Ding dang dong
Kapının çalmanın tam sırasıydı sanırım.Jisung'a tam durumu anlatıcakken.Kapıya bakmaya gittim:
-Merhaba Minho siz misiniz?
-Evet,ne oldu.
-Siparişiniz var.Buyurun.
-Sağol.
Buneydi?Bir kutuydu:
-Minho,o ne?
-Bilmiyorum,açıyım.
Açtım.Ne?Bir silahmı?
-Minho,ne alaka.
-Dur, not var.
Notta şunlar yazıyordu:
"Minho,bir süre sonra ihtiyacın olucak.Jisung'u korumak istiyosan elinden geleni yap,yada o silahla Jisung'u öldür.Yoksa çok acı çekicek."
Bunlar piskopat filan mı?
-Minho,ne olucak.
-Yanımdan ayrılmıcaksın,artık burdasın.
-Evim?
-O da yok,eşyalarını ben alırım.Ne lazım.
-Bilmiyorum.
-Anahtarı ver,gidip ben alırım.
-Peki, teşekkür ederim,sana güveniyorum.
-Ben şimdi gidicem evine,ne istiyosun?Sonra evden hiç çıkmıcaz.
-Benim peluş oyuncağım vardı,sadece onu istiyorum.
-Peluş oyuncak?
-Evet,annemindi.
-Peki,getiriyorum.
Annesini çok seviyordu.Ben ona itiraf atmakla onu daha çok üzmüştüm.Kafama sıçıyım.
Peluş oyuncağı alıp geri döndüm:-İyisin dimi.
-Evet iyiyim Minho.
-Al.
-Sağol.
-Sv küçük olduğu için benim odamdan başka oda yok.Sen benim odada yat ben salonda yatarım.
-Ama olmazki öyle.
-Aa,evet doğru.Ayrı kalmamalıyız. Jisung, güvenli olduğundan emin olmalıyım.İkimizde benim odada kalalım,ben yerde yatarım.
-Fark etmezde, aynı oda biraz fazla değilmi? Sonuçta neden nefret ettiğim insanla aynı odada kalıyım?
-Jisung,şu mallar herşeyi yapabilir, kapıyı kırıp bile girebilir, aynı odada olsak daha iyi olur.Hem,şu süreçte bana güven,benden o kadarda nefret etme,istersen şuanlık.
-Peki.
Kutudan çıkan bir kağıt vardı,numara yazıyordu.Bunu Jisung'a söylemedim.Gizli gizli arıyacaktım.En gizli yer lavaboydu.Aradım:
-Ne istiyosunuz?
-Jisung'u.Sadece onu kurtarman için sana bir şans verdik,tabi istiyorsan.
Lavaboya girecektim.Sonra dolu olduğunu gördüm,yani Minho içerdeymiş.Biriyle konuşuyordu.Dinlemiyim dedim ama benim hakkımda konuşuyolardı:
-Jisung'tan ne istiyorsunuz?
-Canını Minho,bakalım onu koruyabilicek misin?
Suratına kapatmıştı telefonu.Minho dışarı çıktı,ve beni gördü:
-Minho,ben ne yaptım.
-Ne,Jisung dinliyormuydun?
-Neden ben Minho?
Cevap veremedim.Sadece yapabildiğim ona sarılmaktı.Ağlıyordum, herşey için.Mallığım için,belki o duruma onu ben sokmuştum,neden böyle birşey yaptın Minho?
-Özür dilerim.
Bana sıkıca sarılmıştı,ağlıyordu.Elleriyle vücudumu sıkmıştı.
-Minho, sağol.
Sesi titriyordu.Tam sırasında kedilerim geldi.Jisung'un ayaklarına çıkmışlardı:
-Aa,kedilerinmi vardı.Çok tatlılar.
Yüzü gülüyordu,otomatik bende sırıtmıştım.Çok tatlılardı.Eğilmişti.Ayaklarını yerim.Kediler Jisung'u sevmişti:
-Minho,bunlar çok tatlılar.
-Öylelerdir,bak seni sevmişler.
-Berabermi yatıyorsunuz?
-Evet.
-Şey,bende istiyorum.
-Yatarsınız.Ama bensiz yatmıyolar.Nasıl olucak?
-Yanıma yatarsın,1 günlüğe olmazmı?
-Tamam.
AAYYAYAYAYAYATATAY.
360 kelimee az oldu ama olsunnn.