Herkes bir yıldız evrende herkesin bir parlama süresi var evrende herkes zamanı gelince sönüyordu veya bazılarımız hiç parlamıyordu
Selam ben normal bı hayatı olan normal bı kız herkesin bu cümleyi duyunca aklıma mucize uğur böceği ve kara kedi geldi değil mi?
Yok maalesef ben özel güçleri olan biri değilim veya öyleyim mesala her gün insanlar yanımdan geçerken görünmez olabiliyorum . Ya da insanlar beni bilerek görmezden geliyor hayatım boyunca hep zorbalığa uğrayan taraf ben oldum ve insanlar hep beni sıkıcı bı insan olarak itam etti . Liseye geçtiğim zaman bu anılar tramvaya döndü ve kimseyle konuşmadım. Hayatımdan bir çok şeyi çaldılar. Arkadaşlarımı sevgilimi daha hiç sevgilim olmadı ama olmamasını engelediler belki ben kafamda çok kurdum bilemem ama artık nerdeyse hiç dışarı çıkmayan bir insan oldum. Liseyi sonda açığa geçtim. Açıkçası bir üniversite hayalimde yok o yüzden de çok ta önemli değil bu sene yan gelip yatcam
Hani size hiç arkadaşım olmadı dedim ya çekü hariç
Çekü benim kedim yaklaşık 3 sene önce sokakta annesi tarafından terk edilmiş ve kir içinde buldum çaresizce sesi bile çıkmadan yardım istiyordu bütün insanlar onu görüyor bazıları seviyor bazıları iğrenek bakıyorlardı . Çeküyü ilk gördüğüm zaman aramızda anlamsız bir bağ oluştu ve onu alıp hemen eve geldim. Annem ilk başlarda aşırı karşı çıksa da sonradan o da alıştı .
Evet gözlerimi bir pazar sabahına açtım daha doğrusu açılmak zorunda kaldım . Canım annem odamın kapısını hışımla açıp içeri girdi ve her zamanki gibi odanın havasız ve karanlık olmasından şikayet ederek perdemi ve camımı açtı .
Telefonumu elime alarak saate baktım aman ne güzel şarjı bitmişti . Fil yavrusunu kaybetse bulamayacağı oda da ben şarj aletmi arıyordum. Kesin Çekü alıp kemirip bir yere atmıştı . İçimden küfürleri sayarken hissetmiş olacak ki Çekü geldi . "Ah çekü ah naptın benim şarj aletimi acaba koş getir çabuk" . Çekü çokda umursamadığını belli ederek kuyruğunu sallaya sallaya salano doğru yürümeye başladı. Yaklaşık yarım saatin sonunda odamın altını üstüne getirerek şarj aletmi buldum . Annem kahvaltıyı hazırlamış olamalıydı ki mis gibi kokular geliyordu. Saat daha sabahın 10 uydu o ve kapı çalmıştı bu saate gelen kim olabilirdi ki. Altımda hello kitty li pijama ve üstümde ayıcık desenli tşört ile kapıyı açtım . Uzun boylu tahimini benle aynı yaşta yavaş yavaş uzamaya başlayan sakalları ve masmavi gözlü bir çocuk vardı kapıda altında mavi pantalon ve üstünde beyaz tişört ile kapıda bana biraz şaşkın biraz gülünç bir surat ifadesi ile bana bakıyordu yere bakmadığım için fark edemedim yerde bavul vardı . Bu çocuk bizimle mi kalıcaktı nerden gelmişti ki tam anneme seslenecek tim ki annem elini kurulaya kurulaya kapıya kadar geldi "hoşgeldin Oğuz oğlum kapıda kalmışsın bizim kızın kusuruna bakma o biraz cekingen dir Rüyanın kusura bakma sen " dedi Oğuz da gülümser bir yüz ifadesi ile "ne kusuru Pelin teyze " diyerek ayakkabılarını çıkararak salona geçti.Nerden çıkmıştı bu çocuk ismi Oğuzmuş bu vesile ile öğrenmiş oldum .
Bende kapıyı kapatıp solana doğru yöneldim Oğuz tekli kanapeye yerleşmiş Çekü de onun tepesinde yatıyordu Çekü misafir sevmezdi ki . Papucum dama atılmıştı resmen . Annemin yargılayıcı bakışlarından anladığım üzere üstümü değiştirmem gerekiyordu . Koşar adım odama gittim ve hemen dolabımı açıp siyah bir tayt üzerine bol beyaz bir tişört girdim hemen ardından banyoya koşup saçlarımı sıkıca at kuyruğu topladım sonra yavaş yavaş salona geçtim annem ve Oğuz konuşuyorlardı ben gelince annem bakışlarını bana çevirip "Rüya gel kızım Oğuzla tanış Oğuz bu sene Üniversiteye hazırlanıyor Ankara'da ki çevresi onu etkilediği için ders çalışmak için İzmir'e geldi YKS den sonra gidecek hem sen de hazırlanıyorsun ya destek olursunuz birbirinize diye düşündüm "
Annem ve mükemmel fikirleri İzmir sanki daha iyi bende olamayan arkadaş çevremden kaçmak için liseyi açığa aldırmıştım. Annem gene bana ölüm bakışları atarak boğazımı temizleyerek söze girdim "aaaaa öyle mi çok memnun oldum " . Annem baktı sohbet edecek gibiyim mutfağa kaçtı ama sohbet etmek gibi bir niyetim yoktu uzun bir sessizliği Oğuz bozdu "kedin ne şeker miş ismi ne"
Konuşacak başka konu kalmadı herhalde "teşekkür ederim ismi Çekü ve misafirlere den pek hoşlanmaz" Oğuz bu tavrıma anlam veremeyerek bakarken annem sonunda bizi yemeğe çağırdı. Yemekte annem ve Oğuz tüm ailenin dedikodusunu yaparken ben sadece Müge anlı izlemek le yetindim . Yemeğim bittikten sonra annemi öperek sofradan kalktım ve arkama bile bakmadan kaçtım.
Odamın kapısını kapatıktan sonra odama şöyle bir baktım ve sırf evde davetsiz misafir var diye odamı toplaya karar verdim önce yerde bir yığın haline gelen çalışırlarla başladım ardından dolabımı derken 2 saat sonunda odamı ak pak yaptım . Temizliğin verdiği yorgunluk ile oturmuş telefona bakarken kapım çaldı . Gelen annemdi "kızım ben çarşıya kadar iniyorum çocuğa yardım et odasına yerleşsin itiraz falan istemiyorum " emir büyük yerden geldikten sonra el mahkum sürüne sürüne salano gittim . Oğuz telefonla konuşuyordu sanırım annesi ile konuşuyordu telefon konuşması bitince
" Tekrardan hoşgeldin eşyaların da burda kaldı annemin biraz dışarda işi varmış gel ben sana odanı göstereyim" sahte bir gülüş ile ben önde o arkada misafir odasına doğru yürümeye başladık evet odalarımız yan yanaydı.
Oda ne çok büyük ne çok küçüktü 2 kişilik yatak beyaz bir tane dolap ve bir tane çalışma masası vardı . Oğuz
" Benle konuşmaktan pek mutlu olmadığını anlaya biliyorum ama buna rağmen odamı gösterdiğin için teşekkür ederim" Oğuz öyle deyince biraz kendimi suçlu hissetmiştim ama bu benim elimde olan bir şey değil di ki.
"Oğuz sana kendini kötü hissettirdiysem özür dilerim ama bu sana özel bir şey değil ben genel olarak insanlara konuşmayı sevmiyorum . konuşmaya da pek ihtiyacım olmuyor zaten " Oğuz bavulunu açmış kıyafetlerini yerleştirirken "anlıyorum bende konuşmayı severim zaten başıma ne geldiyse hep arkadaşlarım yüzünden geldi belki bir gün konuşmak istersen dinlerim bu arada ben Yks ye 2. kez hazırlanıyorum " demek ki aramızda 1 yaş fark vardı. Acaba arkadaşları ile arasında ne olmuştu da taaa Ankara'dan İzmir'e gelmek istemişti
"Oğuz yanlış anlamazsan sana bir şey sormak istiyorum"
"Vaaay yavaş yavaş çözülüyor dilin eee sor bakalım"
"Neden tüm düzenini yıkıp arkadaşlarını aileni bırakıp ta İzmir'e geldin"
"Belki bir gün oturup konuşuyoruz tüm bunları peri kızı"
Bana peri kızı mı dedi ne alaka ne alaka imdaaaaat . Belki böyle şeyler çok normaldi ama ben kimseyle konuşmadığım için bu tür laflar bana garip geliyordu . Oğuz eşyalarını yerleştirdikten sonra biraz dinlenmek istediğini söyleyip odasına çekildi .
Annem çarşıdan anneanneme uğramıştı bu da demek ti ki annem bugün akşama kadar gelmez . Çekü miyavlayarak odamdan içeri girdiğinde onu kucağıma aldım ve sevmeye başladım
"Çekü neden geldi bu Oğuz zaten ben kimseyle konuşmayı bilmiyorum bir tek senle konuşabiliyorum sen de sattın beni Çekü hemen Oğuz gelince hemen erkek kokusu alınca beni unutun demi "
Çekü sıkılınca onu yere bıraktım ve Oğuzun odasına doğru gittim kapıyı çaldım ama cevap vermedi hafif kapıyı aralayınca uyuyor olduğunu gördüm.
Öğlene doğru canım o kadar kek çekti ki dolaptan malzemeleri bulup kek yapmaya koyuldum . Kek ile bir savaş verdikten sonra onu firına koydum ve kabarmasını bekledim. Keki fırından çıkardıktan sonra Oğuz geldi
" Oooooo sesiz ama hamarat kız kokusu taaa odama kadar geldi "
"Eeee. Yaptık bir şeyler işte ama nasıl oldu bilmem" deyince Oğuzun yüzünde bir gülümseme peyda oldu
"Zehirlenmeyelim sen baktın ben eve yerleşiyorum sen de hemen zehirleyerek göndermeyi mi deneyeyim dedi"
İlk defa biriyle bı kadar konuşuyordum daha doğrusu konuşuyordum. Kekin soğumasını bekledikten sonra benim sabırsız davranışlarım yüzünden keki sıcakken kestik .
Oğuz dan
"Buraya gelirken buraya baya yakın bir park gördüm orada yiyelim mi hem sana da bir değişiklik olmuş olur yanımıza biraz da kitap alır çalışırız " fikri ortaya atıldı misafir olduğu için kırmak istemiyordum ama dışarı çıkmak başlı başına bi korku unsuruydu
"Çıkmasak evde çalışalım hem daha verimli olur " gibi bir şeyler ağzımda geveledikten sonra Oğuz daha fazla ısrar etmedi veya artık çocuk benden yıldı . Çayımızı kekimizi ve kitaplarımızı alıp balkona çıktık .
Hava gerçekten çok güzeldi keşke çıksaydık.
Oğuzla 2 saat falan ders çalıştıktan sonra annem geldi annem akşam yemeğini hazırlamaya başlayınca herkes kendi odasına çekildi .