4. DAMAR

76 35 0
                                    

"İntikam sevgiyi köreltebiliyordu..."



Güneş tamda tepelerine gelmiş durumdaydı. O kocaman ormanın içine büyük ağaçlardan ve sarmaşıklardan dolayı sadece keskin ışıklarını sızdırabiliyordu. Ayaz sanki biraz kestirmiş gibiydi. Aniden tekrar bir kabustan uyanır gibi uyandı. Kolunda bir ağrı vardı, aniden koluna baktı. Kolunda bir şey yoktu işin ilginç tarafı kolundaki damarlar hiç olmadığı kadar şişmiştı ve oldukça belirgindi.

Yeşilin tonuylan karışmış kırmızı damarlar...

Derin bir nefes aldı ve yutkundu. Sağına ve soluna baktı ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Uzun bir süre koluna baktı :
Kolunda damar yolu açılmıştı. Böyle bir ihtimal kafasından dahi geçmezdi ama olmuştu. Ayaz diğer eliyle boynunu sıvazladı kafayı yemiş ve deliye dönmüş gibi tekrar etrafına bakındı. İçinden :

"Şaka mı bu olum ! Ölüceksem hadi öleyim uzamasın her seferinde gözümü açıyorum aynı şey "

Diye geçirdi. Kendi damarlarına oda hayran kalmış gibi dakika da bir bakıyordu. İşin ciddiyetine yeni varmış gibi :

"Burda bizden başka birileri de mi var ? Benim bu kolumun hali ne ? Kim yaptı bunu ? Allah kahretsin !" Diye söylenmeye başladı.

Ardından tekrar, tekrar etrafına bakındı. Gözü hala yerde hareketsiz şekilde duran Alvine takıldı. Gözleri dolucak gibi, oldu yumruğunu sıktı. İçinden :
"Bir mucize olmaz mı ? Allahım !"
Diyerek Alvine yaklaştı. Alvin eski yerinden oynatılmıştı, vücudunun izi çamur birikintisinin üstünde beliydi. Aynı şey Alvine' de olmuş mu ? Diye koluna baktı.
Evet olmuştu, aynı şekil damarları belirgindi ve hafif şişmiş gibiydi. Açıkcası onunda damar yolu açılmıştı. Ayaz isyan eder gibi;
"Lan kardeşime niye dokundunuz eyer hâlâ burdaysanız karşıma çıkın sizi p!çler"
Ayaz Alvin'nin kolunu ovalıyormuş gibi dokundu.
Alvin bunu hissetmişti...
Bir anda kolunu hareket ettirdi ve istemsiz bir şekilde geri çekti. Ayaz şoka girmiş durumdaydı. Bir an hayal gördüğünü sandı. "Alvin !"
diye seslendi, bir kaç defa sarstı.

Alvin ölmemişti...

Ayaz Alvinin kafasını usulca yukarı kaldırdı mutluluktan adeta dili tutulmuştu.

Alvin aniden öksürmeye başladı. O an Ayaz kahkahalara gömüldü. Bir yandan gözünden yaş geliyor, bir yandan kahkaha atıyordu. Onun o halini çözmek çok zordu.

"Acaba farkında olmadan o ruh halinin kaçıncı seviyesindeydi ?"

Alvin bir süre olduğu yerde gökyüzünü kısık gözlerle süzdü. O sırada Ayaz kendi kendine konuşmaya başladı;
"Ben sana demedim mi o ölmez zemheri !"

...

Zemheri onu esir alan ruh ( ikinci şahıs ) :

Böyle bir olay neredeyse imkansızdır ancak tam anlamıyla imkansız olduğuna dair bir delil bulunmamaktadır. Bu durumu yaşayan kişiler anormal insan sıfatını taşırlar. Bir tranva sonucu yada başka bir sebepten dolayı bu kişiler sanki etraflarında ikinci bir şahıs varmış gibi sürekli onunla sohbet eder ve onun emri altında hareket ederler. Psikolojik rahatsızlık olarak ta tanımlanabilir.

...

Ayaz onu esir alan ikinci şahsı zemheri diye tanımlıyor, oysa ona mahkûm olmuş fakat farkında değil.

Ayaz Alvini olduğu yerden kaldırmaya çalışıyordu. Alvin'nin çamurdan bulanmış bedeni Ayaz'ın ki gibi sırılsıklamdı. Ayaz, Alvine "Burdan gitmemiz lazım"
diye direniyordu. Alvin yeni kendine gelmiş, arkasında duran ağaça yaslanmış derin, derin soluk alıyordu. Alvin yüzünü buruşturdu, boğazı hiç olmadığı kadar ağrıyordu. Zorda olsa önce yutkundu diye bildiği tek kelime :

KANCAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin