0.1

687 47 84
                                    

"Lale Hatun, bunlar nasıl? Hoşunuza gitti mi?"

Genç kız derin bir nefesle başını çevirdi. Şahi Hatun'un ona bizzat ısmarladığı kıyafetlerle kaplanmış olan yatağında göz gezdirdi ve validesinin yerini tutmaya çalışan hatuna gülümsemeye çalıştı.

"Bunlar olsun, Şahi Hatun. Teşekkür ederim." Genç kızın bu müteessir halleri Şahi'nin hoşuna gitmese de susmak zorunda hissediyordu kendini.

Susmak.

Zaten Ayşe'nin de başına susmaktan gelmemiş miydi bütün bunlar?

Aynı validesine çekmişti huyu da suyu da. Önce yetim, ardından da öksüz kalan bu zavallının imdadına padişahtan sonra bizzat o koşmuştu. Ayşe Hatun'a bunu borç bilmişti.

"Lale. İçindeki sıkıntı neyse söyle kızım. İçine ata ata hasta olacaksın diye endişe içerisindeyim" dedi ve Lale'nin yanına yaklaştı. "İyiyim ben Şahi Hatun. Sadece Murad amcamın son hali beni haliyle müteessir etti. Sefere gitmesiyle asabım iyice bozuldu sadece"

Tüm bu sessiz açıklamanın altında yatan derin kederin başka bir sebebi vardı elbet.

"Şehzade ile mi münakaşa ettiniz?"

Lale yutkundu. Yüreğine düşen cemreyi boğmak istedi ve Şahi Hatun'a döndü. "Hayır. Şehzade Mehmed ile neden bir münakaşa edeyim ki? Dediğim gibi, Murad amcam için endişeliyim"

Şahi Hatun tam ağzını açacakken içeri giren hatunla sustu. Alexandra gülümseyerek elindeki mektuplarla kapıyı kapattı. "Lale Hatun -"

Şahi Hatun'un manidar bakışları altında büzüldü fakat toparladı. "Arkadaşlarınızdan size haber getirdim" Lale gülümsedi, yüzüne gelen renkle tamamiyle yükseldi.

"Pekala, sen bana seçtiğin kumaşları göster, akşam vakti gelmeden diktirelim"

Lale aceleyle kumaşları seçti ve tekrar teşekkür etti. Alexandra bu telaşlı haline gülümsemekle yetinirken Şahi Hatun, canlanan kızın cıvıltısı eşliğinde dairesinden çıktı.

"Sakin ol Lale, biliyorum merak ediyorsun ama bu kadar da belli etme!" Tüm kahkahası ile dairede kendini Lale'nin yatağına bırakan hatuna Lale alayla yaklaştı. "Ah, bir bilsen onları ne kadar özlediğimi! Böyle konuşmazsın." Zarfa konulmuş özensiz mührü yırtıp attı. Karışık harflerden kimin ne yazdığı belli olan mektubu gözleriyle okumaya koyuldu.

"Lale! Canım arkadaşım, ben ve Vlad gayet iyiyiz, merak etme. Bu eflak prensi emin ol benim yanımdayken başını belaya sokmuyor bile"

Aslan'nın alayla yazdığı bu cümlelerin yanına sıçrayan mürekkep damlaları aralarında bir itişme geçtiğinin bir habercisiydi.

"Sen ona bakma. Tek sıkıntımız aramızdaki mesafe, sensiz eksik olan sohbetlerimiz"

Vlad'ın tüm samimiyetiyle yazdığı keskin cümleler Lale'yi rahatlattı. Devam eden satırları okumaya devam etti ve son cümlelerle onların iyi ve rahat olduklarına kanaat getirdi. Kağıdı mücevher kutusunun yanına koyduğunda elinde duran diğer mektubu açıp açmamak arasında kaldı.

"Şehzade'nin mektubu mu?"

Lale başını salladı ve derin bir nefesle özenle basılmış mührü açtı ve zarfın içinden kağıdı çıkardı.

"Lale Hatun, hangi kelimelerle sizden af dilemem gerekir, inanın hiç bilemiyorum. Zira benim aklım sizin yanınızda bir lale misali, neyden eksik kalırsa kalsın soluyor, ölüyor"

Mehmed'in bu denli içten sözlerle yaklaşmasını beklemiyordu Lale. Şehzade atıfta bulunmayı, akıl oyunları altında yatan latife ve manalarla Lale'yle oynamayı severdi.

"Sizden tek ricam şudur, beni kalbinizin meclisinden kovmayınız. Ruhunuzun kölesi bu zavallı Mehmed'i dinleyiniz, acele karar vermeyiniz"

Ağlasa derd-i derûnum çeşm-i giryânım sanaÂşikâr olurdu gâlib râz-ı pinhânım sana

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ağlasa derd-i derûnum çeşm-i giryânım sana
Âşikâr olurdu gâlib râz-ı pinhânım sana

Mesned-i hüsn üzre sen ben hâk-i rehde pâymâl
Mûr hâlin nice arz ede Süleyman'ım sana

Şem'i gör kim meclisinde ağlayıp başdan çıkar
Hoş yanar yıkılır ey şem'-i şebistânım sana

Subh gibi sâdık olduğum gam-ı aşkında ben
Gün gibi rûşen durur ey mâh-ı tâbânım sana

Dün rakîbin cevrini men' eyledin ben hastadan
Eyledi te'sir gûyâ âh u efgânım sana

Zahm-ı hicrân şerhi çün mümkün değildir dostum
Sîne-çâkinden haber versin girîbânım sana

Eyleme gönlün gözün cevr ile Avnî'nin harâb
Dürr ü gevherler verir bu bahr ile kânım sana

- Avni

AvnîHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin