Kızların bugün okuldaki ilk günleriydi. İkisi de çok heyecanlıydı. Ece'nin heyecandan iki eli bir pabuca girmişti, gömleğinin düğmelerini bile yanlış ilikliyordu. Selma Hanım ise kahvaltıyı çoktan hazırlamış kızlarının ağzına okunmuş şeker atmıştı. "Şans getirsin." dedi.
Gaye Hanım bu duruma çok gülmüştü. "Sınava girmiyor" çocuklar dedi.
Ama şans lazımdı gerçekten hemen hemen herkes onları tanımıştı. Onlar Cemal Çetinin torunlarıydı ama en önemlisi onun suçsuz olduğuna inanıyorlardı.
Ceren, "Ben okulda babamın zoruyla geldiğimi soyleyeceğim." dedi.
"Böylelikle benimle uğraşmazlar."
"Ne oldu çok mu korktun?" dedi Ecem.
"Ne alakası var sadece gerçekleri söyleyeceğim."
"İstediğini söyle de babamı küçük düşür o zaman."
Ceren şöyle bir düşününce kardeşinin hakkı olduğunu gördü.
"Her neyse tamam söylemeyeceğim"
Kızlar hazırlanmıştı. Bilge onlardan daha heyecanlıydı. Sonunda yalnızlığı sona ermişti. Artık teneffüslerden nefret etmeyecekti.
"Formanız ne kadar çirkin ya buna uygun ayakkabım yok."
"Ceren nazlanmayı kes de hızlı yürü geç kalacağız" dedi Ecem.Okulun bahçesinden içeri girer girmez Efecan, Bilgenin saçındaki tokayı çekti.
"Böyle daha güzelsin, bebeğim" dedi.Efecan, tüm okulun yaka silktigi çocuk. Ukala, egolu ve aynı zaman da okulun en yakışıklı çocugu.
Bilge bu duruma utangaç bir gülümsemeyle cevap verdi.
O sırada Ceren çok öfkelenmişti."Şişttt diken saçlı, kızın tokasını ver çabuk." diyerek Efecan doğru adımlarını hızlandırdı.
Efecan o an gülme krizine girmişti.
"Diken saçlı, bu iyimiş."
"Gülmeyi kes de tokayı ver" diyerek avucunu açtı.
Efecan toka yerine avcuna sigarayı bırakınca, Ceren çok öfkelendi.
"Oradan sigara içen birine mi benziyorum."
Efecan, "İstersen nasıl içilmesi gerektiğini sana öğretirim."
Avcundaki sigarayı parçalayan Ceren, Efecana daha da yakından bakarak, "Tokayı al o zaman o diken saçlarını bağla." dediğinde etraftaki herkes gülmüştü.
Sinirlenme sırası Efecana geçmişti. "Kulağına eğilerek, bir gün benden sigara isteyeceksin, bunu sakın unutma" diyerek tokayı verdi.
Ecemle Bilge ne olduğunu anlamamış bir şekilde Cerene baktılar.
"Hadi derse" diyerek koşar adımlarla Ceren okula girdi.
Bilgenin çok hoşuna gitmişti, birisinin onun için bir şeyler yapması. Kendisi hayatta tokayı kendisi alamazdı. Bir yandan da Efecanın onunla uğraşması hoşuna gidiyordu. Her ne kadar o bunu eğlenmek amacıyla yapmış olsa da Bilge onun benimle konuşması bile yeter diyordu.
Sınıfa girdiklerinde boş olan sıralara oturmak istedilerse herkes dolu diye cevap verdi. Bir tane bile boş sıra bulamadılar. Ceren, Bilgenin yanına oturmuştu.
"Ecem gel 3 kişi otururuz" dedi Ceren.
Sıraya zor sığmışlardı. Herkes gülerek onlara bakıyordu."Alın sıranızda sizin olsun" dedi Ceren.
Hoca içeri girdiğinde kızların iki kişilik sıraya üç oturdukları görünce hiç şaşırmadı. Cemal Çetinin torunlarına kimsenin yer vermemesi normal diye gördü. Elinden gelse kendisi de onlara ders anlatmayacaktı ama.
"Evet gençler günaydın."
"Bugün sözlümüz vardı öyle değil mi?" dediğinde herkes, "Hocam hazır değiliz başka zaman yapın gibi" bahaneler söylemeye başladılar."Olmaz bugün olacak" dedi edebiyat hocaları.
"Hatta yeni gelen kızlardan başlayalım" dedi.
"Sen ismin ne?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kasabaya Dönüş
Ficción GeneralKenan Bey son kez babasının gözlerinin içine baktı. Bakışlarındaki masumiyeti görebiliyordu. "Tamam baba sen huzur içinde uyu verdiğim sözü tutacağım." dedi. Kovuldukları o kasabaya geri dönüyordu, Kenan Bey karısı ve ikiz kızlarıyla. Kasaba halkı...