BEYAZ EVDEKİ KATLİAM.

20 1 0
                                    

BEYAZ EVDEKİ KATLİAM.
CASTLE İN THE SNOW.

2004,4 Haziran.
Tarihten eminim. Ben ailemle ilgili hiç bir şeyi unutmam.

Beyaz, bahçeli, içinde bir sürü oyun alanı olan evimiz.
Annem ve babam.
Ben ve kardeşim.
Biz mutlu bir çekirdek aileydik,babamız ve annemiz kardeşim ile bana çok iyi bakar, bir dediğimiz iki edilmezdi.

Cıvıl cıvıl olan bahçenin kapısındaki siyah takımlı korumalar korkutsada,ailem bana güven verirdi.
Bahçedeki sevinç çığlıklarımız.

Bundan önce,bu evdeki huzurun yüzde birinin bile bulunmadığı evimizde yaşıyorduk.
Babamın geldiği bir iş akşamı, masada boyama yapam kardeşim ve ben vardım.

Yanımıza geldi ve bizimle ilgilendi,sevgi sözcükleri söyledi, tonlarca.
Bize beyaz bahçeli evimizden bahs etti.
En kısa zamanda orada yaşayacağımızı söyledi.
Öyle olmuştu.

Bir, iki ay geçmişti aradan. Beyaz bahçeli eve taşınıyorduk. Beyaz ev maceramız böyle başlamıştı.
Güzel anılarımız.
2004,4 haziran gününe kadar.
Sanırım ya beş ya da dört yaşındaydım.
O gün kafamın içindeki silah seslerini susturamıyordum hâlâ.

Kan gölüne dönmüş beyaz evin çimlerini, koştuğumuz çimleri.
Çığlıklarım, bahçede,evde yankılanıyordu.
Bu sefer ki sevinçten değildi.

Annem,Lara akın yerde beyaz elbisesinin üzerindeki kan lekesiyle gözleri açık yatıyordu.
İlk anneme sarıldım,başında sayıkladım.

"Скрізь сяючи, Ти нас просвітив. Бог завжди освітлював Венеру."
'Her yerde parlayarak, bizi aydınlattın. Tanrı her zaman Venüs'ü aydınlattı.'

O zaman bana öğretmeye çalıştığı kendi lisanı olan Ukraynacadan sadece bir kaç kelime biliyordum
O dediği şeyi hiç bir zaman anlamamıştım.
Ama her yer demişti. Sadece onu anlamıştım.

Annemin gözleri kapandıktan sonra babamın yanına gitmiştim, yüzüne kan sıçramıştı.
Gömleğinin her yeri kandı,tepki vermiyordu.
Deli gibi ağlıyordum, vücudum titriyordu.

Yok olmak istedim,bir an.
Dünya üzerinde doğmamak,olmamak.
Kardeşimin yanına gittim en son, yüzünün yarısı parçalanmıştı. Gözlerimi kapattım,en çok onun başında ağladım.
Mert ölmüştü.
Yaşamıyor,nefes almıyordu.
Kardeşim ölmüştü.

Birini bile arayamamıştım,ev şehir merkezine çok uzaktı. Birine ulaşmış olsam bile hiç biri yaşayamazdı, imkansızdı.

2004,4 Haziran öğlen vakitleri, annemi,babamı,merti kaybettim.
Ben gerçekten kaybettim.
Silah sesleri,mertin acı haykırışları.

Babaannemin bizi sürpriz amaçlı ziyaret etmek istemesiyle çıkmıştım bu olayın içerisinden.
Ambulans çağırmıştı.
Beni kan gölüne dönen evden çıkarmıştı.

2023,o ev hâlâ duruyordu.
Çimleri özenle kesilmişti,evin içinde bir tane toz bulunmuyordu.
Sırf acı çekeyim,benim suçum olduğunu kabulleneyim diye babannem her hafta temizlikçi gönderiyordu o eve.

Biliyordu,izliyordum.
Biliyordu, acı çekiyordum.
Ve biliyordu, özlüyordum.

Oyun oynadığımız kardeşimi çok özlüyordum.
Her banyodan sonra özenle saçlarımı tarayan annemi özlüyordum.
Beni seven babamı özlüyordum.

Kan gölüne dönen evden tek bir şey kurtarabilmiştim. Aile albümümüz.
Annemin el yazıları vardı fotoğrafların altında.
Bana hamile olduğu zamanlar,merte hamile olduğu zamanlar. Babam ve mert,mert ve ben.
Hepsinde yüzümüzde gülücükler vardı.

|KAVANOZDAKİ KELEBEK.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin