34. BÖLÜM

172 29 1
                                    

【ALVIN】

Nihayet Noel sabahıydı. Lucien benden öğleden sonra saat iki buçukta gelmemi istemişti ve bu yüzden düşündüğümden daha uzun süre uyumuştum. Sonunda sabah on bir buçukta uyandığımda yapmam gereken her şeyi yaptım - yani; dişlerimi fırçalamak, duş almak, kahvaltı yapmak ve bazı şeyler işte. Ardından diğer arkadaşlarıma ağaçları süslemek için evine gitmemiz gerektiğini söyledim ve saati haber ettim.

Delilah, süslemesi için üç küçük ağaç olduğunu öğrendiğinde fazlasıyla heyecanlandı ancak Antonio'nun tepkisi daha farklıydı.

"Üçünün de üstüne tek tek oturuşumu izlemeniz harika olacak."

Böyle bir şeyi söylemeye nasıl cüret edebiliyordu?

Bugün için düzgün bir kıyafet seçtim ama saçımı taramakla uğraşmadım çünkü şaşırtıcı bir şekilde, olduğu gibi iyi görünüyordu.

Kanepemde oturup kesinlikle hiçbir şey yapmadan - yani Netflix'te gezinirken ve kendi kendime izlenecek iyi bir şey olmadığından şikayet ederken demek istiyorum - Antonio, Rowan ve Delilah geldi. Delilah yanında Alfredo'yu da getirmişti ve açıkçası görünüşü ismine hiç yakışmıyordu - sesi de uymuyordu.

İlk birkaç dakikayı evimde sohbet ederek geçirdik ve Alfredo bize bir erkeğe dönüşme macerasını anlattı - dikkatle dinledim ve tüm kalbimle söyleyebilirim ki bugüne kadar duyduğum en iyi şeylerden biriydi. Tabii ki Lucien'in sesi dışında.

Sonunda Lucien'e gitme zamanı geldiğinde, dekorasyon çantamı yanıma aldım ve verandasında beklerken kalbim bir kez daha ışık hızında atmaya başladı. Ah, böyle hissetmemek için nasıl da canımı verirdim.

Öpücükten sonra onunla ilk kez karşılaşacaktım ve bu beni daha da gergin hissettiriyordu.

Sonsuzluk ve bir gün gibi gelen bir sürenin ardından kapı nihayet açıldığında, söyleyecek doğru kelimeleri bulamadım. Kesinlikle nefes kesici görünüyordu. Düzgünce geriye doğru taranmış saçı, kollarını biraz geriye katladığı siyah gömleği... Tam o anda ona olan aşkımı ilan etmeye neredeyse hazırdım.

Vakit kaybetmeden diğerlerini selamladı ve bana ulaşmadan önce onları içeri davet etti ardından beni görünce gülümsemesi büyüdü ve bu da kendimi garip bir şekilde özel hissetmeme neden oldu. Henüz bir şey söylemediğimi fark ettiğimde beceriksizce boğazımı temizledim. "İyi görünüyorsun."

"Teşekkürler, Alvin. Sen de öyle." diye yanıtladı ve şakacı bir tavırla saçlarımı okşamak için kolunu uzattı. "Seni özledim."

"Ben de seni özledim." diye itiraf ettim utanarak ve bakışlarından mı kaçarak yere baktım.

"Öyle mi?" Kıkırdayarak cevap verdi, sonra uzandı ve ince parmaklarını bileğime doladı ardından, kapıyı arkasından kapatırken beni evin içine çekti.

Harika, bileğimi tuttuğu için kızarıyordum. Dokunulmaya hasret kalmış bir hayvan gibiyim. Belki de gerçekten öyleydim, kim bilir?

Delilah da kendi süslerini getirdiği için Alfredo ile birlikte çoktan ağaçlardan birini süslemeye başlamış, Antonio ise Rowan'la birlikte ağaçlardan birinin yanında durmuş, getirdiğim süsleri onunla paylaşmamı bekliyordu. Çantayı Lucien'le süsleyeceğimiz ağacın arasına koydum.

"Vay be, bu daha çok çiftlerin ağaç süsleme yarışına benziyor." diye dalga geçti Antonio bana sinsice göz kırparak. Ona Lucien ve benim bir çift olmadığımızı söyleyemeden Lucien kolunu omzuma attı ve beni yanına çekti, "Biz kazanacağız. "

Kelebekler.

"Hiç de bile." diye alay etti Rowan. "Bizi geçmeyi dene."

"Hadi bakalım." dedi kaşlarını meydan okurcasına kaldırdı. Ardından bana döndü. "Onları yenelim mi?"

"Evet." Basitçe cevap verdim çünkü başka bir şey bulamadım. Çantaya uzanıp bana bir süs vermeden önce tutuk halime güldü. "Bunu ağaca asar mısın?"

Antonio, "Aman ne kadar da kibar." diye alay etti. "İyi bir erkek arkadaş olma çabasındasın sanırım?"

Lucien kendini beğenmiş bir şekilde göz kırptı. "İyi bir erkek arkadaş olmadığımı varsaymak büyük cesaret." diye karşılık verdi. Ben ise bir şey söyleyemeyecek kadar şaşırmıştım, bu yüzden bana söylendiği gibi süsü ağaca asmaya devam ettim.

"Burada neden diş fırçası var?" diye sordu Lucien, süs eşyalarımı koyduğum çantadan kullanılmamış bir diş fırçası çıkararak.

"Alvin ve Sincaplar filminde de böyle olmadı mı?" Delilah kahkahayla sordu.

"Oldu, tam da bu yüzden onu oraya koydum." dedim gururla, ellerimi belime koyarak. "Sonuçta benim adım Alvin, o yüzden ben de-"

"İnan kimsenin umurunda değil,." diye araya girdi Antonio ve üstümden uzanıp süsleri çaldı.

"Bütün o süsleri geri alacağımı biliyorsun. Asacak bir şeyin kalmayıp ağacın çıplak olduğunda zırlamaya kalkma sakın." diye tehdit ettim ve ardından Antonio dramatik bir şekilde nefesini tuttu.

"Bana meydan okumaya cüret mi ediyorsun, ölümlü?" diye meydan okudu, dövüş pozisyonuna geçti.

"Ah, kapa çeneni ve bana yardım et." diye yakındı Rowan ama kahkahasını bastırmaya çalıştığı belliydi.

Bu uzun, çok uzun bir gün olacaktı.

Pest Control 🕷Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin