Gece'nin Siyahı -9

177 15 11
                                    

Bütün yazma isteğimi kaybettiğimi, hatta hikayeyi silmek istediğimi düşündüğüm bir süre yüzünden bu kadar gecikti eğer hala okuyan varsa özür dilerim.

Şarkı medyada mevcut, resimdeki de Meral. İyi okumalar :)

Malik'le boğulan insanları kurtarmak ne kadar cazip gelse de hala okula gelmek zorunda olduğum gerçeğini hiç bir şey değiştirmiyordu.

''Yani siz şimdi sevgilisiniz?'' diye sordu Meral. Okulun kafeteryasında kahve içiyorduk. Kahveyi püskürtmemek için hızla yutkundum.

''O nereden çıktı şimdi? Sevgili falan değiliz.'' deyip gözlerimi kaçırdım. Sadece bakışlarımdan her şeyi anlayabiliyordu.

''Çocuk elini tutuyor, okul çıkışı beraber takılıyorsunuz, korku anında çocuklarınız olmasını istediğini ağzından kaçırıyor, öpüştünüz ve ben bunu nereden mi çıkardım?'' Güldü.

''Öpüşmedik. O beni öptü, aynı şey değil.'' diye onu düzelttim ama kızardığımı hissedebiliyordum. ''Hem onun böyle bir şey istediğini zannetmiyorum.''

''Bu söylediğine cidden inanıyor musun sen? Çocuk resmen senden bir sinyal bekliyor ama sen daha senden hoşlandığını bile anlayamadın mı?'' diye sordu. Omuzlarımı silktim.

''Hadi ara. Gelsin alsın seni. Ne bileyim dersi falan ekin, eğlence olsun.'' Meral'in eğlence anlayışı tamamen benimkinden farklıydı ama sanırım haklıydı. Her seferinde o arıyordu. Bir sefer benim aramamdan bir şey çıkmazdı. Telefonu masadan aldım ve onu aradım.

Çalıyor..Çalıyor..Çalıyor..

''Açmadı.'' dedim ve kapattım. Meral gözlerini bana dikti.

''Bir kere daha ara.'' Kafamı hayır anlamında sallarken o çoktan tekrar ara tuşuna basmıştı bile.

Sinyal sesinden sonra mesajınızı bırakabilirsiniz.-

''Telefonunu kapattı.'' dedim. Suratım düşmüştü. Açıp meşgulüm deseydi daha az kırılabilirdim.

''O zaman beraber dersi ekeriz.''

***

''Meral yapma ne olur. Yoruldum. '' Meral tarafından zorla saçma sapan lunapark oyuncaklarına bindiriliyordum. Düzeltiyorum, bir kaç saattir burada nerede yerden yüksekte bir şey var beni oraya çekeliyordu ve yorulmuştum. Üstelik yükseklik korkum vardı. Nasıl olduysa Derin'i de kandırmıştı ve Poyrazda bizimleydi.

''Bunda korkacak ne var.'' diye beni gondola çekiştirmelerine rağmen midemin bulandığını söyleyerek onları gondol kuyruğunda bırakıp çığlıklardan biraz daha uzak yere doğru adımladım. Madem bağıracaktınız neden biniyorsunuz. diye söylenmeden edemedim. Telefonumu çıkarıp Malik'i aradım. Hala ulaşılamıyordu ve ben merak ediyordum. Kötü bir şey olma olasılığını düşünmeyi bırakıp gondol sırasına baktım. Öne doğru fazlasıyla ilerlemişlerdi ve oraya gitmek gibi bir şansım yoktu. Derin'e eve gitmem gerektiğini yazdım ve abimi aradım.

''Abi nerdesin?'' dedim açar açmaz. Bu aceleme biraz duraksadı ve cevap verdi.

''İşler çok uzadı bu gece geç geleceğim bir şey mi oldu?'' diye sordu.

''Hayır ben sadece merak ettim.'' Konuşurken bir yandan çıkışa yürümüş, bulduğum ilk boş taksiye binmiştim.

''Tamam canım, bu arada evde bir evrak unutmuşum ve Can'da ordan geçiyordu ondan almasını rica ettim ve anahtarımı verdim. Derin dışarıda olduğunuzu söyledi. Eve geçer de birini görürseniz korkmayın.'' deyip güldü.

''Kolay gelsin sana.'' deyip bende güldüm ve telefonu kapattım.

Uzattığım paranın üstünü almadan taksiden indim. Işıklar yanıyordu. Can daha çıkmamış olmalıydı ve bende evde biri varken çantamda anahtar arayamayacak kadar üşengeç biriydim o yüzden zili çalmayı tercih ettim. Kapı ardına kadar açıldığında gözlerim yerdeki gül yapraklarına ve küçük mumlara sabitlendi. Ne olduğunu anlamak için içeri adımladığımda Malik'in elinde orkide ile karşımda dikildiğini gördüm. Loş ışık altındaydık ve çok gürültülü olmayacak şekilde keman sesi duyuluyordu. Hayretle gözlerimi ona diktim. Tamam, böyle bir şey kesinlikle beklemiyordum.

''Süpriz.'' diye fısıldadı ve elindeki orkideyi bana uzattı. En sevdiğim çiçek olduğunu nereden öğrenmişti? Çiçeği elime aldığımda beni belimden tutup kendine çekti. Elinin dokunduğu yerde alev alan kıvılcımları görmezden gelmeye çalışıyordum. Üzerimdeki etkisine teslim olmak üzereydim.

''Konuşmalıyız.'' diye fısıldadığında çoktan beni yavaşça bir sağa bir sola sallandırmaya başlamıştı. Keman sesinde dans, böyle şeyleri düşünen erkeklerin sadece dizilerde olduğunu zannederdim. Ne zaman omzuna yasladığımı bilmediğim kafamı hafifçe salladım. Çenemden tutup ona bakmamı sağladı.

''Biliyorum her şey çok yeni ama ben bir kaç saatimi bile sensiz geçirmek istemiyorum artık.'' dedi ve gözlerini kırpmadan gözlerimin içine bakmaya başladı. Elanın aşk tonundaki gözlerine karşı daha fazla dayanamazdım.

''Bende.'' diye fısıldadığımda üzerinden büyük bir yük kalkmış gibi rahatladı. Kollarını iyice etrafımda sardığında bende ona iyice sokuldum. Şimdi sarılırken dans ediyorduk. Keman sesinin yerini çok iyi bildiğim bir şarkıya bıraktığını fark ettim. Tek fark olarak şarkı akustikleştirilmişti ve söyleyen ses kesinlikle Malik'indi.

Senden yana hayallerim bildiğim sevdiklerim
Senden yana kuşlar resmim güzelleşiyor
Kalp ağrıma bir tek senin güzel yüzün iyi geliyor
Nasıl da aklım gidiyor

Seni yazdım her yere aşk diye
Kimse bilmez kimse duyamaz
Bir kuş uçar kalbimden kalbine
Kimse görmez kimse durduramaz


Senden yana şiirlerim sevdiğim şairlerim
Senden yana adın dilimden düşmüyor


Senle bağlanır eli kolu yalnızlığın
Bir ömür yeter bana doya doya sarıldığım

Gece'nin Siyahı // Zayn MalikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin