[16]

83 9 0
                                    

"BÖLÜM ON ALTI: BAŞLANGIÇ."
'Her yeni bir başlangıç, hep yeni bir veda.'

(Ayza temsili:))

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Ayza temsili:))

Ocak ayı güzel ve unutulmazdı. Birçok hüzün geride bıraktığım senede kalsa da aklım hep eskiyle doluydu. Eskisi gibi değildi. Benim geçmişim bir yaraydı, her seferinde dikiş atılıp geçti diye sarılan ama hep de kanayan. Yine yeni bir dikiş, bu sefer yaranın üstüne bir öpüş bırakılmıştı. Öpücüğün sihri, dikişin sağlamlığı... Kanamıyordu artık yaram. Geçmiş geçmiş değildi izi duruyordu ruhumun tam ortasında. Ama biliyordum, geçmiş geçecekti.

Bizimkilerle geçirdiğimiz o eşsiz ve eğlenceli gece hepimizin bir köşede uykuya dalması ile son bulmuş ertesi gün herkes işine dağılmıştı. Ablamın küçük bir butik ile ortak olduğunu öğrenmiştim geçtiğimiz günlerde. Sürekli gitmiyordu, o tasarım ile ilgileniyor ortağı olan adam, Kutay abi, butiğin işletmesi ile ilgileniyordu. Barlas abim ve Çağan abimin ise bir şirket kurma yolunda olduğunu duyurmuştu dün babam bize. Hepsinin mesleği o kadar güzel ve yolundaydı ki. Bu beni sevindiriyordu. Buruktu sevincim. Şu sıra aklımı kurcalayan en büyük şeydi onların buralara kadar gelmesine tanık olamamam. Buruktum işte.

Annem bugün babamla gitmemiş ve evde kalmıştı. Asil sabah erkenden gitmişti, işlerin yoğunluğundan yardıma ihtiyaç varmış. Pamir abim nöbetten gelmiş ve odasında uyuyorken annemle ben salonda oturmuştuk. İkimizinde elinde kitapları kahve eşliğinde okuyorduk. "Bebeğim.. biraz yürüyüş yapalım mı? Ayaz'ın dersi erken bitmiş bugün bize eşlik eder o da?" Hevesle kitabımı kapatıp annemi onayladım. "Hazırlanıp çıkalım, Ayaz da gelmek üzeredir. Hatta... beraber hazırlanalım."

"Olur tabii." Koluma girip merdivenlere yönelen annemin neşesi beni de neşelendiriyordu. "Sabah babanla konuştuk, senin üniversiten hakkında. Ayaz da oradaydı ben yardımcı olurum dedi. Hazır çıkmışken sana kitap da bakalım mı bebeğim? Güzel bir dershane de bulunur sonrasında." Annem konuşurken odama kadar gelmiştik. Kolumdan çıkıp bana döndü ve ellerimi tuttu sıkıca. "Önce iyi olmak istiyorum demiştin, ben gözlerindeki sevinci görüyorum Ayza'm. Dersen yine de istemiyorum anlayışla karşılarız, hepimiz." Düşündüm bir süre. Lakin güzel olurdu bu. Hem kendime bir uğraş olurdu ve gün boyu boş boş dolanmazdım. Yaza kadar da hallederdim birçok konuyu ve sınava girerdim.

"Yok, yani alalım kitap. Ben bu yıl sınava girmek istiyorum anne." Gülümsedi kocaman ve beni kollarına sardı. "Çok mutlu ettin beni anneciğim, hemen hazırlanmalıyız. Heyecanlandım," güldüm bu haline ve dolabıma yönelmesini izledim. "Kalın giyinmek gerekir, dışarı çok soğuk görünmese de." Kendi kendine konuşarak kıyafetlerimin arasından siyah kot pantolonumu ve siyah kazağımı çıkardı. "Şu şalı da boynuna dolar siyah şapkanı takarsın. Krem bi' ceketin vardı sanki.. hah! Burada." Bu haline kıkırdarken o da gülümseyerek bana döndü. "Sen giyinirken ben de hemen giyineyim bebeğim. Sonra makyaj yaparız!" Cevap fırsatı tanımadan odamdan çıkınca daha çok gülmüş ve üstümü hemencecik değişmiştim. Kısa sürede gelen annem ikimize de hafif bir makyaj yapıp hazır hale getirmişti bizi. Çok geçmeden gelen Ayaz'la beraber evden çıktık. "Önce alışveriş merkezine gidelim ve biraz gezinelim. Sonra oradan kitaplara bakarsınız. Olur mu ikizlerim?" Annemi onayladık ikimiz de. "Aç mısın Ayaz'ım? Biz Ayza ile yemiştik." Ayaz başını sağa sola salladı gülümseyerek. "Arkadaşımla yedik biz de." Gözlerini kaçırarak söylediği cümle ile kaşlarım havalandı. Neden çekinerek söylemişti ki? "Hangi arkadaşmış bu bakalım?" Omuz silkti cevap vermek yerine. Konu orada kapanırken annem yaklaşan taksiyi çevirmişti. Bindikten bir on beş dakika sonra duran araçtan ilk inen bendim. Boğucu bir yolculuktu.

Acının İziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin