Kendime gelmem uzun sürmemişti, kendisi bana doğru el uzatınca bunu tutmam gerektiğini farketmem beni yine kendime getirdi. "Ilgaz ben, üst kata taşınıyorum."
"Ceylin," diyerek yavaşça elini tutup hafif oynattım. Elinin elimden ne kadar büyük olduğ...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
• Ben sana mecburum, bilemezsin içimi seninle ısıtıyorum. •
Alyansları birbirine bağlayan kırmızı kurdele ortadan kesilip ayrıldıktan sonra alkış sesleri yükselmişti. Herkes çok mutlu görünüyordu, Ceylin tek tek herkese bakarken Ilgaz'ın babasında bir kaç saniyeliğine takıldı. Gözleri dolu dolu izliyordu oğlunu, Ceylin'in içi bir tuhaf olmuştu. Ilgaz'ın anlattıklarını hatırladıkça Ilgaz için deliler gibi sevinmişti bu görüntüyle.
Metin uzun zaman sonra oğlunu ilk kez bu kadar mutlu görmüştü, dokunsalar ağlayacaktı. Çok pişman olmuştu yaptıklarından, oğluna inanmadığından. Geri kazanacaktı oğlunun güvenini, elinden geleni yapacaktı bunun için.
"Ceylin?" Ilgaz'ın seslenmesiyle kendine gelip gözlerini Metin babadan ayırdı Ceylin. Öyle derin düşüncelere dalmıştı ki bir an sadece orada sadece ikisi varmış gibi hissetmişti. "İyi misin?"
Sevdiğinden geri çekildikten sonra Ilgaz Zafer babasıyla Gül annesinin elini öperken Ceylinde Kayalardan başlamıştı, Merdan dede, Metin baba, sonra da Makbule halaya sıra gelmişti.
"Boşuna dememişler, ev alma komşu al diye. Hayırlı olsun kızım, allah mutluluğunuzu daim etsin."
Ceylin gülümsedi. "Sağol Makbule hala. Tüm komşularına çorba yapabilirsin, ama sadece bir tanesini evlenecek kadar çok sevebilirsin."
Makbule sesli gülerek Ceylin'e sımsıkı sarılırken Ilgaz hayranlıkla izlemişti onları. Halasıyla bu kadar güzel anlaşması çok hoşuna gitmişti. O sırada Ilgaz dedesine döndü.
"Hayırlı olsun savcı torunum," diyerek daha elini öpemeden Ilgaz'ı kollarının arasına almıştı Merdan. Çok özlemişti torununu, iki senedir sarılmayı bırak yüzüne bile doğru düzgün bakamamıştı. "Allah utandırmasın."
Ilgaz aynı şekilde babasının elini de öpmek isterken o da oğlunu kollarının arasına çekip sarılmıştı. Duygusal anlar yaşarken Ceylin ağlamamak için bakmamaya çalışıyordu, hamile olmazsa bile hüngür hüngür ağlayabilirdi Ilgaz'ın mutluluğuna.
"Hadi o zaman tatlı zamanı! Tatlı yiyelim tatlı konuşalım." diyerek Aylin ortalığı biraz dağıtmayı başarabilmişti. Çoğu akrabalar tebriklerini ettikten sonra gitmişti, gerekli olan kişiler kalmıştı bir tek.
Aylin Hale ve İnciyle birlikte tatlı almaya giderken büyükler yine yerlerine oturmaya yönelmişti. Ilgaz çaktırmadan Ceylin'e bakış attıktan sonra odadan kaybolunca Ceylin de bir şekilde oradan kendini uzaklaştırmayı başarmıştı.
Ceylin Ilgaz'ın banyonun kapısının önünde beklediğini görünce gülümseyerek yanına yanaştı. Ilgaz dikkat ederek sevdiğinin dudağına bir öpücük bıraktı, yüzünü avuçlarının arasına alarak gülümsedi. "Sen iyi misin? Geldiğimizden beri gözümü senden alamıyorum.. güzel gözüktüğün kadar da yorgun gözüküyorsun, babama bakarken de dalıp gittin zaten. Ne oldu?"
