KIZIM

4.1K 164 46
                                    

Bölüm Şarkı Önerileri;

Not King Cole : Stardus
Dean Martin : Fools Rush In
Sertap Erener : Aşk
Murat Dalkılıç : Yalan Dünya
Eskitilmiş Yaz : Uyursam Geçer Mi?
DKTT : Her Şeyim Ol

---------------------------------------------

-Güneş hanım benimle evlenir misiniz?

Bana beklentiyle bakan adama verecek hiç bir cevabım yoktu. Bir az önce hiç tanımadığım ve beni tanımayan birinden aldığım evlenme teklifinin şoku hala üzerimdeyken sadece öylece bakıyordum yüzüne.

- Biliyorum çok ani oldu. Lütfen yanlış anlamayın beni. Sadece kızım için. O konuşana kadar gizli bir anlaşmalı evlilik yapmaktan bahsediyorum. Dedi ve tepkilerimi ölçmek için yüzümü incelemeye başladı.

Ancak ben hala sessiz kalıyordum. Biraz sonra yüzü düşen Yusuf bey,

-Çok özür dilerim. Çok yersiz bir şeydi. Unutun lütfen. Hiç yaşanmadı sayalım. Diyerek ayaklandı. Ve Soner beyi çağırıp hızla kafeden çıktı. Geride şoka girmiş bir ben ve ani gidişlerinden dolayı şaşkınca bana bakan Leyla kalmıştı.

Leyla yanıma gelerek ne olduğunu sorduğunda onu geçiştirip ayağa kalktım. Ancak onun peşimi bırakacağı yoktu. O yüzden dersi bahane edip koşarak Kafeden çıktım ve üst kata giyinme odasına girdim. Öğrenciler çoktan giyinip salonda ısınmaya başladığından burası boştu. Kapattığım kapıya yaslanarak olanları düşünmeye başladım. Sürekli Yusuf beyin yüzü önüme geliyordu. Bana yaptığı teklif kulaklarımda çınlayıp duruyordu. Olduğum yere çökerek sırtımı kapıya yasladım. Elimi deli gibi atan kalbimin üzerine bastırdım. Neden bu kadar hızlı atıyordu ki. Ondan etkilenmiş miydim? Hayır bu imkansızdı. İnsan iki kez gördüğü birinden hoşlanamazdı. Hem daha öncede ciddi bir ilişkim olmuştu. Daha doğrusu tek bir ilişkim olmuştu. Ama o zaman Kalbimin bu kadar hızlı attığını ve bu kadar tuhaf hissettiğimi hatırlamıyordum. Belki de Yusuf beye yaptığı o yersiz teklif yüzünden çok sinirlenmiştim. O yüzden de böyle hissediyor olmalıydım. Başka mantıklı bir açıklaması olamazdı ki zaten. Öyle değil mi?

Derin bir nefes alarak ayağa kalktım. Evet düşündüğüm gibi olmalıydı. Olanları unutmam gerekiyordu. Hızla lavaboya yaklaşıp yüzümü soğuk suyla yıkadım. Bu bir az olsun rahatlatmıştı. Sonra üzerimi değiştirip beni bekleyen öğrencilerimin yanına gitmek üzere giyinme odasından çıktım.

Ancak ders boyu kendimi dansa vermeyi pek başaramamıştım. Aklım karmakarışıktı. Bir çok hareketi karıştırmıştım.

Sonunda ders bittiğinde rahat bir nefes verdim. Ancak bu seferde kimse Duru'yu almaya gelmediğinden onunla birlikte beklemek zorunda kalmıştım. Sahi neden kimse gelmiyordu ki.

Duru ile birlikte kafeye indik. Çoktan kapanış saati gelmişti. İçeride tek tük müşteri vardı ki onlarda kalkmak için hazırlanıyorlardı. Duru'yu tezgahın önünde ki bar sandalyesine oturtup diğer tarafa geçtim. Bir barmen edası ile elime aldığım iki bardağı sallayarak Duru'nun önüne koydum. Beni heyecanla izliyordu. Bardaklara özel bir kokteyl hazırlıyormuş gibi limona döküp birini ona uzattım. Sonra kendi limonatamı alıp arkamdaki tezgaha yaslandım. Kafe hariç tüm kursun ışıkları kapatılmıştı. Leyla da ortalarda görünmüyordu. Belli ki bu gün burayı ben kapatacaktım.

Elimde ki limonatayı yudumlarken karşımda ki küçük kızı izkemekten alamıyordum kendimi. Acaba o benim kızım olsaydı... Ah bu düşünceler tehlikeliydi. Hızla başımı iki yana sallayıp kafamı dağıtmaya çalıştım. Ama işte onu kızım gibi hayal etmeden duramıyordum. Ve tuhaf bir şekilde bu düşünce hoşuma da gidiyordu.

KUĞU GÖLÜ BALESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin