Haiii, ben geldiiim. Ayyy DE taekookumu özlemişiiim. Finale son iki bölüm kaldı hüğğğğ.
Hayalet olmayı bırakın, oy ve yorumlarınızı görmek istiyorum. Lütfen şu fice hak ettiği değeri, ilgiyi gösterin artık!
Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim...
+++++
Jungkook'un uyuyup dinlenmeye ihtiyacı olmuştu. Şeytan, onu kendi yatağında yatırmış ve bir an bile yanından ayrılmamıştı.
Cehennem ateşi genç çocuğun bedenini terk etmiş olsa dahi, gözbebeklerine benek misali yerleşen o turunculuk saatlerce kalmıştı.
Ancak genç çocuk uyuyup uykusundan uyandığı zaman o benekler gözbebeklerini terk etmişti.
Babasını görmek için, gizlice Taehyung sayesinde cennete girebilecekti, bunun içinse gözlerindeki cehennem azabının tamamen yok olmasını beklemek durumunda kalmışlardı.
Jungkook, gözlerini açar açmaz yataktan fırladığı gibi ilk işi aynanın karşısına geçip gözlerini kontrol etmek olmuştu.
Gözlerinin tamamen normale döndüğünü gördüğünde yaşadığı o mutluluğu şeytanın kendi gözleriyle izlemesi paha biçilemezdi.
Jungkook, içini büsbütün kaplayan o katıksız heyecanın etkisiyle koşturarak henüz ayağa kalkan şeytan Taehyung'un önünde aldı soluğu.
Yoğun heyecanı, uyku sersemliğini bile toz zerrecikleri misali dağıtmıştı.
"Gidebilir miyiz? Lütfen artık gidebilir miyiz babamı görmeye?" Neredeyse tek bir nefeste konuştu.
Taehyung, genç çocuğun elmacık kemiğini parmak boğumuyla okşayarak başını ağır ağır olumlu anlamda salladığında Jungkook'un gözleri irileşti.
Neşeyle, ayak tabanlarını zemine vura vura zıplarken ellerini ise Taehyung'un geniş omuzlarına yerleştirmişti. "Babamı görebileceğim." diye cıvıldadı.
Gözlerine, yüzüne yansıyan o mutluluğu daim kılabilmek, görebilmek için Taehyung her şeyi yapabileceği gerçeğiyle bir kez daha yüzleşti.
Ellerini genç çocuğun o incecik beline sarmaladığında, Jungkook hızlıca omuzlarından tutan ellerini Taehyung'un ensesinde birleştirip kavuşturdu.
Sıkı sıkıya sarıldılar birbirlerine. "Ben artık yalnızca bir şeytan değilim." diye fısıldadı Taehyung, genç çocuğun kulağına doğru. "Ben artık senin mutluluğunu daim kılan elçinim. Mutluluğun elçisi."
Genç çocuk, şeytanın kulağına sıcak solukları eşliğinde bıraktığı fısıltısını duyunca dudaklarındaki gülüşü mümkünmüş gibi daha da genişledi. Ağzı, kulaklarına varacak raddeye geldi.
"Senin yanındayken güvende ve mutlu hissediyorum." diye fısıldadı tıpkı Taehyung gibi. Başını hafifçe geri çekip onun yüzünü görebilecek şekilde konuşmayı seçmişti.
"Yıldız gözlüm." dedi ve uzanarak Jungkook'un önce sol, ardından sağ göz kapakları üstünden öptü.
Jungkook, refleksle kapanan gözlerini, Taehyung'un sıcacık yumuşak dudaklarının teninden çekilmesiyle birlikte araladığında bakışları orta yolda kesişti.
Genç çocuğun belini sahiplenici bir şekilde kavrayan elleri yanaklarına tırmandı.
Jungkook'un yüzünü avuçlayıp uzanarak dudaklarını genç çocuğun burnuna bastırdı.
Ardından, geri çekilmeden burnunun üstüne soluklarını sala sala konuştu. "Fındık burunlum." Konuşurken şeytanın nemli dudakları genç çocuğun tenine sürtündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEVIL'S EYE • TAEKOOK ✓
FanficTanrı, şeytan Kim Taehyung'un itaatsizliğinden ötürü onu tek gözünden kopararak cezalandırdı. Ve şeytanın gözü tenine kazınan genç çocuk Jeon Jungkook, boynundaki saklamaya çalıştığı şeytanın gözü yüzünden yaşadığı hayatı boyunca canavar olarak dışl...