10 Nisan 1384
İngiltere Londra Lanchester Mülkü.
Louis;
Lanchester malikanesi önüne geldiğimde arabanın camındaki perdeyi sıyırıp hafifçe dışarı baktım. Tören alayının sesi halkın uğultusu ve karşılama borazanlarının gürültüsü bedenimde ufaktan kasılmalar neden olmuştu. Kapının açılmasını beklerken elimdeki teri üzerime sildim ve gözlerimi kıstım. Bir başımaydım babam ve annem ailemin geri kalanıyla birlikte bu karşılama olayı ardından yarın gelecektiler ve Sinclair mülküne geçeceklerdi. Babam da annemde ne buraya ayak basmaya ne de eve girmeye hazır değildi ki amcamın cenazesinde dahi gizlenmişti babam... Kendi yurdunda kendi evine girmeye çekiniyordu. Bunun tüm ağırlığı ise benim omuzlarımda yüktü. Bu evden içeri ailem olmadan girmenin üzüntüsünü yaşıyor sebep olanlara her geçen saniye daha çok bileniyordum. Sıktığım dişlerimi serbest bırakmaksızın bir gün önce, ayrılmadan evvel babamın özenle seçtiği ve hazırladığı üzerime son kez bakıp omuzlarımı dikleştirdim. Malikanenin önünden çok sık geçmiş ve dahi amcam hayattayken gelip kalmışlığım da olmuştu. Bana yabancı değildi lakin ruhuma yabancıydı. İçim de hiç rahat değildi. Babamın elinde bir bez torba ve kucağında benimle çıkıp gittiği bu yere nasıl alışacaktım hiçbir fikrim yoktu. Kabullenmem ise babamı ikna ettiğimde olacaktı şüphesiz. Düğüne beş gün vardı ve bu beş günümde onları nasıl başları dik ve gururla evlerine döndüreceğimi uzun uzun düşünecektim. Babam eve girmeyi kabul edene dek Quintonun kızının içinde bulunduğu her oda şüphesiz ona zindan olacaktı...
Kapı açıldığında büyüyen alkış ve cümbüşü kesilip onun gibi dışarıdaki Herkesin de nefeslerini tuttuğunu hissettim. Arabadan aşağı inip belli belirsiz bir tebessümle karşımda duran eve baktım.
Askerler benim için selam durduğunda ise etrafıma bakınmadan eve doğru emin adımlarla yürümeye koyuldum. İç çekişlerini duyabiliyordum ya da beni gözleyen hayret dolu bakışları hissetmemem mümkün değildi. Babama benziyordum ve muhtemelen onu tanıyan orta yaşlılar bu benzerliği fark etmişti çünkü göz ucumu halka doğru kaydırdığımda eliyle ağzını örtmüş pek çok kişi görmüştüm. Zor olan kısmın bir kısmı hallolmuş gibiydi kalanı beş gün sonra sarayda yapılacak törenlerdi. İlk olarak görevi resmen devralacak ardından saçma da olsa yeniden vaftiz olacak ve sonrasında evlenecektim. Açılan kapılardan malikane içine adım attıktan sonra durup etrafıma ve merdiven kenarında boydan boya dizilmiş hizmetli lere göz gezdirdim diğer kenarda uşaklar vardı ve aralarından bir tanesinin başını kaldırmamak için kendisini zor tuttuğunun farkındaydım. "Babam zamanından burada bulunanlar" dedim sakince aynı adam ve karşı taraftan iki kadın öne doğru çıktılar. Gözlerindeki gülümsemeye bir müddet baktım ve biraz ani bir şekilde cümlemi tamamladım "Siz görev yerlerinize dönün geri kalan kovuldunuz" Peşimden gelen askere omzum üzerinden kısa bir bakış gönderdim. "Akşama doğru yeni çalışanlar gelecek. Onlar gelene dek kimseden görüşme kabul etmiyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM MELEĞİ
Fiksi SejarahÖyle tutkuluydun ki hayata başlarken... Şimdiyse küçücük bir çiçek teselli ediyor seni... Aradaki o büyük boşluğun adı, Aşk olsa gerek... Cezmi Ersöz Geçmişin sırları açığa çıktığında intikam uğruna hayatını baştan sona değiştirmeye karar veren genç...