Sabah olup güneş kendisini belli etmeye başladığında, mahallede tatlı bir koşuşturma zamanı gelmişti. Kimisi işine, kimisi okuluna gitmek için yollara düşmüştü. Görkem ve babası da dükkanlarını açan esnafları selamlayarak gelmişlerdi iş yerlerine.
Remzi "Günaydın Ali usta nasılsın?" derken berber dükkanının kapısını açtı. Ardından "Dükkanı erkenden açsın diye iki elaman aldık. Saat kaç olmuş ikisi de piyasada yok iyi mi? Ben açıyorum dükkanı!" dedi sinirle.
"Bütün gece dışarıdalar eve gelmek bilmiyorlar usta. Bizimkisini de zor uyandırdım bu sabah. Uyuyakalmışlardır gelirler şimdi."
İçeri girerken Polat "Günaydın usta. Günaydın bilader. Hayırlı işler" diyerek hemen mutfağa çayı koymaya gitti üzerini değiştirmeden.
Bir süre sonra önce Adem motosikletiyle ardından Sinan yürüyerek geldiler işlerinin başına. İş elbislerini giyen Görkem masayı kurarken Sinan elinde poşetlerle geldi yanlarına.
Görkem'in babası "Ben kahvedeyim" diyerek oradan ayrıldı. Çay olduktan sonra masaya oturan gençler kahvaltı yapmaya baslayacakken Polat "Adem nerede? Oldu her şeyi biz yapalım. Kalfa oldu diye elini hiçbir işe atmıyor göt lalesi!" dedi sinirle.
Sinan "Ben sordum bugün canı kahvaltı yapmak istemiyormuş dedi" diyerek baktı arkadaşlarına.
Gençler birlikte kahvaltı yaptıktan sonra çalışmaya başladılar. Öğlene kadar arabayı tamir etmek için. Görkem, babası bankaya gittiğinden rahat bir şekilde sigara içmek için dükkanın önündeki sandalyeye oturmuştu.
Ardından öğle yemeği hazırlamak için Sinan'da geldi dükkana. Polat "Adem lavuğu nerde? Yemeği de biz yapalım. İyi alıştı kaytarmaya pezevenk!" dedi sinirle.
Bu sırada okuldan dönen Çınar ve Kerem kapıdan bakarken "Hayırlı işler" dediler. Görkem "Dersler erken bitmiş bugün" diye gülümseyerek baktı Çınar'ın gözlerine.
"Evet öğleden sonra öğretmenler toplantısı olduğu için dersler boştu."
"Ne zaman başlıyoruz direksiyon derslerine?" diye sordu.
Bir yanı saçmalamaması gerektiğini söylese de, ona biraz olsun yakın olmak için can atıyordu söz geçirmediği yüreği. Artık mantığı, duygularına daha fazla direnemiyordu. Her ne kadar Çınar'la ilgili yanlış şeyler hissettiğini düşünse de, onun bakışlarına olan zaafına yeniliyordu istemsiz bir şekilde.
"Sen ne zaman müsait olursan ben hazırım!" dedi genç yine yüzünde onun yüreğini eriten gülümsemeyle.
"Tamam dükkanı kapatınca seni almaya gelirim evden."
"Tamam. Akşam görüşürüz o zaman" dedikten sonra Kerem'le birlikte ayrıldılar oradan.
Öğle yemeği hazır olduğunda Adem yine gelmemişti dükkana. Polat "Şu lavuğu çağırıp geleyim ben!" diyerek berber dükkanına gitti. Bir süre sonra geri döndüğünde "Yeme amına koyayım! Kime trip atıyorsun ki? Sanki gece benle yatmış piç!" diye sinirle söylene söylene girdi içeriye.
Görkem merakla bakarak "Gelmiyor mu yine?" diye sordu ayağa kalkarken.
"Canı yemek istemiyormuş. Yarrağımın başını yesin göt lalesi!"
Görkem "Gidip bir de ben konuşayım bakalım ne sıkıntısı varmış" diyerek berber dükkanına doğru yürümeye başladı. Yanına gittiğinde Adem berber koltuğuna oturmuş telefona bakıyordu. Arkadaşını görünce baktığı telefonu telaşla kapatıp cebine soktu.
"Hayırdır bilader. Sabahta kahvaltıya gelmedin. Bilmediğimiz bir sıkıntı mı var?" diye sordu şüpheli gözlerle bakarken.
Onun yüzüne bakmadan "Yok bir şey. Aç değilim" dedi soğuk bir ses tonuyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇINARIN GÖLGESİ //BxB//Final Yaptı
Fiksi RemajaÇınar'ın son günlerde içine kapanması ve kimseyle konuşmaması ailesini tedirgin eder. Babası, arkadaşının tavsiyesiyle mahallenin gençlerinden yardım ister. Görkem ve arkadaşları bu teklifi kabul eder ve Çınar'ın ne gibi bir sıkıntısı olduğunu öğren...