ARAF'IM

3.4K 138 9
                                    

Bölüm Şarkı Önerileri ;

James Arthur : Train Wreck
Ruth B. : Dandelions

Güliz Ayla : Gelsin Öpsün Kalbimi

_____________________

Hiç hayatınıza ilk kez soktuğunuz biri ya da bir şeyin arafınız olduğunu hissettiniz mi?

Yani hem onunla yapamayacak hem de o olmazsa yaşayamayacakmışsınız gibi. Hem sizi deli gibi korkutup hem de deli gibi mutlu eden bir şey...

Öyle ki onu hayatınıza kabul ettiğiniz an omuzlarınıza yüklenecek yüzbinlerce ton yükü bilseniz dahi onunla geçireceğiniz tek bir anın size kattığı mutluluk için o yükün altına girmeyi kabul etmekten bahsediyorum.

Daha basit söylemek gerekirse bir şeyi iyi kötü her yanıyla kabul ettiniz mi?

Belki bir kaç saniye öncesine kadar buna net bir cevap veremezdim bende. Oysa şimdi bana ışıldayan gözlerle bakan Duru'ya istediği şeyi vermeye karar verirken bir cevabım vardı aklımda.

Benim en büyük araf'ım bu küçük kızın annesi olmayı kabul ettiğim andı.

Bir an olsun Duru'dan gözlerimi ayırmazken,

-Kabul ediyorum. Dedim Yusuf'a.

Ancak Yusuf da benim gibi Duru'ya odaklanmıştı. Başımı ona cevirdiğimde ağladığını farkettim. Sanırım bir baba için kızının hasret kaldığı sesini duymak hiç kolay değildi.

Bu manzarayı, yaşadığımız bu şeyi anlatmak için yüzlerce farklı betimlemeye gidilebilirdi belki ama hiç biri o duyguyu tam anlamıyla anlatamıyacağından sadece anı yaşamayı seçtim. Dalgaların sesi kulağıma ulaşırken hızla bize koşarak ikimize de aynı anda sarılan Duru'ya kollarımı sardım. Benim kollarımın üzerinden de Yusuf'un kolları dolandı sıkıca Duru'ya.

Duru daha sonra tekrar konuşmadı ama o iki kelime de bir başlangıçtı değil mi?

İkimizde ona sarıldığımızdan dolaylı yoldan Yusuf'la çok yakındık. Nefesini ensemde hissedebiliyordum. Nitekim biraz sonra kulağıma fısıldadığı şeyler içimi tarifi imkansız bir huzur doldurdu.

-Teşekkür ederim. Adın gibi, Güneş gibi aydınlattın yolumuzu. İyi ki varsın.

Bende aynı şekilde karşılık vermek istedim ve onun kulağına fısıldayarak,

-Asıl ben teşekkür ederim. Bir meleğe anne olma şansını bana verdiğin için. Dedim.

Geri çekildiğimizde yanaklarım kıpkırmızı bir haldeydi. Utandığımı çok iyi bilen Yusuf gülmemek için kendini zor tutuyordu. Derin bir nefes alıp arkama yaslandım. Bu sırada Duru babasının kucağına oturmuş babasının küçük bir kopyası olarak, sırıtarak bana bakıyordu. Ama o kadar tatlıydı ki kendimi tutamayarak yüzünü iki elimin arasına alıp sulu birer öpücüğü yanaklarına bıraktım. Bunun üzerine kahkaha atmaya başladı. Nedense bu küçük kıza hayran olduğumu hissediyordum.

- O değil de bu durumu bizimkilere nasıl söyleyeceğim ben? Dedim aklıma yeni gelmişti bu.

omuzlarını silken Yusuf,

-Hallederiz. Dedi gülerek. Onu ilk kez bu kadar umursamaz görüyor olsam da bu hali hoşuma gitmişti.

Neredeyse soğumuş olan çayımdan bir yudum aldım yüzümü buruşturarak.

-Eh beni buraya yalnızca evlenme teklifi etmek için getirmedin herhalde. Dedim gerginliğimi yok etmek amacı ile.

- Aslında tam olarak öyle.

KUĞU GÖLÜ BALESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin