Kim Seokjin asla böyle tehlikede hissetmemişti. Bir ayının inine girmişti ve yolunu bulamıyor gibiydi. Daha önce yaptığı işler elbette sekteye uğramıştı. Ancak arkadaşları sayesinde yolu bulmuştu. Tehlikeden kıl payı kaçan birisiydi hep. Zaten yaptığı iş hem illegal hem de tehlikeliydi. Üstelik şu an emniyet müdürünün kızının evine girmekten daha tehlikede hissettiriyordu.
İlk defa ne yapacağını şaşırmıştı. Çıkış yolu bulmak istiyordu ancak kafası karışıktı. Sessizce uzun süren yolculukta elleri dışında başka yere bakmıyordu. Ne yapacağını düşünüyordu. Nereye gidiyordu? Bu adamlardan nasıl kurtulurdu? Arkadaşları onu takip ediyor muydu? Kafasında binlerce soru ve kurtulma ihtimalleri dönüyordu. Nihayet araba durdu.
"İn." Dedi solundaki genç çocuk kapıyı açarken. Karşısındaki adamlar da indi. Seokjin onlardan sonra indi. Elleri hala bağlıydı. İki yanında silahla duran adamlar vardı. Bir soğuk rüzgar esti, kravatı uçuştu. Çok soğuktu. Karanlıktan seçemiyordu nerede olduğunu.
"Yürü." Adamın dediğini yaparken etrafında duran iki araca da baktı. Siyah araçtan da inen olmuştu. Karanlıkta yürüdü. Bir yerin kapısından içeri geçtiler. Işık yüzünden gözleri kırpıştırdı. Etrafa baktığında ofis gibi bir yere geldiğini anladı.
"Buraya oturtturun." Siyah sandalyeye oturtuldu ve kolları bağlandı iki adam tarafından.
"Neden buradayım?" Bir cevap yok. Derin bir nefes aldı Seokjin. Kaçırılmıştı.... Daha önce böylesi de olmamıştı.
İçeriye az önce onunla aynı araca binen iki kişi girdi, ardından ise o esmer adam. Korumaları olmalıydı ki iki yana geçti adamlar. Adam doğrudan Seokjin'in önüne geldi. Seokjin kafasını kaldırıp ona baktı. Esmer adam onun yüzünü incelemeye başladı. Masum yüzünün ardında yatan hırsızı görüyordu.
"Polis gitmiş patron." Dedi adamlardan bir tanesi. Seokjin merak ediyordu neler olduğunu.
"Her şey yolunda."
"Yolunda mı?" Dedi önünde duran adam. Arkasını dönmedi. Seokjin'in gözlerine bakmaya devam etti.
"Ne kadar para zarara uğradım? Ve her şey yolunda mı diyorsun Jungkook?"
Seokjin arkasındaki adama baktı. Genç adam kafasını iki yana salladı."Ve her şeyi başlatan kişi burada." İşte konu ona gelmişti. Seokjin korkmadan bakmaya çalışıyordu karşısındaki adama. Ancak duygularını ele vermeden de edemiyordu. Ona ne yapacaklardı? Adamın gözündeki siniri görüyordu.
Esmer adam eldivenli ellerini kaldırdı ve bağlanmış adamın yüzüne götürdü. Seokjin yüzünde gezinen elden uzak durmaya çalışıyordu."Neyden bahsettiğiniz hakkında hiçbir fikrim yok. Neden buradayım?" Evet böyle devam etmeliydi. Böyle yaparsa belki yanlış kişiyi yakaladıklarını düşünürlerdi.
Büyük bir kahkaha koptu önündeki adamdan. Seokjin ona bakıyordu. Adam gülmeyi bıraktı.
"Oradan bakılınca sözlerine inanacağız gibi mi duruyor Kim Seokjin?"
Ciddi bir şekilde sordu bu kez. Köşede duran masanın sandalyesini hızla çekti ve karşısına oturdu. Öne doğru geldi ve onun gözlerine baktı.
"Kaç soygun yaptın son zamanda? Tam sekiz tane. Küçükte değil! En tehlikeli adamın evine bile girdiniz siz. " Adam geriye yaslandı, bacak bacak üstüne attı.
"Bu yüzden masum bir adamı oynamayı bıraksan iyi olur Seokjinssi. Çünkü seni yakından tanıyorum." Seokjin yutkundu. Hemen pes etmeyecekti ama!
"Ben olduğumu nereden çıkardın?" Diye sordu kim olduğunu bilmediği adama.
"Ben her şeyi bilirim Seokjin." Dedi Paketini çıkarıp dudaklarına bir dal koyarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Casino Taejin/Vjin
FanfictionKore polisini usandıran çetenin lideri Kim Seokjin başka bir soygun için Kore'nin en gösterişli kumahanesini soymaya kalkar. Ancak hırsızlık için gittiği yerin sahibi Kim Taehyung'un tuzağına düşer.