Fırtınalar Diyarı

39 5 5
                                    


"Ben senin vicdan azabınım, benden kurtulamazsın Elizabeth" Baloya katılan herkes bizi merakla izlerken İza etrafına bakıp kılıcını yavaşça geri soktu, sırtını dikleştirerek bana bakmaya devam etti. Gözlerinde kopan fırtınalar benim sakin kaldığımı görünce şiddetlendi. Ancak gözlerimdeki buz tanelerini görünce fırtınalar eski kuvvetini kaybetti.

Yüksek bir sesle " Bir gün, Buzlar kraliçesi, krallığını sonsuzluğun tatlı uykusuyla tanıştıracağım." Gözlerim gözlerinden ayrılmıyordu doğrudan bana ve halkıma savrulan bu tehtid beni gram olsun korkutmamıştı.

" Ve o zaman geldiğinde ne bu esen rüzgar dalgalandırabilecek bayrağını, ne de şöhretin kurtarabilecek halkını" Etrafımızdaki herkes fısıldaşmayı kesip nefeslerini tuttuğunda benden gelecek cevabı dört gözle bekleyen kişiye çevirdim bakışlarımı.

" Halkım benim namusum, annemin bana bahşettiği tek yadigârdır. Şayet benim korumam altında olan tek bir canlıya bile benim rızam olmadan zarar gelirse" Gözlerimi Togaydan çekip İza ya çevirdim. "And olsun ki bu krallığı başına yıkarım." İza yutkunarak çenesini dik tutmaya çalıştı ancak gözerimdeki kararlılık alt dudağının titremesine sebep oldu. Üstünlüğümü koruyarak bir adım geri çekildiğimde başını hafifçe eğip bana gülümsedi, kimsenin duymayacağı bir şekilde fısıldadı "Oyun daha yeni başlıyor. " Elizbeth"

 Gözlerim arkaya kaydığında kalabalığın arasında iki çift gözle kesişti gözlerim. İnsanlardan dolayı bu iki çift sarı gözün kime ait olduğunu seçemiyordum, parlak ve keskin bakışlara sahip olan bu yabancıyla daha önce karşılaşmadığıma emindim. Kim olduğunu çıkaramıyordum, ancak kalabalığın arasından bir gölge misali süzülmeye başladığında..

Nefesimi tuttum.

Gözlerimi İzaya çevirdiğimde yanımdan geçip gidecekken durdu ve kulağım fısıldadı, gözlerim hala kalabalığın arasında süzülen gölgeyi takip etmeye çalışıyordu ancak hızlı ve karanlıktı.

"Perde önünde istediğin kadar dans et" Gölge kalabalığın arasında tamamen kaybolduğunda nefesini tutan kişi ben oldum. 

"Ama perde arkasında seni bekleyenleri unutma buzlar kraliçesi." Geçip gittiğinde müzik yeniden oynatıldı, yavaşça herkes eski yerlerine dönmeye başladığında salonu terk etmek için adımlarımı dışarı yönlendirdim.

Biraz temiz hava düşüncelerimi bir araya toplamam için yardımcı olabilirdi. Soğuk rüzgar yüzüme çarptığında Jay da ordaydı. Tek omzunu sarayın kapasına yaslamış yıldızları seyre dalmıştı.  Derin bir nefes verip havaya içime çektim ve oradan ayrılmadan önce derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım, ta ki Togayın sesini duyana kadar.

"Her şey iyi olacak, güven bana" ona her zamanki gibi iğneleyici bir cevap vermek için gözlerimi açtığımda bakışlarımı da ona çevirdim, ama Togayın konuştuğu kişi ben değildim.  Piper'a söylüyordu, bana değil.

Gitmek için koyulduğumda  göz ucuyla Jay'a baktım. Beni izliyordu, tek kelime etmeden bakışlarımı ağır bir şekilde ona çevirdiğimde gözleri hafifçe kısıldı. Esen rüzgar saçlarını hafifçe  uçuşturdu. Takım elbisesinin altından bile belli olan yapılı vücudu hafifçe gerildi 

" Bir prenses için fazla dağılmış görünüyorsun"  yanağımın iç kısmını ısırdığımda bakışlarımı aşağıya indirdim, ona cevap verecekken yavaş adımlarla yanıma geldi, ayakkabıları bakış açıma girdiğinde soğuk eldivenleri çenemde hissettim. Çenemi hafifçe kaldırarak göz göze gelmemize sebep oldu.

Gözlerimi istemsizce sorgular şekilde hafifçe kıstım, biçimli dudakları aralandı ve üstümde yoğun bakışlar ve dayanılmaz bir sıcaklık hissettim, başımı çevirerek Togaya baktığımda Amanda Piper'a sarılırken bakışları tüm yoğunluğuyla üstümüzdeydi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 17 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gecenin Soğuk İntikamıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin