Tanıtım.

42.6K 475 100
                                    

Burnuma gelen kan kokusu midemi bulandırmıştı. Yavaşça kıpırdandım. Bedenimi hareket ettirmekte zorlanıyordum. Üzerimden tır geçse canım ancak bu kadar yanabilirdi.

Neler oluyordu? Nerdeydim?

Gözlerimi zorlukla açabildim. Karanlık beni ele geçirmişti. Tek bildiğim buydu.

Zifiri karanlıktı. Hiç bir şey görememenin verdiği korku tüm bedenimi ele geçirirken doğrulup sırtımı yaslayabilecek bir yer aramaya başladım. Burası büyük bir yer olmalıydı. Elim sert bir şeye deydiğinde yutkundum. Gözlerimi olabildiğince açmıştım. Hala tek bir şey bile göremiyordum.

Sırtım soğuk bir yere deydiğinde bacaklarımı zorlukla kendime çekip derin nefesler almaya başladım.

Tanrım! Neler oluyor?

Canım yanıyordu. Vücudumda ezikler olduğuna emindim. Gözlerimi kapatıp nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Korkuyordum. Bu his ilk defa bu kadar yoğundu. İlk defa gerçek anlamda korkuyordum.

"K-Kimse yok mu?" Sesim boğuk ve kısık çıkmıştı. Konuşmaya cesaret edebilmeme şaşıyordum. Burası korkudan kendinizi öldürebileceğiniz türden bir yerdi. Buradan nasıl çıkacaktım. Bu aptal oyunu kim oynuyordu?

Duyduğum gıcırtıyla nefesimin kesildiğini hissettim. Nefes almıyor, yaklaşan ayak seslerini dinliyordum. Kalbim yerinden çıkmak istercesine atarken beynim neredeyse taş kesilmişti.

Gözlerimi dehşetle yukarı kaldırdığımda simsiyah gözlerin beyazıyla karşı karşıya geldim. Nefes almayı unutmuştum. Büyük eller saçlarımı kavrayıp hızla kendine çektiğinde saç diplerimdeki acıyı anlatmak tarifsiz hale gelmişti. Saçlarımı yolmak istercesine çekiyordu. Tek görebildiğim gözlerinin gece kadar koyu oluşuydu.

Gözyaşlarımı serbest bıraktım. Diğer elini boğazıma koyup bir yandan saçımı çekerek sıktı. Yapabildiğim tek şey nefes almaya çalışmaktı. Bunu yapan her kimse, beni öldürmek istediği belliydi.

Saçlarımı iyice kavrayıp kafamı sertçe duvara vurduğunda acı sonrasında sıcak sıvı başımdan aşağı süzüldü. Yere yığıldığımda üzerime eğildiğini gördüm.

Çenemi kavrayıp sıktı. Elleri o kadar güçlüydü ki ona karşı yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Sonuna gelmiştim.

Üzerimdeki kumaşın yırtılma sesi odada yankılandığında gözlerimin kapanmakta olduğunu farkındaydım. Bir daha uyanamayacaktım, ki bu şuan istediğim tek şeydi. Canımı yakmadan beni öldürmesini istiyordum.

Soğuk elli karnımda gezindi. Elini südyenimden içeriye kaydırdığında zar zor kıpırdanıp hıçkırıklarımı durdurmaya çalıştım.

Dudaklarını köprücük kemiğime bastırıp geri çekildi. Titriyordum. Buz gibi elleriyle bana dokunuyordu. Tanrım!

Bilincim kapanmaya başladığında sert ve güçlü tınısıyla söylediği şeyleri seçmeye çalıştım.

"Artık bitti Melanie, özgürlüğün bana ait."

-------------
(1 ay önce )

Melanie Hood

"Hatırlat da bir ara bunun acısını çıkarayım, Hanry!"

Ellerini karnına koyup gülmeye devam ediyordu. "Sana inanamıyorum. Lanet olsun, şu halime bak!"

"Ah! Sen çok..." gülmekten konusmakta zorlanıyordu. "Çok güzel görünüyorsun, Melanie."

"Tanrım!" Ellerimi saçlarımda gezdirdim. Her tarafım ketçap olmuştu.

"Ben duş alacağım."

"Sana eşlik etmemi ister misin güzelim?" Kumandayı masadan alıp kafasına fırlattım. "Sen hala konuşuyor musun, lanet olası!"

"Hadi ama Melanie, acele et. Eğleniyoruz şurada." Andrea Ağzındaki balonu şişirip nefesi yetmeyince serbest bıraktı.

"Siz devam edin." dedim ve merdivenlere yöneldim. Böyle parti mi olurdu. Leş gibi ketçap kokuyordum.

Odama geldiğimde tişörtümü üzerimden çıkarıp kirli sepetine bıraktım. Eteğimi bacaklarımdan sıyırıp iç çamaşırlarımla kaldım. Banyoya doğru ilerledim. Tamamen çıplak kaldığımda kendimi küvetin içine bıraktım. Ilık su beni rahatlatmıstı. Ketçaptan arınmıs olmam da buna dahildi tabii.

Havluma sarılıp dışarı çıktım. Gözlerimi odada gezdirip camdan dışarıya odaklandım. Bina oldukça yüksekti ve manzara muazzamdı. Karşıda, benim odamı gören bir dairenin ışıkları kapalıydı. Perdenin hareketliliği dikkatimi çekmişti. Sanki içeride birileri varmış fakat gizleniyormuş gibiydi.

Gözlerimi oradan çekip çamaşırlarımı elime aldım. Yatağıma oturup yavaşca giyinmeye başladım. Gözlerim istem dışı tekrar oraya kaydı.Bu sefer siyah perdeler ardına kadar açıktı ve siyahlara bürünmüş biri-erkek olduğunu tahmin ediyordum- belirdi. Havluyu üzerime tutup saçlarımdan damlayan suların vücudumdan kaymasıyla hafif titredim. Perde hızla kapandığında ayağa kalkıp aceleyle perdeyi çektim. Derin bir nefes alıp kıyafetlerimi giydim ve arkadaşlarımın yanına indim.

------------

Merhaba canlarım :)
Yeni bir hikayeyle sizlerleyim. Umarım diğeri gibi bunu da destekleyip beni mutlu edersiniz.

Yeni bölümü Tutsağın bir okuyucu kitlesi olduğunda paylaşacağım.

Bu arada kapağı xkrizantem yaptı. Canım benim çok teşekkür ederim. Lütfen onun hikayesine de bakın, gerçekten güzel yazıyor ve farklı bir kurgusu var :* Tekrar teşekkürlerimi iletiyorum.

Desteklerinizi bekliyorum.

TUTSAK+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin