8- Piknik

514 44 53
                                    

-"Gelin şuradaki masa boş."

Minho'nun sunduğu fikirle yönümü sağ tarafımdaki masaya çevirdim. Evet, pikniğe gelmiştik. Hava daha sonradan soğumuştu, bu yüzden de Hyunjin piknik fikrinden vazgeçmişti fakat Minho Jisung'un doğum günü olduğu için itiraz etmişti.

Elimdeki sepeti ve birkaç poşeti masaya bıraktım sonrasında masanın yanında oturmamız için olan banka oturdum.

-"Ay, yoruldum be!" Jeongin'in dediğiyle yanına gidip elindekileri aldım ve masaya koydum. Seungmin'de arkadan geliyordu, Chan da onun arkasından. Minho da bir ağacın kenarında Jisung ile fotoğraf çekiniyordu. Changbin de masa bakmaya gitmişti fakat hâlâ gelmedi. Hyunjin nerede? Etrafıma iyice baktım. Daha sonra gözüme ağaca ip bağlayan bir Hyunjin çarptı. Ya da kalbime mi demeliyim? Hamak kuruyordu. Onu öylece izledim. Çok güzel gözüküyordu. Kahretsin! Çok yakışıklı! Her neyse, sıkıntı yok. İyiyim.

Yardım amaçlı yanına gideceğim sırada bir beden yandan bana çarptı. Cafedeki çocuk; Kai.

-"Pardon, çok özür dilerim. Felix?"

-"Merhaba." Dedim ve tebessüm ettim. Gerçekten tatlı çocuktu.

-"Çok üzgünüm. Nasılsın?"

-"İyiyim sen nasılsın?"

-"Ben de iyiyim işte bir arkadaşımla pikniğe geldik. Bizimle voleybol oynamak ister misin?"

-"Bilmem ki... Arkadaşlarım da burada."

-"Onlarda gelsin o zaman?"

-"Sıkıntı olur mu ki?"

-"Hayır tabii ki. Hem tanışmış oluruz."

-"Tamam, çağırayım. Anlayışın için teşekkürler."

Birşey demedi fakat sadece gülümsedi. Ben de ona gülümsüyordum zaten. Hemen Bangchan'ın yanına doğru adımladım.

-"Chan, bizim Cafede bir çocuk var. Adı Kai. Bizi voleybol oynamaya davet etti. Ne dersin?"

-"Olur tabii. Neredeler?"

-"Şurada işte. Arkadaşıyla beraber."

-"Onları tanıyorum."

-"Cafede mi gördün?"

-"Hayır. Yeonjun ve Soobin'in arkadaşları. Instagram'da gördüm."

-"Hmm güzellll. Neyse gel diğerlerine söyleyelim."

Masada oturan Seungmin ve Jeongin'e baktım.

-"Voleybol oynayalım mı?"

-"Topumuz yok?"

-"Benim bir arkadaşım var. Oda burada. Hepimizin oynamasını kabul etti. Oynayalım mı?"

-"Kalk oynayalım. Oturmaktan iyidir."

Seungmin Jeongin'i kolundan tuttu ve ayağa kaldırdı.

-"Siz gidip Minho ve Jisung'u çağırın ben Hyunjin'i çağırayım."

-"Sen niye Hyunjin. Utanman geçti mi?"

Jeongin...

-"Hayır Jeongin. Hadi gidin çağırın. Lütfen."

Jeongin genellikle beni böyle sinir ediyordu. Evet. Ama onu bir kardeşten farksız görüyorum. Kendini nasıl sevdireceğini biliyor. Bunu Jeongin'e söylemeyin; Onu Changbin ile shipliyorum. Aramızda.

Hamakta sallanan Hyunjin'in yanına gittim. Sabahtan sonra konuşmaya cesaretim olmamıştı. Onun utanması gerekirken ben utanıyordum!

-"Hyunjin. Voleybol oynamak ister misin?"

Kayıp Yıldız || Hyunlix☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin