"E-Erez?"
Elif'in kalbi delicesine atıyordu. Çocukluk arkadaşı, canı, en sevdiği kişi...
Koridorda... Kanlar içinde, elinde ve kolunda zincirlerle...
"Erez!" 18 yaşlarındaki genç çocuk çoktan ölmüş gibi duruyordu. Elif koşarak yerde yatan çocuğun yanına geldi, eğildi. Yüzünü hafif hafif tokatlasa da çocuk uyanmıyordu. Belki de gerçekten ölmüştü?
"Merak etme, henüz işi bitmedi onun..." Ece'nin sesiyle irkildi, Elif. Hızlıca ayağa kalktı. "Ona ne yaptınız!?"
"Hiç canım, sadece birkaç ölümcül deneycik..." Deneycik mi? Hadi ama, böyle söyleyince tatlı olmuyor...
"O senin için bir arkadaştan fazlasıydı, öyle değil mi?" Ece iç çekerek yerde yatan çocuğa baktı. "Ona aşıktın, öyle değil mi?" Elif dişlerini sıkıyordu.
"Tüm bunlardan sanane?!" diye bağırdı. Sol eliyle yerde yatan Erez'i gösterdi. "O şuan ölmüş bile olabilir!?"
Bu sırada kulağındaki ses kesilmişti. "Hey hey hey... Sakin olun küçük hanım... Yoksa abiniz ölebilir." Ece cebinden telefonunu çıkarttı ve ekranı Elif'e gösterdi. Berk'i yakalamışlardı!?
"Berk!" Berk Elif'ten 3 yaş büyüktü. Abileri ise şuan 22-23 yaşlarında olmalıydı. Berk 19,Elif 16 yaşındaydı. "Yakalandın mı gerizekalı!?"
"Elif... Kaç!" Elif hızlıca arkasına döndü.
Ama artık çok geçti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEK -DENEY : 0001- DÜZENLEMEDE
Ciencia Ficción"Kaç yaşındasın?" "Se-Sekiz..." "Annenin adı ne?" "A-annem yok," dedi Uralp yutkunmaya çalışarak. Kadın gülümsedi. "Babanın adı ne?" Uralp sarışın kadının sorduğu soruyu düşündü. Zihninin ezberlediği ve sürekli söylediği yanıtı verdi. "Babam da yo...