Girdaba Dönüş

43 6 0
                                    

Bu evden gideli sadece bir gün olmuştu oysa  bana aylardır  uzakmışım gibi gelmişti.Sadece son  yirmi dört saatle  hayatım yerden yere vurulmuş, bütün yollarım yine kapanmıştı.Tek güzelliği eski arkadaşlarımı görmüştüm.
Oysa çok utanmıştım.Her ne kadar dillendirmesem de onları iki sene boyunca hiç aramamıştım.Bana sitem bile  etmemişlerdi.Oysa ben  , onlar beni el üstünde tuttukca içimde küçüldükçe   küçüldüm.Kendime bile itiraf edemediğim gerçeklerde , geçmişimin etrafındaki kişilerden uzak kalıp , beni tanımayanlarla yeni bir sayfa açmak istemiştim.Onların  kötü hayatları ,  beni daha da  yormasın istemiştim.Ama küçük bir çaresizlikte onların kapısına dayanmıştım.Hani yeni arkadaşlarıma ne olmuştu? Kendi sefil halimden
utanıp, yine onlara sığınmıştım. Oysa Faysal her zaman yanımda olmamış mıydı ? Ya da Yalom ?
Ben kimdim ki onlardan utanıp , hayatımdan çıkarmıştım?

Taksi evimin önünde durunca buraya gelene kadar asıl düşünmem gereken şeylerden uzaklaşıp , kafamı bunlarla yorduğumu anladım.Faysal elini elimin üstüne koydu.

"Bak kuzum hala gitmek zorunda değilsin. Ah  be oğlum  ! Karşı koymayı bir bilebilsen!

Gözlerimin içine baktı.

"Telefonun hep yanında olsun seni arayacağım ,bak cevap vermezsen girerim içeri söyleyim.

Vücudum yorgundu, sadece olur anlamında kafamı salladım.

"Ayrıca  Yalom  ilaçlarını koydu sakın aksatma  , bak yemeğini de ye.

Bir adım sonrasının ev olduğunu biliyordum.Kalbim yangın yeriydi.Faysal'ın sözleri  kulaklarımda uğulduyordu.
Hem bir an önce olacaklarla karşılaşmak istiyordum.Hem de şuracıkta taksiyi çevirip kimsenin olmadığı bir yere kaçıp uzaklaşmak  istiyordum.Yüzümdeki tutarsızlığı anlamış olmalıydı ki elleriyle yanaklarımı sardı.

"Bak biz seninleyiz  , sen kimsesiz değilsin tamam oğlum? Eğer ki o şerefsiz yine sana bir şey yapmaya kalkarsa hiç düşünmeden atla gel  tamam mı , hiç düşünmeden gel !

Ayaklarım  yolu artık ezbere gidiyordu.Kalbim ağzımda atıyordu sanki  , bedenimiyse toparlayamıyordum.
Merdivenlerin ortasına gelince durdum, saatlerce oturduğum yere baktım. Sevdiğim adam mı beni dışarı atmıştı?
Hem de yarı çıplak!  Hiç mi kalbi sızlamamıştı ?
Hava çok soğuktu o halimle hiçbir yere gidemeyeceğimi düşünememiş miydi ? 
O kadar mı nefret etmişti benden?
Halbuki ne yapmıştım ?
Onu  o sarhoş haliyle yukarı taşımıştım.Sonra tek yaptığım onun  yaptıklarına karşılık vermekti.İlk o sarılmadı mı ,
ilk o öpmedi mi  ? Sabah  bana söyledikleri  peki neydi? Bana sadece  acıdığı için yardım etmiş ! Şimdi bu yaşananlardan sonra nasıl suratına bakacağım?
Vücudumun halsizliğini  basamakları çıkarken net farkediyorum.
Öksürecek bile hal göremiyorum kendimde.
Ve kapı , şimdi  şu kapının ardında beni bekleyenler  ...
Ellerimin  titremesini engelleyemeyip anahtarı soktuğum deliği çeviriyorum.
Kapıyı açtığım gibi   onun yay gibi gergin vücuduyla karşılaşıyorum.Bu kadar çabuk karşılaşmayı beklemiyordum.Onun benim vücuduma açtığı yaraları ona  göstermekten utanıp yüzümü öne eğiyorum.Buz gibi sesiyle irkiliyorum.

"Geç iceri"

O kadar buyurgan o kadar soğuk. Bir daha başımı kaldırıp bakmıyorum.Sadece benim önümden giden ayaklarını takip ediyorum.Karşılıklı koltuğa oturduğumuz gibi sehpanın üstüne fırlatıveriyor anahtarları. Suratıma fırlatır gibi. Anahtarlar tam benim tarafımdaki  sehpanın ucuna gelince duruyor.Tanıyorum bu anahtarları.Annemin doğum günümde heyecanla verdiği arabanın anahtarları.

DönüşümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin