.
11.24
"Siktir", hemen yatakta doğruldu ve kendine gelmeye çalıştı. Uykusunda bayılıp geri ayılmış ve tekrar uyumuş olma ihtimali vardı. Haklı olarak dün çok yoğun geçmişti,iki gün uyusa yeriydi. Telefonunu kontrol etti, 5 cevapsız arama. Yarısı Jin'e aitti.
Kendini yataktan zar zor çıkartıp dönen başıyla birlikte banyoya gitti. Ev bu kadar karışıkken nasıl uyuduğunu bilmiyordu. Kahvaltıyı kaçırdığını düşündü.
Mutfağa adımlarken ev düşündüğünden daha sessizdi, herkes onun uyanmasını beklemeden işini halletmiş olmalıydı.
Mutfağa girdiğinde hiç beklemediği bir manzarayla karşılaştı, hatta bir an hayal gördüğünü sandı. Kahvaltı hazırlayan Jimin...
"Günaydın", dedi yumurtayı kırmaya çalışırken yarısını tezgaha akıtan Jimin'e. Jimin onu birden duyunca yaptığını saklamak için refleks olarak kalçasını yana kaydırdı. "Günaydın", dedi tatlı bir sesle.
"sonunda uyandın mı?", diye sordu. Yeni yeni kuruyan saçları nemli saçları ve lavantalı duş jelinin kokusu, makinedeki kahve kokusuyla karışıyor, Jungkook'un uykusunun açılmasına yardımcı oluyordu.
"Sanırım uykumda bayılmış olmalıyım", dediğinde Jimin hafifçe güldü. Jimin hiç beklemediği tatlı bir sesle güldüğünde Jungkook da gülümsedi. Jimin şimdi omlet yapıyordu -deniyordu-.
"Namjoon hyung merdivenlerden düştüğünde bile uyanmadın", dedi Jimin o anı hatırlayıp tekrar gülmeye başladı. "Saçlarını kurulayark merdivenden iniyormuş ve Seori'nin yüzünde de maske varmış,ikisi karşılaşınca Namjoon hyung korkup ayağı takılmış", Jimin gülerek anlattığında Jungkook da kahkaha attı.
"gelirken yerde havlu görmüştüm",dedi gülmeye devam ederken. "Bir ara rüyamda büyük bir ses olmuştu demek ki buymuş",dedi.
Ayağa kalkıp Jimin'in sebzeleri doğramasına yardım etti, onu hiç böyle göreceğini düşünmezdi. Jimin gerçekten özeniyor gibi görünüyordu, salatalıkları bile düzenlice dizmişti. Jungkook manzaraya bakıp gülümsedi.
"Ne, ne var? komik mi olmuş?",diye sordu Jimin. Anne ve babasının önünde en iyi performansı ile birşeyler yapmaya çalışan küçük bir çocuk gibiydi. "Hayır çok tatlı olmuş, iyi gidiyorsun", dedi Jungkook. Masaya tabakları taşımaya başladı, bir yandan da sevdiği bir şarkıyı mırıldanıyordu.
"Bu kahvaltıyı neye borçluyum? kendimi çok özel hissettim"
"hiç öylesine",dedi Jimin.
Jungkook önündeki pankeklere bakıyordu,"bunları da mı sen yatın?",dedi inanamaz gibi. Jimin kalp şeklindeki pankeklere baktı ve kafasını iki yana salladı, "bu evin bodrumunda uzay gemisi var desem daha inandırıcı olur",dedi ve pankekin kalp şekline bakıp elini alnına götürdü, "Seori yapmış".
"Yenilebilen birşey gibi gözükmesinden belliydi",dediğinde Jimin ona kahve katmayı durdurdu, "pardon, seninkiler de çok iyi görünüyor".
"Öyleyse romantik kahvaltımıza başlayalım", Jungkook eline çikolata sosunu aldığında Jimin ona yan göz bakışlar atıyordu, Jungkook gülüp kahvaltısına başladı.
"Herkes nerede?",diye sordu sonunda. Jimin tek tek açıklamaya başladı, "Seori işi için çıktı, Namjoon hyung topallayarak evden ayrıldı, Doki de erkenden gitti, Suho ve annesini hastaneye götürdü,bugün onlarla ilgilenecek",dedi. Kendi aralarında kahvaltı yaptıklarını da eklemişti. Jimin uyanık olduğu halde onlarla birlikte kahvaltı yapmamıştı. Jungkook nedenin kendisi olduğunu düşündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mystery of us • Jikook
FanficAilesinden ona kalan ev için küçük bir kasabaya gelen Jungkook, evde zaten birinin olduğunu öğrenir. Daha da ilginç olan bu kişinin ailesi hakkında çok şey bilmesidir, ama ailesi ona, Jimin'den hiç bahsetmemiştir. Jimin'in karanlık geçmişi ve Jungk...