Minho
Hyunjin'in istediği yere sonunda gelmiştik. O gelir gelmez açık büfelerden birine koşup su içti. Yol boyunca "kim seungmin woar!" demekten dili kurumuştu garbimin.
Maçın başlamasına saniyeler kalmıştı ama biz hâlâ yerimize geçmemiştik bile. Bir de bunlar yetmezmiş gibi hyunjin'i kaybetmiştim. Etrafta kimse de yoktu. Herkes yerine oturmuş güzelce maçın başlamasını bekliyorlardı.
"Hyunjin!? Nerdesin!?"
En sonunda aramaktan umudumu kesince, kendime yicek bir şeyler alıp maçı izlemeye gitmeyi düşündüm. Para verdik o kadar.
Büfeye gidip patlamış mısır aldım. Maç yerine giderken çizgilere basmama oyunu oynadığım için biriyle çarpıştım. Mısırım benim elimden düşüp, onun eline geçmişti.
"Sanırım bu senin?" Benim elimden düştüğüne göre kesin şu an havada uçan martının.
"Evet öyle." Kafamı biraz daha kaldırıp bakınca o kişinin yüzünü gördüm. Birkaç saniye öyle kaldıktan sonra, maçın başlaması için anons verildi.
"Al bakalım, gitmem gerek!" Aceleyle mısırı elime tutuşturup, mısırdan 2-3 tane alıp ağzına atmıştı. Bu acele ile nereye koşuyorsa? Acaba o da mı hyunjin gibi bir fanatik? Korkunç.
Mısırımla birlikte oturakların oraya gittiğimde, bana el sallayan hyunjin'i görmemle hemen yanına gidip oturdum.
"Nerdesin sen?"
"Asıl sen nerdesin? Senin yüzünden biriyle çarpıştım!"
"Kim ki?"
X;"Evet işte alkılarınızla, kim seungmin!"
Gelen yüksek sesten dolayı sahaya doğru baktım. Gördüğüm şeyle mısır boğazımda kaldı.
"Lan iyi misin?" Aynen iyiyim, alt tarafı boğuluyorum canım.
Biraz öksürükten sonra geçti ve sonunda o başından beri kurmak istediğim cümleyi kurdum.
"Çarpıştığım kişi, çarpıştığım kişi bu çocuk."
Hyunjin, elini ağzına götürüp mal mal çığlıklar atmaya başladı.
"Neeee! İnanamıyorum, gerçekten mi!??!??"
"Maalesef."
"Ne maalesefi!?!?! Aşırı iyi ohaa!"
Hyunjin mal mal koşnuşmaya devam ettikçe canımı daha çok sıktığı için mısırı alıp konuşmaması için ağzına tıkadım.
"Böyle daha iyi."
Yüzünü asıp, göz devirerek maçı izlemeye devam etti. Canım o kadar çok sıkılıyordu ki anlatamazdım. Ara sıra telefonuma baksam da, hiçbir şey değişmiyordu. Sadece burdan defolup gisedim vardı.
Yarım saat sonra maç sonunda bitmişti ve artık gidebilirim diye heyecandan yerimde duramıyordum. Tam oturaktan kalkmış, masumca giderken hyunjin beni geri oturttu.
"Nereye?"
"Ne nereye? Maç bitti işte."
"Daha seungmin'in zafer atışı olucak bekle."
İçimden isyanlar ederek, oturduğum koltuktan erimiş dondurma gibi akıyordum. Hayatımda hiç bu kadar sıkılmadığıma kesinlikle eminim.
Başka bir anons sesleri duyunca doğruldum ve kendimi düzeltmeye çalıştım.
X;"Herkes 3 diyince 'kim seungmin woar' dicek. Hadi bakalım! 1... 2... 3..."
Ben sadece olan biteni algılamaya çalışıyordum. Türübünlerdeki herkes ayaklanmış,"kim seungmin woar!" diyerek gotlerini yırtıyordu. Tabi bunlardan biri de hyunjin'di.
Ben de mal gibi kalmamak için ayağa kalmıştım. Cebimden telefonun düşmesi ile eğildim ve tekrardan kalkarken kendimi dehşet bir acı ile yerde buldum.
Kafam yerinde değil gibiydi. İnsanların telaş içindeki çığlıklarını kulağımdaki çınlama bastırıyordu.
Ve sonra gözlerim tamamen kapanmıştı.
______________________________________
Kim seungmin woar ĞWMXUDMAİDBSK DİLİME DOLANDİ SUREKLİ SOYLUYORUM
ŞİMDİ OKUDUĞUN
beyzbol topu - 2min
FanfictionÜnlü beyzbol oyuncusu seungmin'in zafer sevinci ile attığı top, oraya zorla getirilmiş, oyunla alakası bile olmayan birinin kafasına denk gelir.