06

133 15 117
                                    

Parti günü gelip çattığında Ginny, gitmemek için Hermione ile kavga etmeye başlamıştı bile.

"Gitmesem ne olur ki sanki? Birini davet etmedim, tek başıma boş boş takılacağım!"

"Ginny, o partiye bizimle beraber geleceksin," dedi Ginny'nin yatağında oturan Hermione, sert bir sesle. "Hem Parkinson da orada olur, onunla takılırsın işte."

"Hermione, canım arkadaşım, Pansy ile arkadaş olduğumuzu şimdilik kimsenin öğrenmemesi lazım ya hani!" dedi Ginny. O oturmuyordu, ayaktaydı.

"Of, bul işte bir şeyler. Luna ile konuş, o da orada olacak," dedi Hermione, sabrı taşmak üzereydi. Kızıl kızın konuşmasına fırsat vermeden devam etti. Yatağın üzerinde duran elbiseyi alıp Ginny'ye attı. "Şimdi şunu giy." Ginny ağzını açtı, ama Hermione onun lafını ağzına tıkarak "Giy dedim!" dedi.

Ginny elbisesini giydi. Siyah, beline tam oturan, sırtı hafiften açık, mini etekli, basit ama hoş bir elbiseydi. Ginny'yi de epey güzel göstermişti açıkçası.

"Tamamdır," dedi Hermione. "Makyaj falan yapacak mısın, inelim mi?"

Hermione makyaj, süslenmek gibi işlerle uğraşmaz, gereksiz bulurdu. Ginny ise böyle parti tarzı yerlere giderken abartmadan hafif bir makyaj yapmayı severdi. Okul günü eyeliner sürene de karışan olmuyordu açıkçası, ama parti gibi etkinlikler olmadıkça makyaj malzemesine elini sürmeyi tercih etmiyordu.

O yüzden sadece gözlerine eyeliner çekti ve Hermione'ye dönüp "Gidelim o halde," dedi. Aslında hâlâ Slughorn'un aptal partisine gitmektense yatağında pijamalarıyla rahat rahat oturmayı tercih ederdi, orası ayrı. İnerlerken söylenmeyi de ihmal etmedi. "Sen gitmek istersin tabii, sonuçta Ron ile gidiyorsunuz."

Bunun karşılığı ise Hermione tarafından kafasına vurulması oldu.

Onlar aşağıya indiklerinde Harry ve Ron'u koltukta otururlarken buldular. Hermione, Ron'un yanına gitti.

Hermione'nin üstünde lila bir elbise vardı, Ginny'nin zoruyla biraz lip balm sürmüş ve gözlerine eyeliner çekmişti. Ayaklarındaki beyaz topuklular da onu olduğundan daha uzun gösteriyordu. Kabarık saçlarını nasıl becerdiyse biraz düzene sokmayı başarmıştı. Oldukça güzel görüyordu.

Hermione'yi gördüğü anda yüzünün her santimetrekaresi kızaran Ron "Çok güzel olmuşsun Hermione," dedi. Hermione'nin yüzü de aynı şekilde domates rengine büründü.

Harry ve Ginny bakışıp güldüler. Ron ve Hermione onları görmezden geldiler. Ardından Harry, Ginny'ye göz kırparak "Çok güzel olmuşsun," dedi. Ginny ona gülümseyip teşekkür ettikten sonra ise "Ben Luna ile buluşacağım, arkanızdan geliriz," dedi Harry, ardından ortak salondan çıktılar. Harry Ravenclaw kulesine doğru yol alırken, Ginny de Ron ve Hermione yalnız kalsınlar diye biraz arkada kaldı.

O tek başına Slughorn'un odasına doğru ilerlerken Cormac McLaggen yanına geldi. "Bakıyorum da yapayalnızsın."

Ginny ona göz devirdi. "Göründüğü üzere sen de benden pek farklı sayılmazsın."

"Eh, doğru," dedi McLaggen omuz silkerek. "O yüzden beraber gidebiliriz, ne dersin? Bu fırsat her kızın karşısına çıkmaz, iyi düşün bence."

"Hayır," dedi Ginny hiç düşünmeden. "Heceleyerek söylememi de ister misin?"

McLaggen göz devirdi. "Eh, partide yanıma ne zaman gelmek istersen seni bekliyor olacağım." Ginny'nin yanından gitmeden önce göz kırparak ekledi. "Bu arada, epey güzel olmuşsun bu gece."

Harry de ona göz kırparak aynı şeyi söylemişti, ama Harry'nin aksine McLaggen'ın bunu yapması Ginny'yi rahatsız etti.

Partiye girdiğinde odanın içinin sihirle büyütülmüş olduğunu fark etti. Hiçbir öğretmenin odası bu kadar büyük olamazdı. Slughorn parti için odayı büyütmüş olmalıydı, ama hatırladığına göre bunu yapmak en son yasadışıydı.

heart to heart (ginny weasley × pansy parkinson)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin