Flashback
"Nasıl bu kadar sorumsuz olabilirsin anlamıyorum, istediğin herşeyi veriyoruz sana neden bir nebze bizi anlama çalısmıyorsun neden biraz bizi düşünmek istemiyorsun"Küçük çocuk ayağa kalktı...
"Neyin sorumsuzluğu bu anne ben hep sizin istediklerinizi yapmak zorunda mıyım bıktım artık resmen sizin için yaşı-"
Sözünü bitiremeden yüzüne sert bir tokat yemişti kafası yana yatmıştı,yanağı sızlıyordu
"Bir daha,bir daha asla senden böyle bir şey duymayayım"
Kapıyı sertçe kapatıp dışarı çıktı.Küçük yere çöktü ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı ve o an kendine bir söz verdi...
"Reşit olduğumda bu cehennemden kurtalacağım..."
***
Jimin...
Sabah çalan alarmımla uyanmıştım kapatmaya çalışırken telefonu yere düşürmüştüm almak için kalktığımda güneş yüzüme bir tokat gibi çarpmıştı ve uyuma hevesim yerle bir olmuştu.Bugün tamamen reşit olucaktım o yüzden bir nebze olsun iyi hissediyorumdum sonuçta artık özgür olacaktım.Yani umarım...
Kalkıp aşagı indim annemle babam yoktu sanarım işteler diye düşünüyorumdum.Evde olmadıklarından emin olduktan sonra odama çıkıp minik bir sırt çantası hazırladım biletimi almıştım seul'e gidiyordum.Saat üçte annemlere kütüphaneye diye uydurup gidecektim, sonsuza kadar...
Ailemi özlemeyi isterdim hep diğer ailelere imrenerek bakardım.Ailemle birlikte vakit geçirmeyi o kadar isterdim ki ama bizim ailemiz öyle değildi.Daha doğrusu biz bir aile değildik.Onları asla özlemeyeceğime ve gideceğime pişman olmayacağıma yüz de yüz emindim...
Bir kilit açılma sesi duyduğum da çantamın fermuarını kapatıp dolabına koydum hemen masama oturup bir kitap açtım.Yaklaşık beş saniye sonra annem kapıyı açtı...
"Jimin ders mi çalışıyorsun oğlum"
Ona ben senin oğlun değilim diye haykırmak isterdim ama şuan olmazdı sakin kalmalıydım.Normal insanlar kahvaltı yaptınmı oğlum diye sormazmıydı?
"Hm hm"
Gelip saçımı okşadı...
Aklıma bir fikir gelmişti.Reşit olmam için doğum günümü kutlamam lazımdı ama saat üçte gidicektim yani akşam kutlayamazdım.Yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim...
"Anne doğum günümü sabah kutlayamazmıyız?"
Anlam verememiş gibi suratıma bakıyordu...
"Neden böyle bir şey istiyorsun?"
Avuç içlerim terlemeye başlamıştı asla yalan söylemeyi beceremezdim.Çünkü hep yakalanırdım ve ceza alırdım.
Aklınızdaki soruyu cevaplıyım.Karanlık bir odada bekletilme cezası.Oda bomboş ne yemek ne su veriyorlar orda beni saatlerce bekletiyorlardı küçüklüğümden beri ve hâlâ arada sırada oraya girmek zorunda kalıyorum...
"Akşamları pek sevmem de"
"..."
"Yani eğer işiniz yok-"
"Peki babana soracağım"
Çok heycanlanıyordum.Ya anlarlarsa.Ya yine ceza alır ve gidemezsem.Şuan tek istediğim anlamamış olmalarıydı...
Beş dakika sonra annem odama girdi elime biraz para sıkıştırdı...
"Babanın önemleri işleri var tatlım ve benimde bir girmem gereken bir toplantım var.Doğum gününü tek başına kutlayabilirmisin?"
Başımı evet anlamında salladım annem saçma ve sahte olduğu bir o kadar belli olan bir gülümseme sundu ve dışarı çıktı.Mutluydum bir buçuk gibi çıkıp bir şeyler yiyip gidecektim...
Saat bir buçuğa geliyordu çantamı alıp aşşağı indim.
"Jimin bu çanta ne için?"
"Doğum günümü kutladıktan sonra kütüphaneye gideceğim anne"
"..."
"Görüşürüz ben çıkıyorum"
Hızlıca evden çıktım evden oldukça uzakta bir kafede bir pasta alıp oturdum.Tam pastamı yemeğe başlıyacaktım ki arkadaşım Tae aradı ona gideceğimi söylemiştim bir tek o biliyordu.Tek arkadaşım oydu ve bana oldukça iyi davranıyordu gideceğimi öğrendiği zaman ağlamıştı.Onu çok seviyordum.Bekletmeden telefonu açtım.
-Jimin çıktınmı?
-hayır bir kafede oturuyordum
-hm bir saniye sola dönermisiniz acaba?
Sola döndüğümde camdan bana bakıp sırıtan Tae'yı görmeyi hiç beklemiyordum telefonu kapatıp içeri girdi.Karşıma oturdu.Ve bir kutu uzattı...
"İyiki doğdun Jiminie"
Ağlamak istiyordum ama kendimi tutmam lazımdı eğer ağladığımı görürse üzülebilirdi.Kutuyu aldım...
"Teşekkürler Tae..."
Kutuyu açtım.İçinden minik bir kar küresi çıkmıştı.Hediyeyi bırakıp kalkıp Tae'ya sarıldım.
"Beni asla unutma tammammı,asla Jimin"
"Asla Tae,asla..."
Şuan Tae beni uğurluyordu bir kez daha dönüp ona baktım ve haykırdım...
"Seni asla unutmayacağım Tatae"
içeri girdim ve koltuğuma oturup kemerimi bağladım.Kafamı cama yaslayıp biraz düşündüm...
Ailemi bir nebze olsun özleyecek miyim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mari
FanfictionJimin artık dayanamayıp evden kaçmak istiyordu sadece reşit olması gerekirdi...