3

137 23 12
                                    

Ding dang dong

Kapının çalmanın tam sırasıydı sanırım.Jisung'a tam durumu anlatıcakken.Kapıya bakmaya gittim:

-Merhaba Minho siz misiniz?

-Evet,ne oldu.

-Siparişiniz var.Buyurun.

-Sağol.

Buneydi?Bir kutuydu:

-Minho,o ne?

-Bilmiyorum,açıyım.

Açtım.Ne?Bir silahmı?

-Minho,ne alaka.

-Dur, not var.

Notta şunlar yazıyordu:

"Minho,bir süre sonra ihtiyacın olucak.Jisung'u korumak istiyosan elinden geleni yap,yada o silahla Jisung'u öldür.Yoksa çok acı çekicek."

Bunlar piskopat filan mı?

-Minho,ne olucak.

-Yanımdan ayrılmıcaksın,artık burdasın.

-Evim?

-O da yok,eşyalarını ben alırım.Ne lazım.

-Bilmiyorum.

-Anahtarı ver,gidip ben alırım.

-Peki, teşekkür ederim,sana güveniyorum.

-Ben şimdi gidicem evine,ne istiyosun?Sonra evden hiç çıkmıcaz.

-Benim peluş oyuncağım vardı,sadece onu istiyorum.

-Peluş oyuncak?

-Evet,annemindi.

-Peki,getiriyorum.

Annesini çok seviyordu.Ben ona itiraf atmakla onu daha çok üzmüştüm.Kafama sıçıyım.
Peluş oyuncağı alıp geri döndüm:

-İyisin dimi.

-Evet iyiyim Minho.

-Al.

-Sağol.

-Sv küçük olduğu için benim odamdan başka oda yok.Sen benim odada yat ben salonda yatarım.

-Ama olmazki öyle.

-Aa,evet doğru.Ayrı kalmamalıyız. Jisung, güvenli olduğundan emin olmalıyım.İkimizde benim odada kalalım,ben yerde yatarım.

-Fark etmezde, aynı oda biraz fazla değilmi? Sonuçta neden nefret ettiğim insanla aynı odada kalıyım?

-Jisung,şu mallar herşeyi yapabilir, kapıyı kırıp bile girebilir, aynı odada olsak daha iyi olur.Hem,şu süreçte bana güven,benden o kadarda nefret etme,istersen şuanlık.

-Peki.

Kutudan çıkan bir kağıt vardı,numara yazıyordu.Bunu Jisung'a söylemedim.Gizli gizli arıyacaktım.En gizli yer lavaboydu.Aradım:

-Ne istiyosunuz?

-Jisung'u.Sadece onu kurtarman için sana bir şans verdik,tabi istiyorsan.

Lavaboya girecektim.Sonra dolu olduğunu gördüm,yani Minho içerdeymiş.Biriyle konuşuyordu.Dinlemiyim dedim ama benim hakkımda konuşuyolardı:

-Jisung'tan ne istiyorsunuz?

-Canını Minho,bakalım onu koruyabilicek misin?

Suratına kapatmıştı telefonu.Minho dışarı çıktı,ve beni gördü:

-Minho,ben ne yaptım.

-Ne,Jisung dinliyormuydun?

-Neden ben Minho?

Cevap veremedim.Sadece yapabildiğim ona sarılmaktı.Ağlıyordum, herşey için.Mallığım için,belki o duruma onu ben sokmuştum,neden böyle birşey yaptın Minho?

-Özür dilerim.

Bana sıkıca sarılmıştı,ağlıyordu.Elleriyle vücudumu sıkmıştı.

-Minho, sağol.

Sesi titriyordu.Tam sırasında kedilerim geldi.Jisung'un ayaklarına çıkmışlardı:

-Aa,kedilerinmi vardı.Çok tatlılar.

Yüzü gülüyordu,otomatik bende sırıtmıştım.Çok tatlılardı.Eğilmişti.Ayaklarını yerim.Kediler Jisung'u sevmişti:

-Minho,bunlar çok tatlılar.

-Öylelerdir,bak seni sevmişler.

-Berabermi yatıyorsunuz?

-Evet.

-Şey,bende istiyorum.

-Yatarsınız.Ama bensiz yatmıyolar.Nasıl olucak?

-Yanıma yatarsın,1 günlüğe olmazmı?

-Tamam.

AAYYAYAYAYAYATATAY.

360 kelimee az oldu ama olsunnn.

Hate And Love Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin