Bölüm İthafı : Bir kaç günde tüm hikâyelerimi okuyup,düşüncelerini bana ileten ve beni mutlu eden Beyza'ya♥
Bölüm Şarkısı : Taio Cruz-Run To You*♥#16.Bölüm #
Soğukta kaldığım zaman
Ruhumda ağrı olduğu zaman
Kontrolü kaybettiğim zaman
Ben hep yalnızmışım gibi hissediyorum.*Geçmek bilmiyordu zaman. Her mutlu günün tersine,acılı zamanlar iz bırakmak istercesine yavaştı. Dökülen her bir gözyaşı, ateş olup düşüyordu adamın gönlüne. Ferahlatması gereken inci taneleri aksine yakıyordu canını.
Dizlerini kendine çekmiş,yatakta ufacık kalmış olan kıza bakıyordu üzgünce. Yaş farkı bir yana,gözünde her zaman minicik olan bu kız,bu derbeder haliyle daha da küçülmüştü sanki. Ağlamaktan şişmiş gözleri onun masum yüzünü desteklese de,gözlerinde gezinen her ifadede farklı bir anlam yüklüydü. Birkaç saat önceye nazaran boş bakmıyordu şimdi. Tüm duyguların harmanlandığı kahve hareleri kendine sınır tanımıyordu.
Cihan yatağın yanına çökmüş,yerde oturuyordu. Kızın saçlarını okşamamak,"Ben buradayım" dememek için zor tutuyordu kendini. İçinden bir ses "Neden? Neden tutuyorsun kendini?" diye yüzsüzlük ediyordu. Fakat Cihan onu dinlemeyecek kadar düşünceliydi.
O sırada aniden bir hareketlilik oldu. Rengin hızlı bir hamleyle ayağa kalkmış,tüm ağrılarını yoksaymıştı." Nereye gidiyorsun Rengin? Bir şey mi istiyorsun?" Adamın cümlelerine kulak asamayacak kadar doluydu Rengin. O adamın yaptıkları ve yapabilecekleri aklına geldikçe deliriyor,elinden bir şey gelmedikçe kendinden nefret ediyordu.
" Rengin! Dur!" Genç kız sandalyede asılı duran hırkayı giydikten sonra ayakkabılarına yönelmişti. O sırada süzülen gözyaşlarını farketmiyordu bile. Cihan süratli adımlarla Rengin'e ulaşmış,onu engellemeye çalışıyordu. Kızı incecik bileklerinden tutup kendine çekmişti. Çenesinin altındaki saçlardan duyumsadığı rayiha tüm benliğini ele geçirirken,kızın gözlerinden süzülen taneleri düşündükçe kendini yiyip bitiriyordu. Ağlamayı,üzülmeyi hak etmeyen nadir kişilerden biriydi Rengin Cihan'a göre. Her ne olursa olsun onu bu halde görmenin,kalbini bu denli acıtacağını tahmin etmezdi Cihan.
" Bırak beni,bırak! Annemin yanında olmalıyım.. Ablama sarılmalıyım şimdi.. Burada olmamalıyım.." Rengin üç gündür hiç durmaksızın ağlıyordu. Cihan onun gözlerine baktığında yalnızca gözlerinden süzülen yaşlara değil,kanayan kalbine de şahit oluyordu. Ve Rengin'in gözlerinin derinliği kendisini kolaylıkla ele vermesine sebep oluyordu.
Rengin'i göğsünden uzaklaştırıp gözlerine odaklanmıştı. Nemli yanaklarını elleriyle sarmıştı usulca.
" Bırakamam.. Gidemezsin Rengin! Annen senin bu halini görse mahvolur,ablan da.. Hem emin ol onlar güvendeler. Ve o şerefsiz de hapishanede. Sen hele bir kendine gel,hemen götüreceğim seni annenlerin yanına.. Ama bu halde olmaz. Tamam mı?"Genç kız adamın gözlerine bakamıyor ama soylediklerini dinliyordu. Haklıydı da. Annesi de ablası da Rengin'i böyle görse çok üzülürlerdi. Biraz sabretmesi gerekiyordu. Yalnızca sabır..
" Artık ağlamamalısın. Tamam mı güzelim? Senin bu halin beni de çok üzüyor. Gözyaşlarına sebep olan şeyleri düşündükçe elimden bir şey gelmemesi beni kahrediyor. O gün,Koray bıraksaydı da öldürseydim o şerefsizi oracıkta!.. Şimdi bu halin beni mahvediyor.."
Rengin'in başını sallaması üzerine onu tekrar kollarının arasına aldı. Genç kızın beti benzi atmış yüzünü kendi vücuduna bastırmış,ardından alnına sıcak bir buse kondurmuştu. İçindeki tüm sevgiyi ona göstermek,şefkati sunmak istiyordu. Bildiği bir yol olsaydı eğer,hiç çekinmez,her şeyini adardı Rengin'e. Biricik oğlundan sonra böyle yoğun hisler beslediği tek kişiydi. Sevdiği insanlar vardı,bir kaç tane de olsa dostu vardı ama.. Kalbinin hayat dolu atmasını sağlayan kişiydi Rengin. Cihan'a,yaşadığını hissettirendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Tozu(Tamamlandı)
Ficción GeneralSen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin, Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin. Bir ısıtır,bir üşütür,bir ağlatır,bir güldürür; Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin. -Özdemir Asaf-